• en gerizekali laflardandir. bazi insanlar herseyi pozitif, negatif diye tanimlamayi sever. bazi insanlar herseyi pozitif, negatif diye tanimlamayi seven insanlari oldurmeyi sever.
  • icindeki pozitif enerjiyi dısarı cıkarmaya megilli insanların*,bu esnada dısardaki negatif enerjiyi de iclerine almalarını diledigim hadise..
  • (bkz: reiki)
  • (bkz: chi)
  • eylem şenkal'ın mmc televizyonunda sunduğu burç programı. çeşitli astrologlar biliminsanı kılığında yorumlar yapmaktadır. zaga'da medya arkası yapılmasını dört gözle beklemekteyiz.
  • son yıllarda futbol için oldukça önemli hale gelmiş kavram. 1 ekim 2003 chelsea - beşiktaş maçında sabri uganın "evet şimdi kalp atışlarımızı enerji halinde kartalın kanatlarına yollayalım sevgili sporseverler" sallayışından sonra, dün geceki maçın* spikeri de 80küsürüncü dakikada "evet şimdi tüm pozitif enerjimizi ekranlardan milli takıma yollayalım sevgili seyirciler" demiştir. o pozitif enerjidir ki, biz ev halkı olarak ellerimizi birleştirip yüz kaslarımızı kasmak suretiyle ıkınır pozisyonda enerjimizi gönderince futbolcularımız birer tsubasa kesilecek ve goller ardıardına dizilecektir. hey yarabbim...
    (bkz: spor spikerlerinin türkçeye kazandırdıkları)
  • bir zamanlar benim için de saçma bir terimdi pozitif enerji.

    anlamadığım gibi, anlamaya da çalışmıyordum ne olduğunu. ta ki başımdan enteresan bir olay geçene kadar.

    bir cumartesi akşamı * taksim'e gitmek için hazırlanmışken bir telefon geldi. o zamanki bilişim sektöründeki işim itibarı ile her an aranabilir ve sistemlerde olan bir arıza sebebi ile şirkete çağrılabilir, aman sabahlar olmasin diye zil takıp oynayabilirdim. derken telefonum caldi. sirketimin genel muduru, aynı zamanda da sahibinin oğlu olan zat-ı muhterem, hiç alakam olmadığı bir konu hakkında sorular sormaya başladı, sonra da konuyu "bu sistem neden çalışmıyor"a getirerek bir güzel ağzıma sçtı. hemen arkasından sevgili, pek muhterem teknik müdürüm aradı. o da bir güzel sıvadıktan sonra şirkete gidip sorunu halletmemi istedi. ataköy'den kalkıp mecidiyeköy'e gitmem gerekiyordu.

    delirdim ve de köpürdüm. çıldırmış vaziyette evden çıktığımda höt diyen herhangi birini anında ortadan yırtabilirdim.

    ataköy'den bakırköy'e nasıl geldim hatırlamıyorum. oradan bir mecidideköy minibüsüne bindim ve şöförün hemen arkasındaki koltuğun en sağına oturdum. tek düşündüğüm şey "bu olay nasıl benim başıma patladı" idi. neyse konu o değil. kısaca sinirden delirmiş vaziyette giderken merter civarından birileri bindi. başım önümdeydi ve kimseyi görecek halim yoktu. kısa süre sonra da bir bayan sesinin "afedersiniz... 1 adet halıcıoğlu uzatır mısınız" dediğini duydum. rüzgar almayan bir koydaki su gibi dingin bir sesti. ardından da ekledi. "teşekkür ederim"

    1-2 durak sonra "lütfen buyrun buraya oturun" dediğini duydum. o konuştukça rahatlıyordum sanki. yine de kafamı kaldırmıyor, onu hiç merak etmiyordum. oysa ki yerini başkasına verdikten sonra hemen yanımda ayakta durmaya başlamıştı. geriden uzatılan ücretleri şoföre her iletişinde kurduğu cümleler "afedersiniz" ile başladı ve "teşekkür ederim ile bitti. tıpkı ilk baştaki gibi. ses içime bir huzur akıtmıştı. kafamı hiç kaldırmamama rağmen sinirim yatışmıştı. halıcıoğlu durağında indi ve gitti. şirkete gittim, sorunu halettim ve biraz gecikme ile de olsa taksime gidebildim.

    simdi pek cok yorum yapılabilir. ama sorabildiğim tüm soruları kendime sorduktan, yapabildiğim tüm yorumları yaptıktan sonra bunun pozitif enerji olduğuna karar verdim. hatayımın sonraki döneminde de konu ile ilgili birçok başka olaya daha tanık oldum ve daha çok inandım pozitif enerjinin varlığına *
  • (bkz: kuantum fiziği)

    hormonlardan ve elektrik akımlarından, sinir düğümlerinden oluştuğumuzu düşününce ve bir de üstüne maddenin temelinin enerji olduğunu ve enerjinin sürekli dönüştüğünü düşününce pozitif enerjiye sarabilirsiniz. tabi negatifine de... *
  • gerçekten var böyle bir şey, pozitifi olsun negatifi olsun var.

    neden peki; negatif enerjiyle dopdolu bir arkadaş sürekli atm'den para çekemeyişinden, atm'nin elektriğinin kesik olduğundan, bindiği minibüsün üzerinde yazanlardan hangisine gittiğini sormak zorunda olmaktan (örnek: ulus-keçiören yazıyorsa ulus'a mı gidiyor keçiören'e mi şeklinde, güzergahın ortasından biniyorsa), döviz alış-satış olayının neden açık açık yazılmadığından (çünkü her seferinde rastgele sıraya girmek ve boşuna yanlış sırayı beklemiş olma olasılığı yüzde olarak büyük sözde) vs. vs....

    hep hayatında olumsuz şeyler var. bütün bunlar bence öyle olacağına inandığı için oluyor. ulan diyor, şimdi para çekmeye gideceğim kesin elektriği yoktur, çat elektrik yok; atm'de para kalmamıştır, çat para kalmamış.

    o kadar yaşadığı olumsuz şeylerden bahsediyor ki, benim enerjimi sönümlendiriyor. oysa ben bir kere olsun elektriği kesik atm görmedim, çünkü öyle bir ihtimal bana çok uzak geliyor.
  • (bkz: ömer akın)dan ders alanlar bilir. hep pozitif enerjiden bahseder. (bkz: doğrusal cebir)dersinde yine pozitif enerjiden, her şeyi iyi, istenilen şekilde olması düşünüldüğünde olacağından bahsetmektedir. bu sırada arkadaşın çişi gelmiştir ve bombayı patlatır:
    -eğer çişim gelmediğini düşünürsem (pozitif enerji), altıma etmem değil mi?
hesabın var mı? giriş yap