5 entry daha
  • havas islam felsefesinde elitten daha başka bir anlamda kullanıyor. havastan kasıt allah'ı, kendini, alemi, nizamı, düzeni, edebi, adabı, şeriatı, kitapları, hadisi bilenler için kullanıyorlar. bilmekten kasıtsa anlatabilmek değil yaşabilmek olarak belirleniyor.

    havas olmak için biraz olsun mürekkeb yalamak lazım geliyor ama şart olmuyor çünkü islam felsefesi ilhamı yani allah'ın eğittiklerini her zaman öne koyuyor.

    her ekenin biçemeyeceği, her biçenin toplamayacağı ve her toplayanın da yiyemeyeceği sürekli vurgulanıyor. aramakla bulunmaz ama bulanlar arayanlar ama demek değil ki her arayan bulacak oluyor ve top sürekli taca, sahanın dışına atılıyor ve çaba, azim ha gayretten başka bir anlama çıkamıyor.

    konu havaslık olduğunda kısmetten öte diyar, allah'tan öte yar olmuyor. gülerse yüzünüze o gülüyor, gerisi laf-ı güzaf oluyor.

    havasın amacı leduni ilme ulaşmak olduğundan ve leduni ilimde nasipten gayri bir şey olmadığından, niyetlenilmediğinden havas her daim alanın büyük bir kısmını boş bırakmak zorunda kalıyor. konu havaslık olduğunda para, imana ek olarak ilmin kim de ne kadar olduğu pek bilinmiyor.

    havaslık kendi içinde en az iki kategoriye ayrılıyor: zat ve sıfat havaslığı. sıfat havaslığı hiç ortada görünmese, avam onu hiç bilmeden yanından geçse, onu horlasa bile oluyor. zat havaslığında biraz daha bizim bildiğimiz, sandığımız havasa uygun kaftanlı, asalı, cübbeli, dergahlı oluyor. hatta bazen cübbesinin altına allah sığan havas bile oluyor ve tarihe adı bistami diye geçiyor.

    avam havasın karşıtı olarak kodlanmıyor. havas olmayanlar avam oluyor. elma olmayanların hepsinin meyve olması gibi. yoksa avamdan kasıt çürük, sağlıksız, olmamış elma demek olmuyor.

    kafamdakileri az biraz topladım. eksiği boldur.
33 entry daha
hesabın var mı? giriş yap