27 entry daha
  • savaşın bir lojistik operasyon ve siyasetin farklı araçlarla devamı olduğu düşünülürse, günümüz süper güçleri için en uygun maliyetli savaş stratejisidir.

    ırak'taki uygulamasına baktığımızda öncelikle seyir füzeleri ile düşmanın hava unsurlarının ve yerden havaya tehditlerinin karargah ve iletişim merkezleri beraberinde nötralize edilmesi var. türkçe meali:

    (1) düşmanın iletişimini önle/yok et,
    (2) düşmanın genel taktik ve stratejik örgütlenmesini önlemek üzere önemli karargahları vur,
    (3) düşman uçaklarını ya da havaalanlarını vurarak uçaklarının kalkmasını engelle,
    (4) varsa, karadan havaya önemli silah sistemlerini yok et,

    şeklinde bir saldırı ile başlamaktadır. bunları yaptıktan sonra, kendi uçaklarınız için artık bir tehdit kalmayacağından, daha düşük maliyetli mühimmatla bu sefer düşmanın lojistiğini engelleyecek hedeflere saldırılır.

    bu saldırıların sonucunda, havada uçan unsuru kalmamış, hava saldırılarına tamamen açık, iletişim kanalları tıkalı/engelli/problemli, karar alamayan ve ihtiyaç duyulan kaynakları ihtiyaç duyulan yere nakledemeyen bir düşman kaldığı gibi bu düşman aşağıdaki ağır şartlar altında kalacaktır:

    (1) kurmaylar karar alamayacak (iletişim yok, bilgi yok, lojistik yok, hava desteği yok).
    (2) sahadaki birlikler emir, bilgi, kaynak ve hava desteğinden yoksun oldukları için ordunun kalanından izole olacak.
    (3) her tür hava saldırısına açık kalındığı için zırhlı kara birlikleri eriyecek.
    (4) karışıklık, kaos, tahmin edilemezlik ve haliyle umutsuzluk hakim olacak.

    işte asıl olay buradan sonra kopuyor.

    karaya tek bir zırhlı mekanize birlik çıkarılıyor. bu bildiğimiz bir çıkartma değil, zira artık çıkartmaya karşı savunma yapacak bir düşman unsuru yok (çıkartmanın en büyük zaiyatla gerçekleşen operasyon tipi olduğunu da unutmamak lazım). bu birlik olabildiğince her lojistik unsuru da yanında taşıyor. taşıyor ki, bu birlik;

    (1) hiç durmadan,
    (2) alan hakimiyeti sağlamaya çalışmadan,
    (3) artçı birlik bırakmadan,
    (4) doğrudan cephe savaşına girmekten kaçınarak (icabında düşmanın zırhlı birliklerinden kaçınarak ya da rakipsiz hava kuvvetlerine vurdurarak, hiç bir şehir çatışmasına girmeden vs.),
    (5) olabilen en kısa sürede,

    ülkenin başkentine kesintisiz ve tek bir hamle ile ilerliyor.

    zaten, başkente girdiğinde siyasi irade çöktüğü için savaş bitiyor.

    süper gücün karşısındaki sıradan bir ülke için bu stratejiyi önlemek neredeyse imkansız.

    lakin, bu stratejinin tek ama çok büyük bir açığı var: operasyonu başlatan uçak gemisinin denizaltı ile vurulması.

    böyle bir durumda, belki yeni bir görev grubu ile saldırı yine yapılabilir. lakin, savaş, politikanın farklı araçlarla devamı olduğu için, süper güç açısından alınacak yaranın maliyeti işgalle elde edeceklerinden daha büyük olabilir.

    ...

    şimdi oturup bir düşünelim. balyoz davası'nda suçlu bulunan subayların neredeyse tamamının denizci olmasının anlamı nedir? ordu içine yuvalanmış bahis konusu örgüt ankara'ya fırkateyn ile mi gidecektir?

    ...

    bugün ahmet taner kışlalı'nın ölüm yıldönümü olduğunu unutmadan şu entryleri de okuyunuz. uğur mumcu öldürülmeden önce tam da bu konuyu araştırıyordu işte: türkiye'nin işgal ile bölünmesi ve kürdistan'ın kurulması

    (bkz: uğur mumcu demokrasi şehidi değildir/@aran suildur)
    (bkz: kobani olayının özeti/@aran suildur)
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap