lilac wine
-
bir nina simone şarkısı. ama mükemmel şeklini almak için jeff buckley yi beklemiştir.
sözlerinden bir kuple :
serin, nemli bir gecede kaybettim kendimi
kendimi bıraktım o sisli ışığa
garip bir zevkle uyuştum
bir leylak ağacının altında
o leylak ağacından şarap yaptım
tarifine kalbimi kattım
çünkü görmek istediklerimi gösteriyor bana
ve götürüyor olmak istediğim yere
düşünmek istediğimden fazla düşündüğümde
hiç yapmamam gereken şeyler yapıyorum
lüzumundan fazla içiyorum
çünkü geri getiriyor bana seni...
... -
"jeff buckley's lilac wine is the most beautiful thing ever recorded.." diyor adam levine.
o da bizdenmiş. -
'i drink much more than i ought to drink because it brings me back you..' cümlesiyle beni öldüren, yıkan, bitiren şarkı..
-
koyu mavi denize kirmizisarap dokulmus, denize düşülmüş, içilmemesi gerektiği kadar içilmiş, düşünülmesi gerekmediği kadar düşünülmüş, yapılmaması gerekenler yapılmış, yapılması gerekenler yapılamamış, hiç bir yere varılamamışken, lila düşlerle dinlendiğinde, teselli edemeyen şarkı.
-
diyar diyar dolaşıp leylak şarabı arama ,ya da leylak toplayıp şarap yapma isteği uyandıran şarkı.
-
içmeden sarhoşların da şarkısı
-
rivayet odur ki eger bir gun birisi bu sarkiyi jeff buckley gibi soyleyebilirse jeff`in aradigi mutlulugu bulacaktir. (bkz: rivayet)
-
bazı müzisyenleri dinlerken onların kendilerini ifade etmelerinde müzikten daha iyi bir yol olamayacağını düşünüyorum. yani müzik olmasaydı... nasıl tanırdım ben jeff buckley i. onun kadife sesi kulağımı bu masalla okşarken, bu şarkının bundan sonra en mutlu, en huzurlu , en dingin hallerime şahit olacağından emin bir şekilde bakışlarımı gökyüzüne çevirip hallelujah diyorum.
-
bu sıralar jeff buckley versiyonuna tercih ettiğim nina simone yorumu, insana değil sigara, puro, marijuana yaktıracak kapasitededir.
-
böyle görkemli bir giriş daha bilmiyorum.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap