anlayış

• sahip olan ve gösterenin, karşılığını asla alamayacağını kavrayış.
• eğer kendini suçlama eğiliminde olan, nedensiz yere suçluluk duygusu hisseden ve depresyona yatkın bir insansanız, anlayış başkalarına değil en yoğun şekilde kendinize göstermeniz gereken şeydir.
• kişinin, öncelikle kendisine göstermesi gereken çabasıdır anlayış. whynot666 tanımayı, "insanı kötü bir kimsenin olmadığına ikna edebilecek" fırsat olarak tanımlamış (bkz: tanımak/@whynot666). insanın kendisine vermediği bir fırsatı, başkasına vereceğini düşünmek, katıksız bir kabul gibidir. kendisine anlayış göstermeyen bir kişi, sınırlarını hiçbir zaman daha ilerilere taşıyamayacaktır. kendisine anlayışı olmayan insan, yapan insan değil, izleyen insandır. izleyen insan, hal'den anlamayan insandır. hal'den anlamayan insan, acımasız insandır. çünkü doğruları ve yanlışları vardır. işleyen bir dünyadan/hayattan çok güzel görünen bir dünya/hayat ister.
• gururlu insanın fakiri olduğu şeydir.
• anlayış, belli bir mevsime (örneğin yaz mevsimine) benzer. bazı insanda (tropikal kuşakta) hep vardır, bazısında (kuzey kutbunda) hiç yoktur, bazısında (orta kuşakta) periyodik olarak varken bazısında (küresel ısınma sonucu orta kuşakta) ise gelişigüzel vardır.
• örneği yunus emre'den geliyor;
  
  "mümin kardeşine ait sevmediğin bir iş duyarsan, onun için özür bulmaya çalış. bulamazsan 'belki benim anlayamadığım bir durum vardır' de ve özrü kapat."
• egoizmin düsmanidir.
• aşırı gösterimi patlamayla sonuçlanan zararlı yetenek...
  ^*
• yer yer anlamsız cümle, şöyleki; sürekli olarak sizin anlayış göstermeniz empoze ediliyorsa ve sürekli olarak, siz, hiç yerine konuyorsanız, "anlayışlı olmak zorundasın" gibi hissediyorsanız, gösterebileceğiniz ve gösterdiğiniz anlayışın içine sıçayım. adama derler birazda sen anlayışlı ol diye.
• insanın kendisini anlamakta güçlük çektiği zamanlarda insanlardan daha çok beklediği çaba.