• bir çok büyük aktörden daha iyi aktördür . brad pitt , george clooney yanında amatör kalır.

    godfather'da oynamadığı için onu daha geri planda bir aktör sanıyoruz. francis ford capollo gibi bir yönetmenin parlattığı al pacino'dan bile daha iyi aktördür.

    1980 oscar törenlerinde krammer vs krammer'la oscar ödülünü kazandıktan sonra konuşmasında de şunu demiştir.

    " jack lemmon'ı , al pacino'yu , peter sellers'i , robert duvall'ı yendiğimi red ediyorum. biz bu sanatın bir parçasıyız. bu sektörde 100 bin'den fazla çalışan var ve çoğu aktör çok iyi yönetmenlerle çalışma fırsatı yaklayamadığı için bizim kadar şanslı değil.

    parasız bir aktörsen yazamazsın , resim yapamazsın , taksi şoförlüğü yaparken aksan alıştırması yapmak zorundasındır .

    bu ödüle aday olanlar hiçbiriniz kaybetmediniz ve bunu sizinle paylaşmaktan gurur duyuyorum." dustin hoffman 1980

    filmleri;

    (bkz: kramer vs. kramer)
    (bkz: tootsie)
    (bkz: hook)
    (bkz: little big man)
    (bkz: wag the dog)
    (bkz: all the president's men)

    big three my bests
    (bkz: papillon) ***
    (bkz: midnight cowboy) ***
    (bkz: rainman) ***
  • dustin hoffman 1967'de the graduate filminde benjamin braddock karakterini oynayana kadar amerikan sineması boylu poslu yakışıklı ve karizmatik jönlerden başkasına pek şans tanımıyordu. hatta bir keresinde halası pearl ona oyuncu olmak için çok çirkin olduğunu söylemiş. bu anı ile ilgili bilgi bu günlere kadar gelip bizi bulduysa dustin hoffman'ın yüzüne karşı söylendiğinde onu çok üzmüş ve etkilemiş olmalı diye düşünüyorum. a*k* senin pearl hala. insanlara böyle şeyler söylenmez.

    ne diyorduk, the graduate filmi. bu filmde de zaten robert redford'un oynaması düşünülüyormuş. kızıl sarı saçlı yakışıklı redford rolün doğal adayıdır. ama benjamin karakterinin çeşitli nevrozlar ve güvensizlikler gibi bazı eksikliklere de ihtiyacı vardır. bu gibi sebeplerden yönetmen mike nichols hoffman'da karar kılar. yani adam resmen jön olmayışı ile role seçilir ama 1.68 cm'lik pek tanınmayan bu tiyatro oyuncusu karakter için fazla yahudi göründüğünü düşünür.
    -- bu arada bir insan nasıl yahudi görünür? "yahudi görünmek" de nedir biri bana açıklarsa. yani benim için bir insanın yahudi görünmesi için en azından bir kipa ya da ne bileyim davud yıldızı kolyesi falan takması lazım. yoksa nereden anlayacağız? --
    neyse, yönetmen nichols da hoffman'ı ikna etmek için karakterin aslında içinde yahudi olduğuna ikna eder. - :) -

    the graduate filminden blockbusterın yani video kaset döneminin başlangıcına (1985) kadarki "new hollywood" denilen dönem genellikle yönetmenler dönemi diye adlandırılırmış. bu dönemde robert altman, roman polanski ve martin scorsese gibi kendi tarzı olan yönetmenler stüdyo sisteminin değişmekte olan temel ilkelerinden faydalanarak akıllıca özgün işler çıkarırlar.

    yine aynı dönemde kamera önündeki yüzler de değişiyordur. daha önce de çileli protagonistler vardır ama onları marlon brando ya da james dean oynuyordur. 1967'den sonra ise başrol oyuncuları sadece redford gibiler değil, hoffman gibiler de olmaya başlar. işte bu hiç alışılmadık bir şeydir.

    hoffman, aynı dönemden arkadaşları olan gene hackman ve robert duvall gibi oyuncular için yolu aydınlatır. ve hatta bu yol hala aydınlıktır ve jesse eisenberg, jonah hill, jason schwartzman gibi aktörler yürümeye devam etmektedir.

    the graduate filminden 4 yıl sonra robert redford başka bir rolü daha kaybeder. paramount yapımcısı bob evans, francis ford coppola'ya yeni gangster filminde başrol olarak redford'u seçmesi için ısrar eder. ama inatçı ve dikkafalı coppola filmde al pacino adında 1.70'lik hiç tanınmayan sicilya asıllı bir amerikalıyı oynatmak ister. peki hoffman the graduate filmiyle başarı elde etmeseydi pacino godfather olabilir miydi?

    son bir not: eleştirmenler tarafından değil aktörler tarafından oy verilerek seçilen yakın tarihli bir "gelmiş geçmiş en iyi filmler" listesi var. ve listenin başında hoffman'ın istediği rolü kazanmak için kadın kılığına giren bir aktörü canlandırdığı tootsie filmi yer alıyor. the godfather ikinci sıradadır.

    kaynak: https://www.independent.co.uk/…aduate-10441192.html
    yazar: tim walker
    * ben de araya minik eklemeler çıkarmalar yaptım.
  • 1937 doğumlu amerikalı aktör. parasızlık yüzünden gene hackman ve karısının evinde yaşadığı günlerde çektiği the graduate filmi ile ünlendi ve oscar adayı oldu. iki sene sonra * sokaklarda yaşayan bir dolandırıcıyı oynadığı midnight cowboy filmi ile ikinci adaylığını kazandı ama ödülü john wayne'e kaptırdı. bu arada ne midnight cowboy western klasiğidir ne de hoffman filmde ukala serseri bir kovboyu canlandırır. (her okuduğunuza inanmayın) bu filmden sonra iyice ünlenen hoffman little big man'de 121 yaşındaki bir kızılderiliyi (ve elbette gençliğini) papillon'da ömür boyu hapse çarptırılmış bir mahkumu, ona üçüncü adaylığını kazandıracak lenny'de bir komedyeni, all the president's men'de watergate skandalında önemli bir rol oynayan gazeteci carl bernstein'i canlandırdı.

    1976 yılında oscar almadığı hatta aday bile gösterilmediği (dedim ya inanmayın her okuduğunuza) marathon man'de efsanevi oyuncu sir laurence olivier ile karşılıklı oynarken method acting'in bokunu çıkarınca olivier'den hayatının lafını yedi. daha yorgun ve bitkin görünebilmek için günlerce uyumadan sete gelince sir'i korkutup "bu çocuğun nesi var hasta mı?" demesine yol açmış, gerçek ortaya çıkınca da "zavallı çocuk neden sadece rol yapmıyor ki?" tepkisi ile karşılaşmış ve bu lafın acısıyla bir hafta kadar daha uyuyamamıştır herhalde.

    1979 yılında kramer vs. kramer'deki mükemmel oyunculuğuyla ilk oscarını kazanan hoffman settekilere ecel terleri döktürmüş, doğaçlama yapan meryl streep'in kafasına kristal kadeh fırlatmış(bu sahne filmde mevcut) yönetmen robert benton'a da "verdiğiniz hiçbir ödül bana dustin hoffmanla geçirdiğim dört ayımı geri veremez" dedirtmiştir.

    iş bulamadığı için kadın kılığına girip bir soap operada rol alan bir aktör'ü canlandırdığı tootsie ile çirkin kadın yoktur bakımsız kadın vardır sözünü haklı çıkartan yıldız bu halinden gaza gelerek kendisini fotomontajla kadın giysilieri içinde gösteren los angeles dergisine 3 milyon dolarlık tazminat davası açtı ve kazandı.

    yakın arkadaşı warren beatty ile çektiği haluk bilginer'in de küçük bir rol aldığı ishtar gişede iki seksen yattı ama o sene çevirdiği rain man filmi ona ikinci oscarını getirince herkes ishtar faciasını unuttu ve yarattığı otistik raymond karakterini hayranlıkla izledi.

    hero filmiyle midnight cowboy'daki üçkağıtçı karakterinin çoluğa çocuğa karışmış halini canlandiran hoffman bu dönemden sonra bence wag the dog'a kadar adam gibi çok az filmde oynadı.

    ister bir otistik, ister üç kağıtçı ister jeanne d'arc'ın vicdanını oynasın her rolün altından rahatlıkla kalkan usta oyuncuyu nedense son dönemlerde adam gibi bir rolde görmek nasip olmadı bana. belki de çalışması çok zor bir aktör olduğu içindir. yine de izlemesi en çok keyif veren aktörlerden biridir.
  • kramer vs. kramer adlı film ile en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandığı gece " doğum kontrolü yapmadıkları için anneme ve babama teşekkür ederim" diye konuşma yapan oyuncu.
  • botoksa fazla bulaşmadan, şanına yakışır şekilde yaşlanan aktör.

    ikinci bir mickey rourke ya da stallone botoksu facia'sı görmemek ne güzel.
  • nedense çok fazla göz önünde olmayan ya da başka bir deyişle göz önünde bulundurulmayan, ama yaşayan en önemli aktörlerden biri olduğu konusunda sinemaseverlerin hemfikir olduğuna inandığım aktör.
  • hakkında bu kadar az entry girilmiş olduğunu görünce, sinemanın öldüğünü düşündürten insan. metod oyunculuğunun hakkını onun kadar veren çok az kişi vardır. istisnasız her filminde, hipnoz etkisi yaratan oyun gücüyle dustin hoffman olduğunu unutturur insana. bukalemun gibidir. the graduate, papillon, kramer vs kramer, rain man... fetiş oyuncumdur. bir filmde bir an görünmüş olması bile, o filmi ne yapıp edip izleme isteği doğurur.
  • dusundum dusundum hakkinda bu kadar az entry olmasini al pacino ya da robert de niro kadar yakisikli olmamasina bagladim yoksa oyunculukta ikisinden de asagi kalir yani yoktur kanaatimce.ozellikte yan rollerde harikalar yaratir ve basrolden calar.cok karakteristik bir burnu vardir bu konuda gerard depardieu ile yarisir hatta kazanir.
  • en buyuk pismanlikarindan biri taxi driver filminde oynamayi kabul etmemesidir.
  • hollywood'un en efsanevi oyuncularından biri. yıllar önce digiturk'de goldmax diye bir kanal vardı ve bu kanalda film aralarında oyuncularla ilgili ilginç bilgiler verilirdi. işte burada dustin hoffman'la ilgili enteresan bir bilgi de vardı.

    dustin hoffman oyuncu olmak için okulunu yarıda bırakmış ve pasadena playhouse isimli tiyatroda arkadaşı gene hackman ile oyunculuk dersleri almaktaymış. bu ikili çok haylazmış ve sürekli hocalardan azar yermiş. ilerleyen zamanlarda bu ikili iyice zıvanadan çıkmış ve hocalardan biri ' bu sınıftaki herkesten oyuncu olur fakat sizden hiçbir şey olmaz ' deyip onları tiyatrodan attırmış.

    programın sonunda ikilinin o hocayla bir fotoğrafı da gösterilmişti fakat ben o fotoğrafa ulaşamadım. ayrıca hocanın ufak da bir röportajı vardı. gazeteci o sınıftan başka oyuncu çıktı mı diye sormuştu ve hoca ' hayır yalnız ikisi 'diye cevaplamıştı.
hesabın var mı? giriş yap