• en sevdiğim içeceği filtre kahvesi olan müessese. latteleri, frappuccinoları sütünden midir şurubundan mıdır bilmiyorum midemi acaip bulandırır. gerçi arada gözümü karartıp caramel macchiatosunu içerim ama yine de filtre kahvesi iyidir. onu da demlemeyi her gün beceremiyorlar harmanları değiştirseler bile. çekirdek kahvelerden de birçok markayı denedim ama türkiye'de en iyisi bunlarınki. guatemala tavsiye edilir evde ofiste içecekseniz.
  • uzun zamandır bu kadar uzak kalmamıştım kendisinden. bağırsaklarımı farkında olmadan çalıştırıcı etkisi varmış. sıçmık gibi müsil gibi
  • vancouver da görmekten ciddi anlamda bıktığım, 1 kilometre içinde 18 adet bulunan, adım başının hayat bulmuş hali.
  • benim rahmetli dede kahveciydi. bi ara dondurmacılık da yaptı ama meslek kahvecilikti. kariyer seçim yelpazesinde ne de yaman değişiklik olmuş kahveilikten dondurmacılık. insan farkedemiyor küçükken bazı şeyleri. nerde kahve, nerde dondurma. şahsen ben cesaret edemem. dedenin kahveci olmasının da dodnurmacı olmasının da kendine göre faydaları var. mesela ben batak, king, 51 gibi oyunları çok iyi oynarım. hacca gitmiş gibiyim çünkü, membaından öğrendim çünkü, sanatçıları izledim büyürken. sonra kahve oraleti şahane şeydir. yine yerinde içmek gibisi olmaz. o yeşil örtülü masada herkesin önünde karaya çalmış karbonatlı çay vardır da senin önünde portakal rengi gibi turuncuya çalmış mis gibi oralet olur. sonra dondurmayı o dolaptaki kaplardan yeme keyfini yaşamak da güzeldi de onun konuyla ilgisi yok. onu nispet yapmak için yazdım. kahve kültürüne aşinayım yanisi.

    şimdi bu starbucks dediğin de kahve aslında. kafe ya da, kaavenin okey oynanmayanı. formatına aşina olduğum, çekirdekten yetiştiğim bir ortam. ama ne hikmetse çok rahatsız oluyorum buraya gittiğimde. bir kere kahve sevmiyorum en başta. evet sevgili okur, dünyada kahve sevmeyen insanlar da var. ikincisi ve en önemlisiyse insanlarda gördüğüm samimyetsizlik. şimdi eğri oturalım, doğru konuşalım sevgili okur. bizde kahve tek tip yapılır. latte, mocchiato -ya da ne sikimse- filan bir sürü çeşit kahve var, kaçına aşinayız. ne zaman buraya girsem arkadaşlarımla, millette bi havalar ki sorma. sanırsın herkes lord çocuğu bi ben orta direk aileden gelmişim. milletin kahkahalar filan değişiyor. sevmiyorum yani. sonra kasaya gidiyorum, kardeş ben de bu sektör çocuğuyum diyorum, benim dedem kaaveciydi diyorum, ne bu yeşilli morlu önlükler, kendiniz gibi olsanıza diyorum, o tezgahın altında tavla olduğunu sen de ben de biliyoruz diyorum yaban mersinli pie var diyolar.

    o yüzden buralar garibana göre yerler değiller lan. o kadar üzerlerine oynuyorum adamlar renk vermiyor. ben de madem öyle kurban olayım bana bi çay verin, kahve verin diyorum. ne vereyim americano mu, latte mi, frappacino mu vereyim diyo. ben de degırado diyorum. alessandro del piero diyorum. o ne lan öyle, age of oynuyoruz da ispanyol mu seçmişiz, italyan milli takımını mı sayıyoruz? tamam ispanyollar da süperdi ama arkadaş bir orta noktası olsun ya. benim dilimden konuşan adamlar olsun. gerçi beni anca hatun sürükler de giderim, yoksa benim neyime yetmiyor kaave. hiç işte. bir de sanırım oralet yok. sorumluları kınıyorum.

    düzeltme: aranjman. vuuv.
  • salataları çok lezzetli, konseptiyle alakasızmış gibi görünse de.
  • fiyatı gayet makul olan kahveci. okuldaki kahve makinesinden kahve alıyorum. böyle önce süt tozu katılmış yeri geliyor, sonra neskafe koyulmuş yeri. tadı da pek bir boka benzemiyor da; çayı daha kötü, o yüzden kahveyi tercih ediyorum.

    bildiğin tozlar karışımı; kahve namına bir şey yok. o küçük karton bardaktaki kahvemsi 2 lira. strabucks'ın sırf tall boyundan bile o kahveden 4 tane çıkar rahat.

    dışarıda bir kafede latte, kapuçino gibi alternatifler zaten daha pahalıya gelecektir. neskafeden bahsetmiyorum; neskafe tamamen yapay, biraz kahve seven birinin içmekte zorlanacağı bir tat.

    ayrıca mis gibi kahve hakikaten. beğenmeyen çıkabilir ama benim damak zevkime uyuyor. sistemlerini beğeniyorum. evet, fazlaca kalabalık olabilir ama istediğiniz kadar oturabilmeniz, kahvenizi elinize alıp çıkmak istediğinizde gerekli şeyleri hemen vermeleri muhteşem artıları.

    başka bir kafe yapsın bu kadar güzel kahve; giderim ama yok öyle bir yer. niye bu kadar tartışılıyor, anlamak mümkün değil bana göre.
  • yok arkadaş isteyen kapitalist desin isteyen çalışanlarina hak ettiği parayı vermiyor desin ben bu mekanı dakika basi tepsi ile cay gezdirilen yurdum kafelerine tercih ederim.
  • ilginç bir isme sahip olduğunuzda, farklı birşey söylemeniz gereken mekan..yoksa adama elli defa tekrar ettiriyolar, sanırsın nüfus kağıdını yenileyecek..
  • cimridir. hediye kahve alabilmeniz icin oncelikle, 20 tl ve uzerinde verilen bir kartınız olması lazım. daha sonra bu kartla; tam 15 kez icecek alımı yapacaksınız ki, bir tall boy içeceği size hediye etsinler! yav adı ustunde, hediye bu. onun boyuna da sen mi karar vereceksin? bu ne cimriliktir!
  • gelen müşterilere kahve bardaklarına yazmak üzere isim sormalarının nedeni; müşteri kalitesi ve servis hizmeti standartında ; şirket yönetiminin zorunlu kıldığı bir durumdur..gizli müşteri olarak gelen yöneticiler, isim sorulmadığını tespit ettikleri anda o şubeye eksi puan/uyarı verirler.
hesabın var mı? giriş yap