68 entry daha
  • tüm çocukluğum, ergenliğim ve özgüvenimin kabusu soru.

    babamı 5 yaşımda kaybetmişim. zaten içine kapanık bir çocuktum oldu mu sana herşey bombok. babamın ölümüne bile hüngür hüngür ağlayamadım, onun yerine içime attım. burnum sürekli kanardı. doktor üzüntüden burun damarları çatlıyor demişti.

    ilkokula başladım, beni tanıyan uzak akrabalarımız öğretmenimin yanına gidip durumu falan anlattı. sağolsun emine öğretmenimin emeği çoktur bende.

    neyse ne zaman derse teftişe bir müfettiş gelse benim azabım başlardı. amına kodumun çocukları illa o soruyu soracaklar. babam vefat etti! o zamanlarda emine öğretmenim yanıma gelir desteğini gösterirdi. sağolsun çok düşünceli biriydi.

    ilkokulu ilçede okuyan biri olarak herkesin durumu orta halliydi. çocukluk dönemini atlattım derken bu sefer anadolu lisesi, öğretmenler, hocalar, doktor çocukları, avukat çocukları ve ergenlik azabı başladı.

    okulun ilk haftası her dersten önce bana basan sıkıntıyı anlatamam. yepyeni insanlar ve yepyeni hocalar ve hepsi de sanki önceden anlaşmış gibi seni sırayla ayağa kaldırır, adını soyadını sorar. burda sorun yok.

    sonra o sikik soru: - baban ne iş yapıyor.

    + babam vefat etti hocam.

    - başın sağolsun ne zaman oldu?

    +ben 5 yaşındayken (o sırada herkesin bana acıyarak baktığından eminim, çektiğim sıkıntıyı anlatamam, utanç, sıkıntı, üzüntü, sesim titriyor)

    - annen ne iş yapıyor?

    + annem ev hanımı (bi sus artık aq yalvarırım)

    - peki aileye kim bakıyor, kim geçindiriyor sizi?

    + abim çalışıyor hocam. (napçan lan aq her ay eve para mı göndercen, beni evlatlık mı alıcan?)

    nerde oturduğumu sorunca da kimsenin gelmediği ilçeyi söylüyorum. millet iyice dumur, ora nere lan falan. bi de nasıl gelip gittiğimi soranlar oluyor. hocam işte dolmuşla geliyor sonra da yürüyorum.

    şu anlattığım diyalogları yaşamamak için yılın ilk derslerinde ne dualar ederdim, herkes mutlu tabii. ooo ilk ders şimdi hocanın bizi tanımasıyla geçer. o ilk derslerden kaçına girmedim, kaçında geç girdim, kaçında stresten terledim, sıkıldım bilemem.

    tek bildiğim o soru yüzünden tüm ergenliğim ve özgüvenim sikildi.

    ha ne babamdan ne annemden ne de ailemden utandığımdan değil, insanların bana acıyarak bakmalarını hissetmemdendi herşey.

    yoksa şimdi muabbet açılıyor, bayrama gidip annenle babanı görcen di mi lan diye sorduklarında kendim gayet rahat cevaplıyorum. yok abi babam sizlere ömür, annemi görürüm. o zaman herkes üzüntümü paylaşıyor ve ben de huzurla onların gözlerindeki acıma değil de üzüntümü paylaşma duygusunu anlıyorum.

    belki eskiden de kimse acımıyordu bana, arkadaşlarım da üzülüyorlardı benle, ama ergenlik ve çocukluk işte. zaten fırlama değilim.

    - baban ne iş yapıyor

    + pezevenk ve ananı satıyor!!!!

    diyemedim ya la....
185 entry daha
hesabın var mı? giriş yap