• basitçe "ercan saatçi - sayenizde" diyerek örnekleyebileceğim bu şarkılar, bünyede zincirleme tuhaf tepkilere ve toplum içinde başkalaşmaya yol açan evrendeki kara deliklerdir, matrix'te birer kaymadır, sonsuz ihtimalsizliktir. insanı çok pis yanıltır ve çok zor durumlarda bırakabilir.

    1) şarkı geç farkedilir : normal şartlarda ercan saatçi'nin albüm çıkış tarihlerini takip eden bir bünye değilseniz (çok içtenlikle hiçbirinizin öyle olmadığını umut ediyorum) şarkıyı farketmeniz hayli zaman alacak, bu esnada şarkı türk pop müziğine gönül vermiş televizyon ve radyoların listelerinde gerilere düşecek ve daha az çalınır hale gelecektir. şarkıyı umumi yayın yapan mecralarda dinleme olasılığınız düşecektir.

    2) madem umumi dinleyemiyorum kasedini alırım yanlışı : alamazsınız. daha geçen gün resim çantanızın arkasına dev gibi metallica yazdınız, ertesi gün okulda m'nin yanlış bacağını uzattığınızı farkettiniz, metal dünyası siz götüyle güldü.bunun üzerine metalci dahi olamamış karakterinizle müzik markete girip alabildiğine kısık sesle ve hızlıca "ercan saatçinin son kasedini istiyorum" diyebilir misiniz? dediniz diyelim, kasadaki eleman arkaya bağırıp kasedi isterse etraftan üzerinize bir anda çevrilen gözleri ne yapacaksınız?

    3) bi arkadaştan çekerim yaklaşımı: ha haayt diyorum sevgili okur, sen ki daha kendine öyle veya böyle ercan saatçi dinlediğini itiraf edememiş bir kimsesin, kime nasıl açılacaksın? asitçiler,metalciler, asitçilere yakın duran pop-asitçiler (ki benim ercan saatçi'de yaşadığımın çok benzerini yonca evcimik'in "sakın aldırma güneş erken batsın-gökyüzü küsmüş olsun yağmur başlasın" şarkısında yaşadı bunlar, halen itiraf edemezler) (allah da benim belamı versin o şarkının sözlerini hala hatırlamam bi yana, onu buraya yazarak beynimde daha da bi unutulmazlaştırdım), metalcilere yakın duran pop-metalciler (ilginç bir biçimde istanbullulara benzeyen bu yaşam formları, nasıl ki istanbul'lular bulunmadıkları kıyı için "karşı" diyorlarsa aynı mantık silsilesini izleyerek hep "öbür" don't cry'ı daha çok severler. hoşlanılan kız bu kategorideyse adama use your illusion'ın her iki kasedini de aldırır, aç bilaç harçlıksız bırakır, axl rose tipi tayt giymeye, "ben slash'in alnını gördüm olum" yalanlarını söylemeye sebebiyet verir)...bu kategoridekilerden hepsi ama hepsi binbir türlü farklı skalada müzik dinlerlerken, sizin "ercan saatçi" itirafınız skalaların, yelpazelerin dışına itilmekte, hor görülmekte, en fazla "mutlu yuvam evlendirme ajansı"na cv bırakan devlet malzeme ofisi emeklisi, cebeci'de dairesi olan, kısmetse huzurlu bir izdivaç isteyen, "müziğin her türlüsünü dinlerim" amcalarıyla aynı safta yer almanıza neden olmaktadır. çekemezsiniz o kasedi, isteyemezsiniz bile, sosyal kariyerinizi göz göre göre mahvedemezsiniz.

    4) belki başka sevenler de vardır umudu ve takma isimle ercan saatçi fan club üyeliği denemesi: sizi şarkıya götürmesi olası ancak hayatınızdan birçok şeyi bir daha hiç geri dönmemecesine terketme zorunluluğu bulunduran meşakatli bir yoldur. şarkının da ercan saatçi'nin de şüphesiz sevenleri vardır, onlarla temasa geçilebilir. lakin onlar "ercan saatçi sevenler kümesi"nin birer elemanıyken siz arada derede kalmış, o venn şemasının küçücük bi yerine hapsolmuş, tek başınıza bi kesişim kümesisinizdir. siz sadece "sayenizde" dinlemek isterken ve hatta utanmadan bunu sahilde yakılmış bir ateşin yanıbaşında gitarınızla çalarken şarkının bitmesine müteakip, daha bu sabah kırmızı bikinisinin popo arasına kaçmasına aldanarak tanıştığınız kızın "ayyy bi de tam ondört saat oldu telefonum hiç çalmadı'yı çalsanaaaa" isteğiyle irkilirsiniz. isterse dünyanın en selülitsiz insanı olsun bunu yapamayacağınızı belirtir, "olmayacağım! cumartesi'den cumartesi'ye programında aliminyum folyo giyen kayahan olmayacağım! ercan saatçi olmayacağım!" diye içinizde haykırırsınız. arkadaşlıklarınız başlamadan biter.

    5) mp3 çıktı artık hayat çok daha kolay düsturu : şarkının üzerinden yıllar geçtikten sonra sonunda ona kavuşabileceğiniz yegane yöntemdir. paylaşım programlarında (nick verilmeyenler tercih edilerek) günlerce, gecelerce şarkı aranır, tam kimseciklerde yok derken ansızın bir anda bulunur, indirilir. winamp açılırken eller titrer, gözlerde bir damla yaş birikir. şarkı artık sizindir, istediğiniz an dinlemenize açıktır. arada bir program'a bağlıyken birinin sizden şarkıyı çekmekte olduğunu görür hafif bir gururla sırıtırsınız, mutlusunuzdur...ta ki ibnenin biri gelip bütün bi müzik arşivinizi çalmaya başlayıp, şarkıları rasgele sıralayıp, iki iced earth, bir clash, bir green day ardından "sayenizde" başlayınca pis pis sırıtana dek...

    hazır yazmışken hepsini itiraf etmekte de fayda görüyorum

    mustafa sandal - bir gün gelip de karşıma çıkınca/ başkası varsa dilinin ucunda/ ağlatma / beni ağlatma şarkısı (adını bilemiyorum)
    tarkan - sıçrasam da göklere/ bir kuş olsam pencerede/ perdeyi kapatsam da/ ben seninleee şarkısı ("sıçrasam" değildi sanki ama...)
    cemali - duyulmak istiyorum / yumulmak istiyorum / kalbimde ruhunu/ görmek istiyorum (teey tey söndü gitti bu çocuklar da, yetenekliydiler halbuki)
    atilla atasoy - söyle bizden haberleeer/haberleeer/haberleerr (buraya kadar iyiydin, aha şimdi cıvıttın depeyi dediğinizi duyar gibiyim)
    bendeniz - bazen utanıyorum kendimden / bazen korkuyorum ölümden / heleey heley yar yüzünden/ bazen heley gül yüzünden (hah şimdi tamam olduk, tiksinin benden)

    yalnız şerefsizim yazdım rahatladım oh ya...

    edit : daha önce konuya değinen -benim bulabildiğim kadarıyla- sözlükteki ilk entry, telif niyetine (bkz: #269323)

    bir daha edit : entry'nin başından beri "sayenizde" diyorum, sanmayın ki erkek olanlarınızın kasıklarındaki o tatlı karıncalanmaların farkında değilim...alın buyrun, klipteki hatun budur : (bkz: ipek muldur)
  • yıldız tilbe - delikanlım
  • bir soyleside hicri bozdag, everyway that i can icin tam da bu tanimi yapmisti demir demirkan'a atifta bulunarak. "o sarkida bi rockcinin, bi metalcinin parmagi oldugunu ilk anda hissetmistim" seklinde de surdurmustu konusmasini, etrafimizda hayret adinda minik minik seyler belirmisti. *
  • bir vakitler ufuk yıldırım isimli kişi de tutkunum adlı parçayı yaparak bizleri şaşırtmıştı. hatta mevzubahis şarkının ford reklamlarında bile kullanılmışlığı vardır.
  • aradan seneler geçip, internet ortamlarında mp3'leri bulunmak suretiyle kimseye rezil kepaze olmadan ve "sağdan soldan duyarlar karizmam çizilir, duman olur" türünden risklerin de kulaklıkla gizli kapaklı bir şekilde aşılabileceği türden şarkılardır, fazlada dert etmemek gerekir zira bir elin beş parmağını geçmezler. en azından ben geçtiklerini görmedim zira şarkının kalitesiyle onu yapan kişi arasındaki ters orantı buna müsaade etmeyecektir, neticede popçudur adam. altı üstü bir popçudur.

    diğer yandan da, ola ki geçmişe özlem duyma gafletinde bulundunuz, böyle bir kimse tarafından yapılan x bir şarkıyı istisnalar dahilinde dinlediniz, dinlerken de murphy kanunu bu ya, enselendiniz, cümle aleme kepaze oldunuz. şekli şemali kurtarmak için kıvırmanın, paralel ipler kuramı dahilinde sonsuz üzeri varyasyonları vardır, yeniden insan içine çıkabilmek açısından başucunuzda bulunmaları tavsiye olunur.
  • bu şarkılar hakkında bildiğim ve hiç şaşmayacağımdan emin olduğum bir şey vardır ki, aralarına asla kutsi'nin hiç bir şarkısını almayacaklardır. öyle de kapalı bi komünitenin üyesidir bunların her biri.
  • cenk eroğlu'nun bestelediği ve kendini tüzmen diye lanse eden delikanlının doksanlı yılların kimbilir hangisinde seslendirdiği son rüya adlı parça* benim için bu kategoridedir. (himmm, cenk eroğlu popçu sayilir mi acaba?)
  • (bkz: yani)
  • yanına korlar mı adam seni, koparıp acıtmazlar mı beni, nafile yanar elim dudağım , seni bana yar ederler mi.. diye giden ismini bilemediğim şarkı..

    edit: sibel alaş ın adam şarkısıymış..lüzumsuzadam a hürmetle..
hesabın var mı? giriş yap