• herşey-hiçbir şey anlaşmazlığında toptancı köktenci yaklaşımlardan biri de iyi niyetinden zerre şüphe etmediğimiz öğretmenlerin sloganlaşmış yaklaşımıdır. büyük ihtimalle de yapmaları gerekeni yapıyorlar. "her şey ayrı yazılır, hiçbir şey bitişik yazılmaz" gibi bir deyim üretmişler ya da üretileni aktarmışlar öğrencilere ki bununla pekçok yerde karşılaşmak mümkün. ama çıbanbaşı tdk.

    hiçbir şey deyişini ele alalım. hiç-bir şey. aslında ortada 3 sözcük var. herşeyi ayırma sevdalılarından beklenen "bir" sözcüğünü de ayırmalarıdır. örneğimizde belgisiz sıfat ünvanıyla arzı endam eden "bir" aslında çok tanıdık başka bir deyişte de ikamet etmektedir: herbir. "herbiri (kelime) bitişik yazılmak istiyordu ama hiçbiri bunu anlayamadı." oldu mu?

    yani demem o ki herşeyin aslı "herbir şey" iken "bir" düşmüş, birbirine vurulan iki sözcük ayrılığa dayanamayarak yeşilçam filmlerindeki gibi koşarak sarılmışlar ve geriye "herşey" kalmıştır. bu sözün bitişik yazılmasının nedeni de budur. fonetik müsait olunca evrim geçirmiştir anlayacağınız. "hiçbir şey" çok meymenetsiz olduğu için, zavallı bir ihtiyar gibi kahvenin önüne attığı sandalyede tünemeye devam etmiştir.

    komünist yuvası olmasın diye tarih kurumu'yla birlikte baştan aşağı elden geçirilen tdk'da 80'den beri dilbilgisi kuralları da düzenli olarak hurdaya çıkarılmakta ve sonra geri alınmaktadır malumunuz. türkçeyi öğrendiğini düşünerek mezun olan bir kişi, birkaç sene sonra mezun olan bir başkasının farklı bilgilerle mezun olduğunu anlayınca şaşırır oldu. varsa eğer, doğru dilbilgisini kimin bildiği hakikaten tam bir muamma; dil değnekçileri de dahil.

    ben öğrenciyken, birleşik (bitişik) kelimeler canımız ciğerimizdi. onları sevip gözetirdik. kendi başına anlamı olan kelimelerin biraraya gelince başka bir anlama ulaşmasına şaşırırdık. ayçiçeği kelimesi şahaneydi mesela. hey gidi günler. sonra günlerden bir gün dilin basitleştirilmesi adına bazı bitişik kelimelerin ayrılmasına karar verildiğini öğrendim. basit (!) değilken en kazmamız bile öğreniyordu neyin ne olduğunu. bizden sonra gelenler pek parlak bulunmamış olacak ki satırı indirdiler sevişen kelimelerin arasına. şimdi de sokakta, parkta sarılıp koklaşan sevgilileri ayrımaya çalışıyorlar. bulaşıcı bir hastalık sanırım.

    şimdi ne oldu? "bir şey" yazalım, "bir çok" yazalım diye başımızın etini yiyorlar. katırtırnağının ne olduğunu yazarken bilmiyordum ama şahane bir kelimeydi. ayıralım gitsin de mundar olsun kelimenin anlamı da yazılışı da. yahut, "öleyazmak"; mis gibi bir kelimedir. yardımcı fiili koynuna almış ölümle yaşayıp giderler. ayrı yazsak bir halta benzemeyecek. tdk'da tartışılıyor işte (aşağıda link mevcut); ses düşmesi yoksa yardımcı fiilleri ayıralım diye. dokumayın, yakarım. "vurdumduymaz" da ha keza dilimizin en nadide örneklerindendir. anlamlarına girmiyorum bile şu aşamada. kelimelerin yazılışı başlıbaşına gözalıcı. "birleşik yazılan her şey gibi vurdum duymaz kelimesi de başlı başına çok göz alıcıdır." hepsini ayırdık da ne oldu? estetik sizlere ömür. anlam muallakta. bakmayın öyle, ellerinden gelse ayıracaklardı neredeyse. tam tarihini hatırlamıyorum ama tdk, tüm birleşik kelimelerin ayrı yazılıp yazılmamasını tartışıyordu. bayağı bir gürültü kopmuştu. bir sözlük dolusu kelime tirtir titreyerek giyotine başlarını uzatmış bekliyordu. ucuz kurtuldular.

    kelimelere sırf verdikleri anlamla yaklaşılmaz, yaklaşılmamalı. okul bitince kağıt kalem kullananların sayısı çok azalmıştır herhalde. kaç evde matbu sözlük kullanılıyor merak ediyorum. insanlar bilgisayarda yazıp çiziyor, sözlüğe de bilgisayar üzerinden ulaşıyor. belki de bu yüzden bazı değişiklikleri yutturmak kolay oluyordur çünkü merak eden birinin başvuracağı ilk kaynak "maalesef" tdk'nın içler acısı internet sitesi. hakikaten içler acısı. hayrına açılan ecnebi siteleri neredeyse sabah kahvemi bile hazırlayacak, bizim parlak dil alimlerimiz doğru dürüst bir program yaptıramadı gitti. bir kelimeyi sözlükte aratmak için tam olarak sözlükteki halini bulmanız lazım. yoksa yok. yazım kılavuzu da kafası güzel öneriler getirir zaten. her gün bir kelime öğreniyorum, neşe doluyorum uygulamaları güzel de o kadarla kalınca anlamsız oluyor. etimolojik sözlük, tdk tarafından yapılan değişikliklerin sıralandığı bir tarihçe bölümü ve bugüne kadar değiştirilen "tüm" kural ve kelimelerin indeksli bir listesi ve gerekçesi olmadan ne anladım ben bu kurumdan.

    herşeyime el uzatana kadar bu ülkenin vatandaşları ve türkçeyi merak eden herkes için yapboza çevirdikleri dilbilgisinde hangi değişiklikleri neden yaptıklarını anlaşılır bir dille (yani bürokratik dille değil) anlatsınlar ki biz de anlayalım. makaleler arasında sekmek yerine aradığımıza hızlıca ulaşalım. arada "saçmalamayın. dili maket uçak yapar gibi tutkalla tutturamazsınız" diyebilelim. iki yılda bir "şapkaları kaldıralım, olmadı indirelim, olmadı seçmece yapalım; bazıları şapka taksın, bazıları takmasın ama zinhar gerekçemizi açık etmeyelim" diyerek köşekapmaca oynayacaklarına, akademik koltuklarından benim gibilerin yanına, sefil çukurlara insinler. zira türkçenin hası buralardan çıkar, çıkacak. dil değişir, dönüşür, değnekçiler arkadan gelir. bırakın, herşey bize batınca (bir gün batarsa) biz değiştiririz. nikahı düşürür, bozuşan kelimeleri ayırırız. siz elleşmeyin.

    http://www.tdk.gov.tr/…aa849816b2ef7f26505c55ac2b41

    tdk deyince açıp baktım. "şubat 2009, sayı: 686, harap olmak, harap etmek, icap etmek, tehdit etmek üzerine" başlıklı kısa bir metinle karşılaştım. son kısmında ne diyor bakalım:

    -alıntı-
    türk dili bilgini prof. dr. tahsin banguoğlu bir konuşmasında “imla göz
    içindir” demişti. bununla bir kelimenin imlasına göz nasıl alışmışsa o imla kolay
    kolay değişmez. “bu bakımdan kelimelerin imlalarında birlik sağlayıp bunları
    genelleştirmeliyiz.” demek istiyordu. bu sağduyunun söylendiği tarihten
    bugüne aradan 40 yıl geçti. aydınlarımız bu birlik için bir ödünde bulunmadılar.
    çoğu da alıştığı, doğru bulduğu imladan kopamıyor.
    -alıntı-

    "... bu birlik için bir ödünde bulunmadılar. [...] çoğu da alıştığı, doğru bulduğu imladan kopamıyor." kim, niye ödünde bulunsun, niye alıştığı imladan kopsun? hangi birlikten bahsediyoruz? ben bu metni okurken tonla şapka hatası gördüm. neye göre gördüm, 80 sonrası öğrendiğim, öğretilmiş olan türkçeye göre gördüm. alıntı yaparken yanlış yere konmuş tırnak işaretinden bahsetmiyorum bile. alıntının sonuna nokta koyma hastalığı da yayılacak. yandık ki ne yandık.
    "yandım dilin belasından, sustum dilim belasından", dedi inceden deliren kahvesigara. doğrusu bu.
    "yandım dilin belasından, sustum dilim belasından." dedi gariplerin şahı kahvesigara. cidden bunu mu istiyorsunuz?! bunu mu savunuyorsunuz? ben editör olsam, önüme böyle bir metin gelse, yediririm o kağıtları. alıntının sonuna böyle nokta tıkamak, sevgili arkadaşlarım, tüm dünyayı dış cephesi kilim desenli binalarla kaplamakla aynı şeydir.

    nevrim döndüğü için artık kullanmamaya başladığım, ele avuca gelmeyen şapka nereye konur nereye konmaz kurallarından da gına geldi. zırt pırt kural kitabı değişirse, kim umursar dilbilgisini? ciddiye alınacak bir şey kaldı da ben mi muhafazakâr davranıyorum? düzenleyin büyük bir türkçe kongresi, temel kararlar alın, büyük yazarların eserleri referans olsun bitti gitti. 5 yıla toparlanır herşey. ama istemezsiniz, o çıbanbaşı, komünist yazar tayfasının yazdıklarını kılavuz almaktansa bütün kütüphaneleri yakarsınız, daha iyi olur. başa geçenin fikrine göre değişen kelimeler, kurallar yüzünden anca eşimizle, dostumuzla, akranımızla anlaşır olduk. 10 sene öne arkaya gitsek bir kara deliğe kapılıp yitip gidiyoruz. ben bir yazıya bakıyorum tarzanca gibi, başkası benimkine bakıyor tarzanca gibi. kelimeler göçmen kuş olacak, terk edecek hepimizi. derdimiz anlatmak için boğuşup duracağız bu gidişle. siz daha "birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde" diye tiradlar atın. hazır başlamışken bugünü de ayırın da hepberaber rahat edelim.

    yaşasın herşey, kahrolsun her şey.
  • "şey" li olan her şey ayrı yazılır.
  • ben herşeyi hep bitişik yazdim. hayatim boyunca word'ün düzelttiği bütün herşey'leri yine bitişiğe çevirdim, sözlüğe ekledim, böyle dur kipirdama dedim. redaktörlerin bana küfür ederek baktiği zamanlar oldu bu herşey ve onun kardeşi gibi sevdiğim uluslararası yüzünden. onlarin arkasindan bilgisayara oturup onlarin düzelttikleri herşeyleri yeniden bitişik yaptim. utanmadim, sıkılmadım. ama daha çok ilkokulda sen, tahtaya gel bakalim herşeyi bildiğini zanneden ukala kalk bakalım, bizim için tahtaya "bugün herşey çok güzel" yaz dediği zaman da bitişik yazdim. "işte herşey ayri yazilir çocuklar arkadaşiniz yanliş yazdi" demesine rağmen, içimden "nermin hanimciğim öğretmenim seni seviyorum ama herşey'in bitişikliğinde israrliyim ben büyük atatürk", diye düşündüm. çok sonra mustafa kemal'in yeni alfabe hazirlanirken q ve k harfleri arasinda tercih yaparken imzasinda önce q'yü denediğini ma beğenmediği için k'da karar kildiğini öğrenmeme rağmen her herşey yazişimda "nermin hanimciğim öğretmenim seni seviyorum ama herşey'in bitişikliğinde israrliyim ben büyük atatürk" diye düşünmeye devam ettim. yilmadim usanmadim bugüne geldim. dil kurumlarina meydan okudum, her yazida, her mektupta her mailde, her mesajda herşeyi bitişik yazdim, küçük küçük herşey meydan muharebeleri verdim, hepsini kazandim. inaniyorum herşey güzeldir, bitişik olan herşey güzeldir, birleşiniz.
  • birşey hariç her şey ayrı yazılır diye öğretmişlerdi bize, kafam karıştığında hep başvururum ancak sorun şu ki bir şey bitişik yazılmıyor.
  • 80'li yillarin cocuklari olarak okulda hep bitisik yazilir diye ögrendigimiz kelime.

    herhalde yi de mi ayri yazacagiz yani simdi? her halde öyle olacak.
  • ayri yazilmasi gereken iki sozcuk.
    (bkz: http://www.dahianlamindakideayriyazilir.com/)
  • herşey: bitişik şeyler cumhuriyeti.
  • bir ece ayhan şiiri.
    **

    "herşey yalan
    başka limanların güzel olduğu
    yeni hayal dünyaları bulduğu
    gemilerin
    meyhanelerde şarkı söylendiği
    yüzlerce kız olduğu
    şairler namına
    söylenmiş olan her şey."
  • biz çocukken bu doğru bir kelimeydi. bileşik kelime olduğu için birlikte yazılır diye öğrendik. tdk kafasına göre ne isterse diyebilir, ama sanırım bazı insanlar için bazı şey'ler asla değişmeyecek.
  • herşey her nedense ya da bir sebepten dolayı her şey değildir. herşey hiçbir şey de değildir. herşey kendi başına mutlak bir değere sahiptir. her şeyden bağımsızdır.
hesabın var mı? giriş yap