algılamak
-
duyular aracılığı ile olayın, nesnenin ayrımına*, bilincine varmak, onları fark etmek, ayırt etmek, idrak etmek, zihinsel olarak kavramak, anlamak, sezmek*.
-
su anda ntvde belgeselenizi izleyebileceginiz sey.
-
algılamak için, algıladığımızı algılamak zorundayız. algıladığımızı algılamazsak, gerçek anlamda algılamış sayılmayız.
-
-
senin, algıladığın şey olmadığını gösterir algılayan algılamanın ötesinde mi acep ?
-
-
kendimizi algılamak zorunda olduğumuzu algılamaktır. eğer kendimizi algıladığımızı algılamazsak, algılamıyoruzdur.
-
algısına konu ve hedef yapmak.
öper öper öperim: billur gül.
yazılarımı öper gibi okuyorsun. algılıyorum.
dudaklarıyla okuyan, gözleriyle yiyenim..
"gerçekliği algılamak bir yetenek işidir. çoğu insanda bu yetenek yoktur ama belki böylesi daha iyidir." ingmar bergman
(bkz: algı/@ibisile) -
kökü "al" kelimesi olan bir oluş hali.
-
kendimi bildim bileli işittiklerimde problem yaşıyorum. tane tane söylenmediyse, kendi memleketimde bile şiveyle söylendiyse algılamakta problem yaşıyorum. benzer kelimeler söylenmiş gibi geliyor. çözümleme yapıp acaba hangi kelimeyi seslendirmiştir diye tahmin etmeye çalışıyorum.
son yaşadığım örnek:
çocuk diyor ki: boynumun her yeri ter oldu.
benim anladığım: bu evin her yeri tel olmuş.
konu hakkında bilgisi olanların yeşillendirmesini rica ediyorum.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap