18 entry daha
  • evrim konusunda yeterince yazdığımı düşündüğümden dolayı bir süredir tartışmaya girmemek için kendimi tutuyorum. ancak cehalet uyumuyor sevgili okurlar.

    cehalet dağılmayan kara bir duman gibi insanın üzerine çöktükçe çöküyor.

    bildiğiniz gibi bir ednan var. her ortamda sürekli cehaletini itiraf etmek zorunda bırakılıyor olmasına rağmen en az onun kadar cahil müritleri bilimsel bir teoriyi akıl yürüterek çürütmeye çalışıyorlar. "ay sonunu nasıl getireceğiz" seviyesindeki yetersiz sebep sonuç ilişkisi kurma yeteneklerini biyolojik sistematikten bihaber bilinçleriyle birleştirince ortaya iğrenilecek berbat bir cehaletten öte bir şey çıkmıyor gördüğünüz üzere.

    bu cahil müritler insanı ekosistemdeki en gelişmiş canlı sanıyorlar mesela. zannediyorlar ki insan dünyadaki evrimin geldiği son nokta. zannediyorlar ki her canlı insan gibi olursa evrimini tamamlayacak.

    halbuki insan kendi ekosistemine en çok zarar veren ve yapılan bilimsel öngörülere göre yakın gelecekte varlığını kendi elleriyle yok etme ihtimali bulunan hatalı bir üretim. bir çeşit evrimsel çıkmaz sokak. doğa dengeyi entropi ile sağlayana kadar şimdilik üremeye devam ettiğimiz gerçeği dışında evrendeki önemimizi kanılayan hiç bir bilimsel gerçek yok.

    insan mı, kurbağa mı, balina mı, kaplan mı daha üstün bir canlıdır bunu anlamak istiyorsak hangi şartlarda diye sormamız gerekiyor. yani eğer suda besin bolsa çevre şartları sıcaklık basınç ph uygunsa dünyadaki her kara parçası da su altında kaldıysa balina olmak evrenin kurallarına göre insandan daha iyi bir gen (bilgi) taşıyıcısı olmak demektir. bu durumda balina insandan evrenin bakış açısıyla üstündür.

    ancak dünya homojen bir gezegen değildir. her bölgesindeki şartlar birbirinden farklıdır. bu durumda hangi bölgede olduğunuza bağlı olarak adaptasyon ve evrim geçirme ihtiyacı ortaya çıkar yahut çıkmaz. yani bir timsahsanız ve yaşadığınız nehir milyonlarca yıldır aynı şartları sağlıyorsa siz milyonlarca yıl hiç bir değişiklik göstermeden aynen yaşamaya devam edersiniz. yani evrim bir mecburiyet değildir. bu nedenle bir canlının milyonlarca yıl önce de var olduğunu göstermek evrim teorisine zarar vermez. evrim teorisi zaten bunu öngörmektedir.

    aynı mantık ile yengeçler neden yan yan yürüyor da düz yürümüyor diye sormak da cehalettir. düz yürümenin yan yan yürümekten avantajlı olduğu durumlar hangileridir, hangi şartlarda yan yürümek düz yürümekten iyidir bilmeden tüm canlıların insansılaşmasını beklemek sığlıktır.

    kaldı ki canlılık insandan çok daha eski bir konudur 4.5 miyar yıllık dünyada 3.9 milyar yıldır canlılık olduğu yapılan son çalışmalarda gösteriliyor. 3,9 milyar yıllık evrimi düz bir çizgi gibi algılamak biyolojiyi ve organik dallanmayı zerre kadar anlamamaktan ileri gelir. evren gününün son salisesinde ortaya çıkıp 200 yıllık sistemli bilgi biriktirebilmiş insandan bu kadar kısa sürede tüm kritik süreçleri açıklamasını beklemek resmen cehaletin kuyruklusudur.

    bilim insanları elinden gelenin en iyisini en doğru şekilde yapıyorlar. evrim teorisi de evrim gerçeğinin mekanizmasını gün geçtikçe daha iyi açıklar hale geliyor. halen 150 yıl önce yazılmış bir kitap ile kapışmaya çalışan müritler modern makalelerin, mrna çalışmalarının kapağını bile açacak vizyona sahip olmadıkları için dünyanın en saygın bilimsel indexlerine "yanlı" demekten öteye gidemiyorlar.

    işe bakın ki o yanlı buldukları indexlerden makale aratıp cümle cımbızlayarak yazdıkları ilkel hikayeler kendi ideolojilerinin temellerini oluşturuyor. iki sayfa özgün deney, gözlem, analiz yapamayan bu müritlerin başkalarının emeklerine çöreklenmesi her türlü etik anlayışa göre acizliktir.

    yıllardır ortaya koyulan bu acizliği açıklayamayıp evrimcilerin açıklayamadığı sorular var minvalinden yaklaşımlarla üstünlük kurmaya çalışmak tüm yazı boyunca bahsettiğim cehaletin tasdikinden başka bir şey olmayacaktır.
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap