115 entry daha
  • anneciğinin prensesiyken, yeryüzündeki tek meleğini gökyüzüne gönderdikten sonra; artık asla ve hiç bir zaman prenses olamayacak bir külkedisi...

    henüz büyümüş; büyümek zorunda kalmış çocuk.

    içindeki acıyı yara olarak tanımlayamayan, "yaran çok büyüktür..." diyenlere karşı çıkan; annesini hücreleri, damarları, damarlarının içinde akan kan varsayan, meleğin evlâdı.

    hayattaki en büyük mucizeyi, gökyüzüne yükselişinden sonra bile kendisini öksüz gibi hissettirmeyecek kadar şefkatli, sıcak bir annenin evlâdı olmak olarak gören; gökyüzüne yükselirken bile kendisine mucizeler yaşatan o annenin zarafete, dürüstlüğe, insancıllığa, sevgiye, adalete, vicdanlı oluşa olan sadakatini, o'nun elçisi olarak, yaşadığı sürece yaşatacağına yemin etmiş kişi.

    "gitme... gidersen gözlerim kör olur benim..." dedikten sonra, gidişiyle birlikte annesinin kendisine gözlerini armağan etmiş olduğu ben... o gözler ki, çok değerlidir... baktığı her varlıkta bir mucize görür. görmeye inanır... gördüklerini kutsal birer varlık olarak addeder. allah'ın insanoğluna bahşettiği zekânın, kalbin, insancıllığın temsilcisi olarak; baktığı her şeyde, gördüğü her insanda ilk önce "iyi" olanı bulmaya azmeder ve muhakkak bulur... o gözler ki, allah'ın kendisine bağışladığı, annesinin mirası olarak bakmaya and içen bir evlâdın gözleridir artık.
365 entry daha
hesabın var mı? giriş yap