• sezen aksu'nun ağustos'ta çıkacak albümünün adı. biz nilüfer'den önce bekliyorduk yau, yaz bitmeden çıksa bari
  • haziranda yaz adıyla çıkması planlanan,daha sonra kimi aksaklıklar yüzünden piyasaya çıkması ağustosa sarkan bu nedenle adı da yaz bitmeden olarak değiştirilen minik serçenin son eseri.
  • sanirim bugune kadar dinle(yeme)digim en kotu sezen albumu... baskasina verdigi parcalari yorumlamak suretiyle pismis asa su katmaktan baska bir halt etmemis minik serce. cikmasa da olurdu yani.... keske yaz bitse, kis albumu olsaydi, belki daha cok isitirdi icimizi...
  • bazı şarkıların kıvanç k. 'nın elinden çıktığı her halinden belli olan sezen aksu albümü
  • şarkıların büyük kısmının düzenlemesi kıvanç k'ye ait olan albüm. (içinde öyle yazıyo)

    sezen aksu'nun yine ona buna verdiği şarkıları "bakınız bir de ben söyleyeyim. ben söyleyince bambaşka olur valla" babında kendi albümünde söylediği bi çalışması.
  • 'yaz bitmeden' dinleyebildigim sezen aksu albümü. çok uzun zamandır sezen aksu'yla ilgili satışa sunulan herhangi bir şeyle ilgilenmemiş bir kişi olarak bu albümü sevdiğimi söylemeliyim. farkındayım ve yaz, iki uçta yaz neşesinin ve sonbahar hüznünün duygularını çok güzel veriyorlar bence. gerçekten de tam yaz bitmeden dinlenecek ve insanı elinden tutup, alıştıra alıştıra sonbahara geçirecek, hoş bir albüm.
    ayrıca sesleri kıyaslanamaz belki ama yorumları çok güzel kıyaslanabilir: sezen aksu'nun yaz yorumu, ışın karaca'nınkine bin basar.
  • sezen'in her albümünü daha raflara dizilirken satın alan biri olaraktan 2004 ağustosunda fethiye marmaris arasında gerçekleşmekte olan mavi yolculuğuma* denk gelmesi bakımından her allahın günü acaba kaset gelmiş midir diyerekten fethiye göcek ve marmaris'e tüm tekne ekibini salarak herkese fenalık geçirtmeme neden olan albüm.

    zira en sonunda mavi yolculuk dönüşü marmaris'te albümü edinebilmiş, otobüsle dönüyor olmamdan ötürü yol boyunca albümü evirip çevirip okuyup şarkıları hatmetmiş ama bir türlü dinleyememiştim.

    kısmet yine istanbul'a oldu.

    çok hoş bir kartoneti vardır bu albümün, çiçeğimiz çok güzel yakışır beyaz zemine ve az biraz görünen sezen yüzüne. lakin grafik olarak kullanılan döner çizgiler sanki daha önceden tarkan'ın albümünde de bulunmaktadır ve bu bakımdan tereddütte bırakır insanı. içeride yer alan içi çiçekle süslenmiş boş kafes de serçe'ye bir göndermedir daha çok... bunun yanında bir de şarkı süreleri yanlış yazılmıştır, kartonetteki tipografik hatalardan müessesemiz sorumlu mudur, tartışılır

    şarkılara gelince

    güzel bir yaz şarkısı gibi başlar 'yaz bitmeden' ama o kadar dumtıslıdır ki hiç gerek yoktur bu kadarına... ne yazık ki ışın karaca'dan daha iyi okuyamaz, hatta hiç iyi okuyamaz ama yaz bitmeden bu nasip olmuştur insana, dinlemek gerekir, başka ne gelir elden.

    'farkındayım' kıvanç kaaa arkadaşımızın diğer şarkılardaki önlenemez berbat etme çalışmalarına rağmen güzel olmuştur. 'kendini seçemiyorsun' der, hani eşi dostu seçememeyi kullanırız hep günlük hayatta da kendimizi seçememek bu kadar kısa ve net bi şekilde ancak bu kadar güzel ifade edilebilir. insanın kendini bi cami avlusuna bırakıp kaçıveresi gelir içinden. kendine yıldızlardan daha uzak olmamak için elinden geleni yapmalıdır bi de... büyük şarkıdır vesselam...

    'aşktan ne haber' de ışınla aşık atma gibidir ama başarısız bir çabadır daha çok. ses yetmez, avaz avaz bağırır yine de şarkı söylemek lazım'daki gibi, yazıktır, insanın içi kıyılır.

    'şu saniye'de ise sadece yalaaaaaan kısmının bibuçuk saat sürmesini ister insan, başka da bişey istemez.

    'arka sokaklar' ise rezil edilmiş bırakılmış bir şarkıdır ortada. insanın içi kıyım kıyım kıyılır. son derece berbat bir düzenleme ile alelacele söyler ve gider sezen şarkıyı, ne olduğunu bile anlayamazsınız...

    'karşı pencere' yarım saat sürseydi keşke diye iç geçirir insan aynı şarkılar kırk kere remiks yapılacağına bu albümde. harilarilarilari harilarilalalalaleeeey...

    'oyalanma' da uzayın boşluklarında kaybolup gitmiş bir şarkıdır ne yazık ki...

    sonuçta kolaya kaçılmış, kıvanç kaaaa tarafından özel olarak berbat edilmek için elinden gelen yapılmış ama yine de farkındayım gibi sezen aksu klasikleri arasına girebilecek muhteşem bir çalışmayı içinde barındırması nedeniyle özel ve ayrıcalıklı bir albüm olmuştur.
  • yazin ve kasetin bittigi albumdir.. dun aksam (7 mayis 2011) new york jfk havalimani otoparkina girerken arabanin altindan gelen ezilen cam sesi ile ufak panik yaptim hemen arabayi durdurdum, yerde ezilmis bir kaset kapagi vardi.. bu devirde kim kaset dinler ki ve daha cok hangi denyo yere kaset atmis diyerek yerden ezilmis plastikler arasindan kaset kagidini cikardim: sezen aksunun cicekler arasindaki yuzunu gordum.. kasetler , sezen aksu, ve cocuklugumuz; bir donemde boyle gecti...

    ama yurdum insaninin okyanuslarin ote yaninda araba camindan disari esya atma istegi baki kalmis..

    bu arada hemserim kasetin kendisini de atmamissin sadece kapagini atmissin bu da gozumden kacmadi..
  • 2004 falandı sanırım. milliyet kaset dağıtmıştı. bize de bu denk gelmişti. sezen aksu- yaz bitmeden. jelatinini çıkarışımı bile hatırlıyorum.
    o zamanlar işte, tekel fabrikalarının özelleştirilmeye başlandığı yıllar. memleketteki fabrika kapatılmış; annem de ekmek parasından olmamak için 3 saat uzaktaki başka bir fabrikada çalışmak zorunda kalmıştı. her cuma otobüsle gelir her pazar akşamı dönerdi. otogarda arabanın içinde, ben, bir yaş küçük kardeşim ve babam. kışın kapıya soğuktan çıkamadığımız için klimayı açar, arabaya sadece o gün bindiğimiz için kasetçalarda yaz bitmeden dinleye dinleye otururduk.

    6 ay gitti geldi böyle sanırım annem. sonra o sırada başka bir ile babam sürüldü. anneannemlerde kaldık neredeyse bir sene. annemle babamı sadece haftasonları gördüğümüz; otogarda gelen otobüsler için totemler yapa yapa bu albümü dinleye dinleye geçen bir sene.
    o kadar çok dinledik ki bütün şarkıları ezberlemişim. o zamanlar sanki hiç eskimeyecekmiş gibi geliyordu günler. şimdi nerden baksan 14 yıl olmuş. bugün albüme denk geldim. hiç bu kadar dinlerken üzüleceğimi düşünmemiştim. eskiyor muyum, büyüyor muyum, yaşlanıyor muyum karar veremiyorum.
  • ezgi’nin, zg müzik etiketiyle yayınlanan tekli çalışması.

    söz: ezgi ercan, can ercan
    müzik: can ercan
    düzenleme: tolga erzurumlu

    mert özkan imzalı klibi buradan izlemek mümkün.
hesabın var mı? giriş yap