hesabın var mı? giriş yap

  • tavsiye gibi tavsiyeler beklediğimiz başlıktır.

    "ömrümde hiç olmadığım kadar dinamiğim. hiç olmadığım kadar enerjiğim, ultra sosyalim, özgüvenim nirvana seviyesinde, mesleğime ilave şeyler kattım donanımıma, çok az uyku ile enerjik kalabiliyor ertesi ertesi güne bile yetecek şekilde bitmeyen enerjim olarak kullanabiliyorum."

    arkadaş bu cümleyle "artık çocuğun tüm bakım, ilgi ve alakası annesinde ve ben zihnim ve bedenim kesintiye uğramadan maksimum verimle dinlenebiliyorum." demek istiyor.

    "herhangi bir dişi ile göz temasına girdikten sonra flört aşamasına geçebiliyorum." derken de;

    "çoluktan çocuktan oynaşmaya vakit kaldı neyseki. zaten velayeti de anneye verdim, aman sabahlar olmasın..."

    bu tavsiyeler bana bir avukat virali gibi geldi açıkçası. allayıp pullayıp cahillerin ağzının suyunu akıta akıta kendisine getirme çabası sanki :) bunları yazan kişi belki iyi niyetiyle yazdı ama sorumluluğu anneye iteleyip "hayat çok güzel lan boşanın" demek tam bir ergen kafası.

    şahsen ben daha kullanılabilir, hayata geçirilebilir tavsiyeler beklerdim.

  • aynı zamanda tıp tarihinin karanlık koridorlarında dolaşan dizidir.

    psikiyatrinin ayrı bir branş olarak anılması 19. yüzyılın başına rastlar. victoria döneminde sayıları hızla artan akıl hastaneleri, aynı zamanda uygunsuzların! kontrol altında tutuldukları birer kurumdur.

    dönemin psikiyatristleri de dönemin ruhuna uygun olarak; kadının yerinin evi olduğuna; kocasına karşı itaatkar olmasına ve kendisini evine adaması gerektiğine inanıyordu. bu role uymayan kadınlar, akıl hastası ilan ediliyordu.

    yine dönemin psikiyatristleri, kadınların daha zayıf bünyelerinin olduğunu, bu yüzden de akıl hastalıklarına daha yatkın olduklarını düşünüyorlardı.

    kadınların akıl hastanesine kapatılması ise kocalarının veya babalarının başvurusu ile gerçekleşiyordu. kadınların ise buna karşı itiraz hakkı bulunmuyordu. bu yüzden abd'de 1800'lerin ortasında kocası tarafndan akıl hastanesine kapatılan elizabeth packard'ın verdiği mücadele ve packard yasası önemli bir dönüm noktası olarak anılıyor.

    dizide uzun uzun vanessa'nın akıl hastanesine yatırılmasını, gördüğü terapileri, hastabakıcısı john clare ile yaptıkları "normalleşme" üzerine tartışmaları izleriz.

    dr. jekyll, dr. frankenstein ve dorian gray'in el ele vererek, lili'yi normalleştirme/ evcilleştirme deneyi öncesinde lili'nin attığı tirat, yine victorya dönemi psikiyatrinin kadına karşı bakışının eleştirisidir.

    henry hering'in bedlam akıl hastanesinde çektiği fotoğraflar

  • küçülme değildir fit olmadır o.
    dusunun kilolusunuz. doktora gidiyorsunuz ve kilo vermenizi söylüyor. siz de kilonuzun yüzde 1.8 ini kaybediyorsunuz. rahatliuorsunuz bir anlamda.

    oh be ak troll gibi yazmak çok kolaymış.

  • ingiliz yetkililerin "çok uzağa gitmeye gerek yok bakın 2015 yılının başlarında türkiye'de de bir teyze hastaneye sıçmıştı. sıçmak insanın fıtratında var." diye açıklama yapacağı olay. yola gelin, batı bizden örnek almaya başladı. medeniyet anadolu'dan doğuyor.

  • "*bourdieu'ya göre sermaye, sosyal “ayrım'ın* aracı ya da enstrümanıdır. yani, sermayeye erişim, sermayeye sahip olmak vb. yoluyla, sosyal sınırlama ve hiyerarşi vuku bulur. ya da, sermayenin toplumsal sınırlama için bir oyun olduğu söylenebilir”. bu manada sermaye, hem aktörün içinde bulunduğu sosyal alanı hem de aktörün ait olduğu habitusu belirler." kaynak

    deren talu da sahip olduğu beden sermayesini* (ek.) sosyal hiyerarşide yer edinmek için kullanan ve farklı sermaye türleriyle*** piyasada* takasa sokarak genetik sermayesini sosyo-kültürel/ekonomik hiyerarşide** birkaç basamak daha tırmanmak ya da başkalarının tırmanmasını ve sınıf/habitus geçişkenliğini kolaylaştırmak için metalaştıran bir kızımız gibi duruyor. başlığa bakılırsa bu ticaretin alıcısı da var.

    aslında tüm sosyal ilişkiler, etkileşimler, örüntüler -özünde- sahip olduğumuz sermaye türlerinin takası ile ortaya çıkan piyasa faaliyetlerinden başka bir şey değil.