• icinde oldugum durum.

    daha 7-8 ay öncesine kadar 60 derece sıcakta bile giymek zorunda oldugum takim elbisemden kurtulup, ambar ambar, üretim sahası üretim sahası, kantar kantar geziyorum amk.

    bankacıydım la ben, kafamı sikeyim ki yaptım bunu, 3 senede asistanliktan yönetmen yardimciligina ciktim hem de, basariliydim yani isimde, adami suya goturur birakin susuz getirmeyi, uzerindeki suyu da calar oyle dondururdum geri. sonra canim mi sikildi desem, gotum mu kasindi desem, yoksa sadece bir daha boyle cesurca bir karar veremeyecegimi mi farkettim desem bilmiyorum ama guzel de para kazandigim kariyeri de olabilecek olan isimden istifa ettim. ınsanlarin yuzune gulup arkalarindan sovmeyi daha fazla kaldiramazdim sanirim.

    ne oldu bu 8 ayda?

    beygir gibi yattim amk. sevdigim insanlarin ziyaretine gittim, bol bol ceyrek taktim ve yemek yedim. kafam da rahatti artik ve 25 kilo aldim 8 aylik bu issizlik surecinde. bir yandan ben bir yandan da tanidiklar devamli saga sola is gorusmeleri ayarladilar sagolsunlar ama bir turlu olmado bu 8 aylik surecte. sonrasi ise biraz karisik, biraz da sanirim torpilin etkisiyle guzel bir fabrikaya girdim iste simdi. girdigim mulakatta bana finansman bolumu icin ulastiklarini soylediler ama ben bir daha rakam gormek ve onlari ipten atlatmak istemedigimi israrli bir sekilde belirtip kalktim masadan. aradan yaklasik 2 ay gecti ve bu sefer lojistik birimi icin cagirdiklarini soylediler, yine gittim ve bu sefer anlastik. kocaman(icinde kaybolursun 5000 kisi calisiyor) bir fabrikada minik mi minik bir ofisim var simdi. baretim var amk hayatimda ilk kez ve ucu demirli bir ayakkabi verdiler sahaya cikinca bunu giyeceksin diye. cok da fifiydi aslinda, borat mayosu giiyiyorsun deseler raziydim dunden...

    ufaktan siralayayim bazi seyleri;

    - ismim hala sir yes sir bey olarak soyleniyor
    - bankadaki gibi kartvizitim su an icin yok, olur mu bilmem
    - 2 haftadir bilgisayarim kurulmadi, neden kurulmadi diye soran yok, takiliyorum saga sola bakiyorum.
    - hayatimda karsima cikmadi ama odalarina gittigimde 50 yadindaki adam yattigi yerden kalkiyor, bacak bacak ustune atansa indiriyor. abi rahatsiz olmayin bir daha sakin dedim ama devam ediyorlar buna, sanirim alisamayacagim. dahasi emir vermek nedir bilmem ben, ne olacak bilmiyorum "abi yapalim abi edelim" diye idare edicem insallah.
    - bankada yoktu ama burada sirket hattim var. ıyi yani dakikalari ve interneti, kotu yani ise 24 saat ulasiliyor olmak.
    - haaa bu arada sakal serbest, jean ve spor ayakkabi serbest
    - inanir misiniz maasimi daha konusmadim bile

    ama cok mutluyum be sozluk. bankada her gun "sir yes sir bey bugun 5 adet salak bulup bireysel emeklilik satmaniz lazim, raporunuzu ve satis adetlerinizi, tuttramadiysaniz da alacaginiz aksiyonlari gun sonunda mail atiniz tarafima" diye mail almiyorum.
    - telefonum caldigimda "ne bu rakamlar hic yakisiyor mu sana?" denmiyor
    - parasi olan adami adam sayip da "abi yalvaririm gitme baska bankaya" diyerek sakso cekmiyorum.

    hayat kot pantolonun icinde sakali koyverip daha da guzel yasaniyormus be sozluk, amina koyayim parasinin pulunun. yeni maasim kirami odesin, karnim doysun da varsin her aksam sarhos olamayayim.
  • takdirle karşıladığım eylem. bu bankacılığın anasını sikeyim ben.
  • cok soru soran oldu sagolsunlar, iyi temenniler de cabasi. cevap verirken aklima su geldi;

    evet eski isinizi de yaninizda goturuyorsunuz, bundan kurtulus yok.

    mudur bey cagirinca yanina tirstim bi inceden. otur bakalim deyince sohbet edecegimiz konu ilginclesecek diye dusundum ve basladi anlatmaya;

    - simdi benim 2 sene once kullandigim bir konut kredisi var...
    + bi kagit kalem alayim mudurum

    ıstek belli, 2-3 haftadir onume cikan herkese kredilerini revize ettikleri takdirde karda olup olmayacaklarini hesapliyorum. tamam su an calismaya baslamamis olabilirim tam anlamiyla ama bankaciliktan sikilmisken daha cok soru gelmeye basladi diye espri yapmayi da ihmal etmiyorum. tabi sadece personele, mudure saka yapmak falan su an icin fazla ama alistiririm ben onu da yakinda.
  • kariyer değişikliği yapma cesaretinden dolayı, hem favladım hem de şukuladım.
    arkadaşımıza da yeni hayatında bol şanslar diliyorum.

    tanım: kravatlı amelelikten tulumlu ameleliğe geçiştir.

    keza beyaz yaka mavi yaka ayrımı geçen yüzyılın ortalarında kayboldu. artık hepimiz birer ameleyiz.

    fransız bohemlerin de hobolara öykünen beatniklerin de dünyasından ışık yılı uzaklıktayız. takım elbiseden feragat ediyor olmak, en son 60lı yıllardaki gey alt kültüründe bir duruş olarak anlamlı oldu. o tarihten bu yana sadece kuru temizleme maliyetleriniz düştüğünü ifade etmektedir.

    not1: bununla birlikte imalat sektöründe çalışıyor olmanın hizmet sektörüne göre bağzı avantajları vardır.

    not2: plaza sırtlanlarından ve bizans entrikalarından sıkılan arkadaşım,
    -yazar burada sir yes sir'e seslenmiyor- çok bunalmış olabilirsin. ama unutma çalışmanın kendisi sıkıcıdır. bu yüzden mesai saatinin en düşük olacağı işi bulmaya çalış. üstelik, dışarıda sırtlanların yerini çakallar, bizans entrikalarının yerini de şark kurnazlığı alıyor. haberin olsun.

    not3: bununla birlikte bence her erkek eşcinselin gardrobunda bir takım elbise bir de tulum olması gerekiyor. kısmetin nereden geleceği belli olmaz netekim.

    yağni bankacılar ve muhasebeciler tulumlu fantazi, mühendisler de böyle men at play fantazisi istiyor. ortamlarda elini salladığında muhasabeci eşcinselle çarptığı için, tahmin edeceğiniz üzere tulumun daha çok ekmeğini yedim. en kötü durumda olan ise bahriye üniforması. garibim gardropta öyle boynu bükük duruyor. bahriyeli fantazisi yapmak isteyen sözlük geylerine duyurulur.
  • hayatın kıyağı mı kazığı mı bir düşündürür. şahsın haricinde el-alem kavramından yola çıktığımızda geçerli ve kurulu bir düzeni bozmak geçmişimizdeki yüzyıla ters. neticede sabah yarım yamalak çapaklı suratla işe gitmiyorsun, işin yok. üstelik takım elbisen de yok.. para desen; el-alem olan o üç-beş-yedi kişiye durumu açıklamadan somut açıdan kafadan koptuğunu resmediyor, sen de tartı kırdığını camışlığınla özetleyip, apışıp kalıyorsun. hoş kıyasladığın meslekte tedavi gerektirir..

    önümüze çıkan her yol gibi, başımıza düşen değişik şekillerdeki olaylar minvalinde bu durumu da şahsa yönelik avantaja çevirebilmek önemli bilindiği gibi. işte şans, biraz kafa, biraz zaman. bi 4 kilo da taşşak sahibi eş dost akraba bittabi..

    fakat genelde çok tartışılan bir konudur sevdiğin işi yapmak/yaptığın işi sevmek. gün aşırı tartışılır diye biliyorum. kaldı ki yaptığı işi sevmeyenler ve eğitimini aldığı işi yapmayanlar olarak haricimizde, milli bir sporcuyu inşaatın bilmem kaçıncı katına iten bir sisteme dahil güzel ülkemde bu konuyu tartışmakta bize düşmez diye düşünüyorum.

    mevzu takım elbise de değil, en iyi senin bilmen lazım o da ayrı..
    iki çocuğunun arasında 20 yaş fark olan, sistem yok memuru patates teyzeden devrik cümleli emrivaki mailler aldıktan sonra cacharel giysen ne olur güzel kardeşim, vakko ne olur? `:gencalların gözünü seveyim sloganlarını duyar gibiyim`

    ayrıca iş hayatı diyerek nitelendirdiğin kavram da, yeri geldiğinde fiber anteni montesi adına the marmara çatısında takılmak veya dişi uç çakmak için komple birimin zeminini ayağa kaldırmanı gerektirir. üstelik bunu yalnız sen yapacaksın..

    gene de bir sormak lazım tabii, forkliftle gezdiğin fabrikada bu naylondan baraka niye? 15 gün oldu bilgisayarı da bağlayan yok.. "usta şu yukarıdan düşen ne a.k?"

    içinde bulunulan durum iç açıcı olmayabilir. mevcut iş yeri psikolojisinden bir an önce kurtulmak adına, sektör/şart ehemmiyeti olmaksızın inşaata koşmak olağan tabii. başka bir hayata düştün olm..

    yeni maaşının kiranı ödeyip, karnını doyurması yetiyorsa sen fazladan israf etme usta hayatı.. bizi de meşgul etme, sen de yalandan yere on yıllar yaşama.
    karın doyurmak, kirayı ödemek mi olm mevzu? şahsen gel, evini erzağını vereyim.. sonrasında ne sikim derde derman olacaksın usta sen? üstüne düşen parmağa işemek, onu da yapamayacaksın a.k..

    herkesin inandığı bir şey var bu hayatta, yol var. sen ancak yol kenarında oturmayı yeğlersen, kaldıran da olmaz seni, karnın da doymaz, evin de olmaz, bir sikin de olmaz.. ki an itibariyle yamulmuyorsam.

    zamanını kendin yönetemediğin sürece, hayatının kalitesini süremeyeceksin. koy götüne..
  • (bkz: dostum yeni iş demişsin ama maaşını bildiğin baban ödüyor)
hesabın var mı? giriş yap