• [http://evrensel.net/…?id=10565#.ti5y5fmpjz0.twitter http://evrensel.net/…?id=10565#.ti5y5fmpjz0.twitter]

    polisin "orantılı kullandığı" gücünün kurbanı bir çocuk. 13 yaşındaydı, başına gaz bombası isabet etti. beyin kanamasından öldü. ne bu devlet bizim ne de polis bizim güvenliğimizin teminatı. her şeye karşı sessiz kalanlar, haydi buna da susun ve ellerinizdeki kan lekelerini temizleyin.

    ama bi dakika.. 13 yaşında bir çocuğun orda ne işi var öyle değil mi?
  • polis tarafından istemeden öldürülmüştür,
    eylem zaiyatıdır,
    sehven olmuştur,
    bir daha ki sefere daha dikkatli olunacaktır,
    hakkında gereken işlem yapılacaktır,
    üzgünüzdür,
    e o da sokakta olmasaydıdır...

    sonucunda hiç bir şeyin değişmeyeceği günahsız bir canın bir hiç uğruna hayatını yitirmesidir.
  • 24 temmuz günü silopi’de kışın öğrencisi olduğu okulun önünde kafasına isabet eden gaz bombasıyla yere yıkıldı, 13 yaşındaki doğan. hastanede iki gün sonra öldü. silopi’de altına ‘şehit’ yazılmış resimleri taşınıp tabutuna sarı, kırmızı, yeşil bayrak örtülerek defnedildi. oysa tek göz odada altı kardeşi ve anne, babasıyla yaşayan, dondurma satarak kardeşlerinin karnını doyurmaya çalışan çileli hayatın bir çocuğuydu.

    doğan teyboğa’nın dramı henüz doğmadan başlamıştı. anne ve babasının yaşadığı köy 20 yıl önce yakılmış ve onlar silopi’ye göç etmişti. o hiç görmedi o köyü, sadece büyüklerinden duydu. köylerini yakan gerçek yakasını bırakmadı kısa hayatı boyunca. yaşadığı silopi’nin sokaklarında yakılan lastikler, kurşun sesleri, beyaz dumanlar saçan gaz bombaları hiç eksik olmadı. eylemler ve polis müdahaleleri hiç bitmedi.

    ama bütün bunlardan bile daha sertti yoksulluk. paraları olmadığı için amcalarının evinin bir göz odasına yerleşmişlerdi 9 kişi. anne ve babasının yanı sıra en küçüğü bir yaşında altı kardeşi vardı doğan’ın. baba ismail teyboğa başkalarına ait kamyonları kuzey irak’a sürüyordu. annesi ise uzak köylerde başkalarına ait koyunların sütlerini sağıyordu küçük yevmiyeler karşılığında.

    dondurma satan çocuk
    anne ve babasının olmadığı zamanlarda altı kardeşine doğan bakıyordu. çocukları yengesine emanet ettiğinde ise sokaklarda dondurma satarak evin geçimine destek olmaya çalışıyordu.
    24 temmuz 2011 günü içinde büyüdüğü karmaşada normalleşmiş bir çatışma vardı. polise taş atanların arasına o da katıldı. polise göre pkk’lılar eline taş verip öne sürüyordu çocukları, oranın bazı insanlarına göre ise yaşadıkları acılar onları politikleştirmişti.
    ama tek gerçek vardı, o gün hiç kimse çocukların taş atmasını engellemedi. tehlikenin göbeğinde olmalarına herkes göz yumdu. polis de gaz bombalarıyla onları dağıtmak istedi.

    polisin attığı bir gaz bombasının fişeği kışın öğrencisi olduğu cumhuriyet ilköğretim okulu’nun önünde doğan’ın başına isabet etti ve kanlar içinde yere devrildi . iddialara göre 1.5 saat yattığı yerde kaldı. kaldırıldığı diyarbakır devlet hastanesi’nde 26 temmuz sabahı öldü. doğan’ın annesi, oğlunun başına gelenleri ölümünden sonra öğrendi. baba ismail teyboğa ise o sırada habur sınır kapısı’ndan giriş yapmaya uğraşıyordu. cenaze bu yüzden iki saat musallada bekletildi; ama baba oğluna yetişemedi.

    taziyeleri kabul ettiği sırada radikal’e konuşan baba ismail teyboğa oğlunu ve ölümünü “evimin direği gitti. ben olmadığımda eve, kardeşlerine o bakıyordu” diye anlatırken bir yandan da “bu olayı kim yaptıysa yakasını bırakmayacağım” diyerek tepkisini dile getirdi.

    şırnak valiliği’nden bir yetkili doğan’ın ölümünden büyük üzüntü duyduğunu söyledi. kendi içlerinde bu olayla ilgili idari soruşturma başlattıkları bilgisini veren yetkili şöyle konuştu: “terör örgütü çocukları zorla ve tehditle eylemlere zorluyor. birçok aile polise gelip, ‘çocuklarımızı eyleme götürüyorlar, biz engelleyemiyoruz’ diyormuş.”
    yetkili, doğan’ın 1.5 saat sonra hastaneye kaldırıldığı iddialarını ise yalanlıyor. polisin olaydan 15 dakika sonra doğan’ı hastaneye götürdüğünü belirtiyor. herkes üzgün ama şiddetin içine doğmuş çocuğun kaderini bu değiştirmiyor.

    gaz bombası kurbanları:
    gaz bombaları pek çok kişinin ölümüne neden oldu.
    9 ekim 2009: şırnak cizre’de gaz bombası kafasına isabet eden 18 aylık bebek mehmet uytun öldü.
    4 nisan 2009: mustafa dağ jandarmanın attığı gaz bombasının kafasına isabet etmesi sonucu öldü.
    27 nisan 2011: bismil’de gaz bombalarından etkilenen 60 yaşındaki kazım şeker kalp krizi geçirdi ve öldü.
    31 mayıs 2011: hopa’da sıkılan biber gazı metin lokumcu’nun kalp krizi geçirerek ölmesine neden oldu.

    ‘bir çocuk istismarı’
    çocukların eylemlere katılmasıyla ilgili olarak uzman görüşleri ise şöyle:
    pedagog dr. melda alantar: fikirleri olgunlaşmış değil. korunmaları gerekir. kullanılmaları, çocuk haklarının ihlali. hayata bakış açılarını olumsuz etkiler, güven duygularını zedeler. hafızalarında uzun süre kalır.
    çocuk suçlarını önleme derneği başkan yardımcısı gülhan şişman: bu bir duygusal istismardır. çocuk kendi bilinç seviyesinin dışında bir şekilde kullanılıyor. çocuğun o anki ve istikbalinde ciddi sonuçları olacaktır.

    yine çocuk yaralandı
    doğan teyboğa’nın ölümünü silopi’de protesto eden grupların polisle çatışmasında yine bir çocuk yaralandı. hastaneye kaldırılan ve polisin attığı gaz bombası kovanından yaralandığı öne sürülen 8 yaşındaki zeynep ödük isimli çocuğun genel durumunun iyi olduğu belirtildi.

    http://www.radikal.com.tr/…28.07.2011&categoryid=77
  • birgun bile cocuk ol(a)mamis, balonlar,parklar goremeyecek olan katledilen cocuk.
  • kendisi benim öğrencimdir.hem 6 hem de 7. sınıfda sınıf öğretmeni bendim doğan tayboğa'nın.yazın da ölüm haberini alınca yıkılmıştım.soyadı nüfusda tayboğadır.zaten cumhuriyet ilköğretim okulunda 150 ye yakın aynı aileden tayboğa'lardan öğrencilerimiz vardır.doğan çok saf ve temiz bir çocuktu.buradakilerin karşamba dediği buzlu suyun içine tang,lazo gibi meyve sularının dökülmesiyle yapılan dondurmaları el arabasıyla satardı.o gün de karşamba satmaya gitmiş cenazesi gelmiş.ilkokulda sürekli ücretli öğretmenlerden ders aldıkları için temelleri zayıftı onunda ama bir saatde sürse matematik sorusunu çözmesi bir saat uğraşırdı,iki de bir gelir bana soru yazın ben çözecem derdi.
    babası da ben yoldan geçerken durdurur durumunu sorar dı.benim oğlan dağcı,örgütçü değil diye de vurgulardı.doğan'ın ölümünden sonra tayboğa'larda devletden,polisden nefret eder hale gelmiş durumda.
    6 ve 7 sınıf da doldurduğu tüm formlar,okuduğu kitapları yazdığı kağıtlar,ileride ne yapmak istediği ile ilgili komposizyonlar halen dosyalarımda duruyor okuyorum bazen.
hesabın var mı? giriş yap