güne psikolojik bir tespit bırak

• son yıllarda moda olan hastalık.
  işimize gelmeyene narsist damgasını yapıştırıyoruz.
  narsist kişilerle baş etme yöntemleri başlığı altında oluşan yoğun kadın yazar entrylerine bakınca, götünde dolaşmayan, köpeği olmayan, reddedilen ya da terk edilenler bir şeyler yazmış gibi duruyor. bunların %10 kadarı belki gerçek olabilir. gerisi maalesef ilgi orospuluğu. erkeklerin alayını narsist yaptınız. azcık kendinize gelin.
  birinci olarak narsist kişiler narsist olduklarını kabul etmezler. bunu cebimize koyalım ama bir faydası olmayacak çünkü kimse narsist olduğunu kabul etmez.
  hayatımda 2 defa gerçek narsist insanlarla karşılaştım (hayatıma dahil oldu). sayıları bu entryde yazanları dikkate alırsak sanırım toplumun yarısı narsist. 40+ yaşındayım ve binlerce insanla psikolojik tarama testi yaparken yüzlercesi ile aylarca görüştüm. içlerinde narsist olan yoktu ya da belli belirsiz 2-3 kişiydi. çoğu doktordan farklı teşhisler aldı.
  bu bizi hangi sonuca götürür?
  psikoljik tedavi gören ya da kendi isteği ile psikolağa giden insanlar narsist olamaz. kadın narsist entrysi giriyor, profile bakıyorsun, narsist parotoneli, he amk he herkes narsist amk. ay götün.
  televizyona birbirinden boşanmak isteyen karı ve koca çıkmıştı.
  koca kadının narsist olduğunu iddia ediyordu. bir süre gözlemledim. adamın 3-4 yayın sonunda narsist olmadığına karar verdim.
  neye göre? kendime göre ve bu durumun aksini kimse iddia etmedi (programda) (ben programa katılmadım).
  eşi bağlandı ve kocam narsist dedi. kadını da gözlemleyeyim dedim.
  + ben mükemmel bir anne olduğum için buna katlanamadı.
  + uyuşturucu kullanıyor, ben muhteşem bir insan olduğum için farkettim ve asla kullanmam.
  + kocam bana şiddet uyguladı, darp raporu almadım, kolumu kırdı.
  + çocuk gelişimi bitirdim, kreşte öğretmenim (kreşte yardımcı, temizlikçi falan gibi birşey.
  + ben mükemmel bir anneyim.
  ve daha bir çok şey ekledi. olmadığı bir kişi gibi davranıyor ve yükseklerde uçuyordu. tatmin için programa da katıldı. yüzünün %98.2 kadarı estetik.
  evet narsist insanların özbakımları gerçekten üst seviyede olur.
  sonuç olarak kadın, narsist. hatta okullarda eğitim olarak ders kitaplarına girebilecek türden.
  peki kadının iddiası nedir?
  kocam narsist.
  buradaki örneğe göre kadınlar narsistdir dediğim gibi bir sonuç çıkarmayın. ota boka narsist diyen kişi, kadın ya da farketmez önce kendisine baksın.
  narsistler kendisine bakmaz, yani hatasını kabul etmez, öğrendiği psikolojik rahatsızlığı karşısındakine etiketler.
  eyyorlandım bitti (ilk eyyorlamam sanırım).
• gününüzü güzelliklerle doldurun; küçük mutluluklar, büyük farklar yaratabilir.
• bilinçaltının gücünün farkında olmayan kişi, başına her geleni kader zanneder.
  
  carl gustav jung
• hayat yolunda yürürken yalnız çiçeklerle karşılaş,mıyacağımızı irili,ufaklı taşların çıkabileceğini bazen kocaman bir kaya çıkabilecenin bilincinde olmamız gerektiğini kabullenmiş olmamız gerekir.
  ne kadar şöhret paraya sahip olursan ol hayatın içinde mutsuzluklar kaçınılmazdır.
  her şey dört,dörtlük olsa bile bilinmezliğe giden yolda ölüm vardır.
• koşulsuz sevmeyi ve sevilmeyi öğrenmemiz gerekir.
  
  biraz acımasız olacak belki ama pek çoğumuz "eğer"li cümlelerle kendimizi satmayı öğrenen kişiler olarak yetiştirildik. eğer uslu çocuk olursan, eğer yüksek not alırsan, eğer yaramazlık yapmazsan, eğer akıllı olursan, eğer güzel bir puan yaparsan, eğer beni üzmezsen, eğer eğer eğer...
  
  belki de dünya üzerinden bu eğer sözcüğünden daha fazla insan hayatını boka sardıran başka bir kelime yok gibi. çünkü birine -ki özellikle çocukken- kendisini bu kadar küçük hissettiren başka bir kelime yok. bu kelime bize bir şekilde kendimizi sattırıyor. kendimiz olmaktan, kendimiz gibi yaşamaktan vazgeçiyoruz.
  
  "eğer" sözcüğü öyle illet bir sözcük ki; yüksek notlarla, iyi davranışlarla öz sevgi ve öz ödül duygusunu geliştirmemize engel oluyor. bir koşula bağlı olarak sevileceğimize dair öyle köklü inançlar geliştiriyoruz ki bir yerden sonra yürünen onca yolu geri dönmek de çok zor geliyor.
  
  yetişkinlere ayak uydurmazsak onlarsız yaşayamacağımıza dair inancımız iyice derinleşiyor. acı ve kederle yetiştirilmek gibi geliyor bu durum bana. o nedenle de karşımıza çıkan fırtınalarda hemen yıkılıveriyoruz. oysa koşulsuz kabulle büyüsek karşımıza çıkan pek çok fırtınaya kafa da tutabiliriz.
  
  "kanyonu fırtınalardan korusaydınız o kanyondaki oymacılığın güzelliğini asla göremezdiniz"
• davranış, şemanın bir parçası değildir, başa çıkma tepkisinin parçasıdır. şemanın kendisi ile bireyin ilgili şemayla baş etmek için uyguladığı strateji birbirinden ayrışır. şemanın kendisi anıları, duyguları, bedensel duyumsamaları ve bilişleri içerirken davranışsal tepkiler bunlara içkin olmakla birlikte ayrı bir komponenttir. başa çıkma biçimi, biliş, duygu ve davranış aracılığıyla açığa çıksa da bunlar şemanın bir parçası olmak durumunda değildirler. aynı şemaya yaşamın farklı dönemlerinde, farklı düzeylerde ve farklı biçimlerde davranışsal baş etme biçimleriyle tepki verilebilir. belli bir baş etme biçimi zaman içinde istikrarlı olmak zorunda değilken, şemalar stabil yapılar olarak davranışları yönetirler. örneğin spesifik bir uyum bozucu şemaya bazen aşırı telafi, bazen kaçınma, bazen de teslim olma stratejileriyle tepki verilebilir. bu varyasyonlarda değişen tek şey içinde duygusal ve bilişsel öğeleri de barındırmakla birlikte baş etme davranışı biçimleridir, şemanın kendisi değil.