• saygı duyulası bir atlas shrugged karakteri.
  • somut bir sey urettiginden zevk alan, tatmin olan, mutlu olan bir insanin duygularinin atlas shrugged'daki sahibi...

    (bkz: somut bir sey uretmekten zevk almak)
  • bu adamın ailesi ile ilişkisi bana tanıdık geliyor sanki böle bir sevgili ilişkisi gibin.

    ailesi sürekli bu amcadan şikayetçi:

    bize zaman ayırmıyor
    evine zaman ayırmıyor
    bizi önemsemiyor
    ilgi göstermiyor
    anlamıyor
    bencil
    vb...

    "romantizm" adı altında soyut beklentileri olan bir sevgilinin beyanları gibi değil mi?

    neden hep senin beklentilerin var?

    hank rearden beklentileri olmayan bir adam. "neden söyle ettin", "neden böyle yaptın" diye başkalarını suçlamıyor. başkalarından bir beklentisi yok. yok. çünkü ilgi alanları var. meşgul adam. "şu şunu dedi, bu niye böyle yaptı" gibi konularla ilgilenmiyor.

    hemen burda bir parantez açalım. adam böyle olunca ne ile suçlanıyor:
    soğuk
    ruhsuz
    ilgisiz
    bencil
    mal

    ama neden lan? sana ne zararı var? yani sen ruhlusun da ne oluyo? ne boka yarıyo ruhlu olman?

    pratik bir faydası var mı? yok
    bu durumda senin "umursamaz" olmadığına dair objektif bir delilin var mı?

    "umursar" olmaya dair belirlediğin görsel, işitsel, dokunsal standartlara uyman dışında.....

    evet?

    sesini inceltmen
    boynunu eğmen
    gözlerini nemlendirmen felan...

    bu mudur?
  • annesi ile "ahlak" konusunda ciddi fikir ayrılıkları olan adam.

    "ama çelik işinden hiç anlamıyor ki!"
    "bunun konuyla ne ilgisi var? onun bir işe ihtiyacı var."
    "ama iş yapamaz."
    "istendiğini hissetmek zorunda."
    "burada mı? ona niye ihtiyacım olsun ki?"
    "bir sürü yabancıyı işe alıyorsun."
    "ben üretebilen insanları işe alıyorum. o ne sunabiliyor?"
    "o senin kardeşin öyle değil mi?"
    "bunun konuyla ne ilgisi var?"
    .
    .
    .
    "o senin kardeşin. bu dünyada bir mevkie ihtiyacı var. bir maaş almalı ki, hakkı olan, sadaka olmayan bir parası olduğunu hissetsin."
    "hakkı mı? ama benim gözümde beş sent bile etmez o."
    "ilk bunu mu düşünürsün sen? kendi karını mı? ben senden kardeşine yardım etmeni istiyorum, sen kalkmış, onun sırtından beş sent kazanmaya çalışıyorsun, bu işten sana bir kazanç gelmezse, ona yardım etmeyeceğini söylüyorsun, öyle mi? evet, elbette yardım ediyorsun ona... herhangi bir dilenciye yardım eder gibi. maddi yardım. senin tek bildiğin, anladığın, o. kardeşinin manevi ihtiyaçlarını, durumunun kendine olan saygısını nasıl etkilediğini hiç düşünüyor musun? dilenci gibi yaşamak istemiyor ki! kendini senden bağımsız hissetmek istiyor."
    "yapamadığı işe karşılık, kazanamayacağı bir maaşı benden isteyerek mi?"
    "seni hiç etkilemez ki! burada sana para kazandıran yeterince insanın var."
    "ona bir çeşit sahtekarlık komplosu kurarak yardım etmemi mi istiyorsun?"
    "bu şekilde ifade etmek zorunda değilsin"
    "bu sahtekarlık mı... yoksa değil mi?"
    "hiç kimseye acımıyorsun."
    "bu tür bir sahtekarlığın hakkaniyetli olacağına mı inanıyorsun?"
    "sen şu dünyada yaşayan en ahlaksız insansın... tek düşündüğün adalet! hiçbir sevgi hissetmiyorsun"
    "anne, ben burada bir çelik fabrikası işletiyorum... genelev değil."
hesabın var mı? giriş yap