• anneme göre yere tüküren ve hayvan öldüren (avlanan, kurban kesen vs.) erkekler. babam ikisini de yapıyor.
  • (bkz: hesaplayan adamlar)

    öyle "hesap bilmeyen, müsrif tiplerle evlenmek süper olur" manasına çekilmesin hemen. şairin aslında demek istediği;
    * lüks harcamalar harici, bir evin, bir ailenin normal harcamalarını da pinti pinti hesaplayan, mesela bir tencere yemeği bir oturuşta lüpletmeyi bilen ama sonra da mutfak masrafına bik bik eden tipler.
    * evlenmeyi bilip çoluk çocuğa karışmayı, aile kurmayı göze alıp sonra da bebeğin bokuna harcanan bezin çetelesini tutan, durduk yerde bunun vıdıvıdısını yapan tipler.
    * okul çağındaki çocuğun yüzüne karşı "senin kursuna, okuluna, şununa bununa sırasıyla şu, şu, şu kadar masraf ediyoruz!" diye liste çıkarması olası tipler.
  • cok basit:

    adam seni aldatmışsa evlenmeyeceksin.
    adam seni aşırı kıskanıyorsa evlenmeyeceksin.
    adam seni kısıtlıyorsa evlenmeyeceksin.
    adam yatıyor sen çalışıyorsan evlenmeyeceksin.
    adam sana yukarıdan bakıyorsa, evlenmeyeceksin.
    adam sana "bir kere cok kızıp vurmuş ama sen de cok çok üstüne gitmişsen" hayır salak, evlenmeyeceksin.
    sığır olmayacaksın.
  • burada kadın erkek ayrımı yapmadan anlatmaya çalışacağım. mesleğim gereği bir kaç kelam etmek istedim kendimce. evlenilmeyecek erkek ya da kadın yoktur. evlenilmeyecek insan vardır benim gözümde.

    ilk olarak bir insana karşı çok yoğun duygular içindeyseniz evlilik için beklemenizi öneririm. çünkü duygularınız kontrolden çıkmış bir haldedir ve gözlerinizin önünde kalpler uçuşuyor durumdadır. yanlış kararlar verme ve karşınızdaki kişiyi mükemmel görme eğiliminiz yüksektir. mantık devre dışıdır ve aylar sonra baktığınız zaman "ben bu adama ya da kadına mı aşık oldum" deme ihtimaliniz yüksektir.

    hayat filmlerdeki ya da kitaplardaki gibi mükemmel aşklardan oluşmaz. bu yerlerde seven insanlar kavuşunca film ya da kitap biter. sonrasında ne olduğunu hiçbir zaman görme imkanımız yoktur ama aslında asıl olay kavuştuktan sonra başlar. çünkü kimse mükemmel değildir ve düşünmeniz gereken şey şu olmalı "ben bu insanın kötü yönlerine tahammül edebilir miyim?" aynı evde yaşamaya başladığınız anda o kişinin güzel yanları size artık sıradan gelmeye başlayacak ama aynı zamanda kötü yönleri de daha fazla gözünüze batacak.

    bir insan sizi ilk gördüğü anda nasılsanız öyle sevmek zorundadır ve sizi değiştirmeye çalışan bir insanla birlikteyseniz yanlış yoldasınız demektir. kıskanılmak, sürekli birlikte vakit geçirmek, hesap sorulması gibi şeyler ilk başlarda yoğun duygularla hoşunuza gider ama sonrasında büyük sorunlara neden olur. işin sonunda ya uyum sağlayıp kendi kişiliğinizi değiştirmek zorundasınız ya da ayrılmak zorunda kalıyorsunuz.

    insanların temel bir değişim yaşaması çok zordur. yani bir insan kolay kolay değişmez. bu yüzden ilişki içinde karşınızdaki insan size ciddi yalanlar söylediyse ya da aldattıysa tekrar yapması kuvvetle muhtemeldir. sen ona bir daha yapmayacak diye inanmak istersin, ona bir şans vermek istersin ama ne yazık ki bunlar ileride yeniden mutlaka başınıza gelecektir.

    bir insan size fiziksel ya da psikolojik bir şiddet uyguluyorsa düzelecek diye düşünmeyin. özellikle bir adam öfkesine hakim olamıyorsa, kendini ifade ederken sürekli küfür ediyorsa hemen ondan uzaklaşın. üslup ve öfke kontrolü çok önemlidir. çünkü öfke kontrolü olmayan bir insan günün birinde size bir tokat atacaktır. atmasa bile psikolojik olarak sizi sürekli olarak aşağılama eğilimi gösterecektir ve devamı da mutlaka gelecektir.

    bazen ilişkilerde bir insan daha fazla sorumluluk alır. karşınızdaki insanın yapması ya da düşünmesi gereken şeyleri bile siz düşünürsünüz. önceleri karşınızdaki insan için bir şeyler yapmak güzel gelir ama zaman geçtikten sonra kendi yükünüzün üstüne başkasının yükünü de aldığınız için uzun vadede psikolojiniz bozulmaya başlayacaktır.

    bağımlı anne baba ilişkileri varsa bu da ciddi bir sıkıntı demektir. demek istediğim şey aileleri yok saymak anlamına gelmiyor ama bir insan günde 5, 10 kere anne babasıyla konuşuyor, aranızda yaşanan her problemi oraya taşıyorsa biraz durup düşünmek gerekiyor.

    şunu unutmayın evlenmeden önce problemler varsa evlendikten sonra bunlar asla düzelmeyecekler tam tersine 2,3 katına çıkacaktır. bu yüzden düzelir umuduyla sakın bu yola girmeyin. çünkü aynı evde yaşamak zordur ve gün geçtikçe o kişiye alışmaya başladığınız için güzel yönlerinden ziyade kötü yönlerini görmeye başlayacaksınız.

    bir insan hakkında kuşkularınız varsa o yola hiç girmeyin. çünkü eninde sonunda ikinizden birisi tükenmek zorunda kalacak.
  • çok net ve kısa bir tanım yapacağım, alın hemen hemen her türlü ilişkinize uyarlayın. sizin sevilme biçiminiz onun sevme biçimine, onun sevilme biçimi sizin sevme biçiminize denk olmayan insanlardan uzak durmalısınız.
  • anlaşamadığınız ve tartıştığınız her konuda "ben böyleyim yae" diyen erkeklerdir.
  • ne istediğini bilmeyen, her daim şüpheler içinde çırpınan, karşılarındaki hatuna karşı kendilerini ezik hisseden erkekler.

    bugün anlatılan bir boşanma hikayesi var ki bana bir kez daha anladım ki "kesin ve net" olmayan er kişilerle kurulmamalı gönül bağı. ne güveneceksin onlara, ne sevgini vereceksin. bilirsin ki üzüleceksin sonunda.

    hikaye şöyle efendim;
    genç delikanlı açık bir kızla görüşür, tanışır ve de nişanlılık süresi içinde nikahı da kıyar. evlilik akti gerçekleşir ancak daha düğün yapılacaktır ve bunun için bir müddet daha beklemek gerekmektedir.
    iş bu süre zarfında er kişimizin ağzından şu cümleler dökülür:
    - ayrılacağım, olmuyor.

    gayet normal, olabilir. nişanlılık evresinde ayrılan nice çiftler var deyip hayat devam ettirilir.

    günler geçer, aylar geçer derken er kişimiz evlenmek için hatun kişilerle görüşmeler yapmaya devam eder. ve bir kıza meyleder, evlenmek istediğini beyan eder.
    lakin bu sefer ki kız ilk nişanlıdan görüntü olarak farklıdır zira kız çarşaflıdır. görüntü açısından böyle iki uç arasında dolanan erkek zor bulunur lakin bulunmaz da değildir.
    görüşülür, konuşulur ve derken bu çift nişanlanır ve evet yine nikah kıyılır. düğün yapılmadığı için birliktelik olmamıştır sadece nikah kıyılmıştır.

    çok değil nişanın üzerinden sadece 51 gün geçer ve delikanlının ağzından şu cümleler çıkar:
    - ayrılmak istiyorum, olmuyor. açığı da denedim, kapalıyı da! bundan sonra hayatıma tek başıma devam edeceğim...

    nikah akti feshediliyor ve çift birleşmeden ayrılıyor.

    bu noktada delikanlıya elbetteki nefretim sonsuz. zira "denemek" fiili ben de ipleri kopartıyor. keşke tanısam da sorsam ona diye geçiriyorum içimden;
    - peki seni kim deneyecek?
    görünen o ki denenmesi gereken senmişsin. zahirdeki değil bâtındaki "adam" keşfedilmeliymiş sende evvela. var olmayan "adam".
  • hayat gorusnuzun tutmadigi erkekler, sevgi ask vs hepsi yalan..boyle bir uyum yok ise arada sevgi de ask da kisa zaman sonra elinizde patlar..benden soylemesi.
  • horlayan erkeklerdir efendim.

    şimdi bir erkek horluyorsa, horluyordur. bir adamla evlenecekseniz, bu da demektir ki; o adamla boşanana dek ya da ömrünüzün sonuna kadar uykunuzu paylaşacaksınız. aynı yatakta yatacaksınız yani. hele ki uykusu hassas bir insansanız tam dalmaya başladığınızda çıkan ''hoooorraaarrrrhhgg!'' sesi ile uykunuz bölünecek, piç olacak. yastığı yorganı toplayıp salondaki kanepede uyuyacaksınız mecburen. yani sorarım size, bir ömür böyle geçer mi? geçmez.

    burna takılan zımbırtılar çıktı şimdi ama ne kadar işe yarıyor bilmiyorum.

    bir mavikedi ile evliliğe sığ bakış programında daha birlikteydik. tekrar görüşmek üzere.
  • bir erkek olarak söyleyelim,

    evliliğin tereddütü olmaz. çok küçük tereddütü olan adamla kadın olsam evlenmezdim. fakat daha önemli nokta şu, tereddüt evliliği isteyip istemediği üzerine olmalı. karşısındakini mutlu edip edemeyeceğini düşünüyorsa bu çok iyi bir şeydir. aradaki farkı anlamak için derune en derune inip bakmak gerekiyor. zira evliliğe en uzak insan onu en ciddiye alandır.
hesabın var mı? giriş yap