hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: sıçmadan önce 74 kiloydum.

    sıçtım tartıldım yine 74 kiloyum. acayip mantık hatası.

    @2- adam tartıya sıçmış beyler.

    not: aramaya inandım aradım bulamadım. gören olurda uyarırsa silerim.

  • kocaeli çocuk rehabilitasyon merkezindeki olayları ifşa ettiği gerekçesiyle yazarın söz konusu videoda bulunan arkadaşı ile birlikte gözaltına alınması olayı.

    olaya tanık olan haki isimli yazarın anlattığına göre 'yaptıklarının hesabını vereceksin', 'bin lan arabaya' denilerek göz altına alınmış. bu olay, son zamanlarda en azından bizim duyduğumuz çocuk tacizi haberleri ve hükümet' in olayları örtbas etme çabalarından sonra şaşırtmamıştır. haklı bir şekilde vatandaşlık görevini yaparak duyarlı davranan bir insanı sindirmeye çalışmanın mantıklı bir izahı olamaz.

    edit1: arkadaşlar, haki' nin verdiği bilgiye göre darp edilerek gözaltına alındığı öne sürülen kişi yazarın arkadaşı ve aynı zamanda arabayı kullanan arkadaşıymış. makrodalga' da bu olayın üzerine ifade vermek için avukatı ile karakola doğru yola çıkmış. bilgiler güncellendikçe edit'leyeceğim.

    edit2: makrodalga isimli yazar arkadaşımız mesaj attı şimdi. ev arkadaşı ile birlikte, izmit bekirpaşa karakolu'nda ve iyi olduklarını söylüyor. ilerleyen saatlerde kendi başlığında olayı detaylı bir şekilde aktaracakmış. hepimize verilen destek için çok teşekkür ediyor.

    edit3: gözaltına alınan iki arkadaşın darp edildiği haberi de belgeleriyle birlikte basına yansıdığına göre, olayın arkasından ensar vakfı skandalı gibi bir şey çıkarsa şaşırmayacağım.

    edit4: borderline cadi isimli yazar arkadaşımız şuan karakolda. verdiği bilgiye göre arkadaşlarımız ifade veriyorlarmış. bir tane de gazeteci varmış. detaylar geldikçe bilgilendireceğim.

    darp edilen hakan ergin şuan ailesi ile birlikte hastanedeymiş. diğer yazar arkadaş deniz yalçın' da ifadesinin ardından hastaneye doğru yola çıkmış.

    son edit: olaya maruz kalan yazar arkadaşımız ve ev arkadaşı iyi durumdalar. belli ki kendilerine göz dağı verilmek istendi. ancak makrodalga kesinlikle korkmadığını özellikle belirtti. kocaeli rehabilitasyon merkezindeki durumla ilgili önemli bir gelişme olursa aktaracağını söylüyor. ben de çok geçmiş olsun diyerek, bu durumun örnek teşkil edeceğini umuyorum. toplum olarak hiçbir pisliği halı altı yapmayacağımızı birileri artık öğrenmeli.

  • iki yıl önce öldüğümü öğrendiğim başlık. halbuki ne iyi adamdım lan ben.

  • benim için sadece ve sadece "fumetti"dir, onda da martin amcam her daim başta gelir (ki onunla tanıştıktan sonra diğer fumettileri de gözüm görmemişti zaten). onun haricinde dc comics ya da marvel işlerini (yani süper kahraman mevzularını) hiçbir zaman merak etmedim, gözüme iliştiklerinde de hiç cazip bulamadım. zira "dünyayı kurtarma" timlerinin abartılı, kasıntı karakterlerle dolu ve epey de şiddet içeren curcunasını oldum olası sevemedim, anlamakta zorlandım hep. sanırım martin amcamın eğlendirirken öğreten, okuyanı daha fazlası için meraka düşürüp bilgilendiren üslubunu aradım hepsinde ve bulamayınca da onlara vakit harcamaya gerek duymadım. ha, fumettilerde de bilinçaltına ustalıkla çalışan taraflı anlatımlar (kızılderili-ingiliz/amerikan savaşları vs.) yok mu, ne yazık ki bolca var; hattâ martin mystere'de bile amerikan rus çekişmesi ve soğuk savaş işleri taraflı ve paranoyak anlatım yüzünden yer yer bayabiliyor maalesef. lakin belki aşırı şiddet içeren karelerle gözümüze sokulmadıkları ve daha ağırbaşlı çizildikleri için o nahoş detayların etkisi de çok olmuyor.

    belki de bu yüzden, martin amcamın yanı sıra bazı eski zagor sayılarını da saklamaya devam edebiliyorum.
    gerçi bu da bahane; o eski dostların yüzlercesini elden çıkartmak zorunda kaldık diye son kalanlara kıyamıyorum işte.*

  • karşındakini en güzel aşağılayan tavsiye bu. gezi'de de kullanılmıştı bol bol. bir mihrak var. bu bizi oyunlara getiriyor. ama bizim kafamız basmıyor anlamıyoruz. bu tavsiyeyi veren abi biliyor bir tek bunları. tüm resme hakim. "kırmızılı kadın nerde?" yaaa. işte oyun. "beş günde oyun parkı yapılır mı?" aha oyunu çözdü. ama ah bu reşit ama yine de saf gençlik. ah be çocuk.

    bu muhteşem abiden ne yazık ki ülkemizde dört tane olduğundan kendisinden sürekli tavsiye alamıyoruz. mecburen kandırılıyoruz. mecburen ölüme gidiyoruz pisi pisine. "niye hdp milletvekili ölmedi?". işte komplo çözüldü. burada işin sırrı doğru soruları sormayı bilmekte. kimse kalkıp mantıklı cevap veremiyorsa haklı olduğunuz tescilleniyor. guiness'ten bir memur gelip alnınıza "aşmış" damgası basıp gidiyor. tebrikler.

    "madem evrim var niye maymunlar insan olmuyor?"

    işte komplo çözüldü. soruyu sormak yetiyor. gördüğün üzere sorunu mantıklı bir tabana oturtman gerektirmiyor soru sorman yeterli.

    alakalı olarak (bkz: dış mihrak/@ssg)

  • hepsi fetöyle kucak kucağayken üstümüze saldırttığı polislerine 'fettullahın p*çleri, yıldıramaz bizleri' diye bağırmak..

  • atatürk'ün türkiye cumhuriyeti'ni yıkmak için, akın akın milyonlarca ortadoğu kaçkınını doldurarak ümmetçilik oynanıyor. iç savaş, dış savaş ne ararsanız olacak.

    allahın belasıdır.

  • bilişsel davranışçı terapi üzerine inşa edilmiş yenilikçi ve bütünleştirici terapi yöntemi.

    nedir peki bu bilişsel davranışçı terapi? en basit ifadeyle duygularınızı bilişlerinizin oluşturduğunu söyler ve çarpıtılmış bilişlerinizin yerine daha sağlıklı ve işlevsel olanları koymayı amaçlar. bir bilisin carpitilmis olup olmadigina karar vermek biraz pratik gerektiren bir mesele. bu yuzden uzerinde calismayi surekli sorgulama yapmayi gerektirir. bilişsel davranışçı terapi durum odakli bir terapidir. size kendinizi kötu hissettiren bir durumda eger carpitilmis dusuncelerinizin etkisi yoksa o duygu saglikli bir duygudur. duygudurum degerlendirmelerinin yapilmasinin sonrasinda her şeyin kökenine inilir. yani yukarıdan aşağıya doğru bir işleyiş vardır. ancak burda bir takim kabullenilmesi zor iddialar mevcut. bdt genellikle insanlari siz ask bagimlisisiniz, siz iste onay bagimlisisiniz diye ikna etmeye calisir ve bu bagimliliklardan kurtulmayi telkin eder. daha dogrusu onay olmadan da mutlu bir hayat surebilirsin der ki bence bunda kismen haklidir. ama bu bagimlilik iddiasi genelde insanlari -beni de - pek ikna etmez. sema terapi iste bu noktada yeni bir bakis acisi sunar. bu insanlar bagimli degil arkadas ihtiyac halinde. tam o sirada depresyon hastalari alkis kiyamet aaron beck adli guzide bilim insanina tekme tokat dalarlar. jeffrey young, aaron beck in doktora ogrencisidir(yanlis biliyorsam psikiyatristler beni linc edebilir). olanlari dehsetle izleyen jeffrey young kivirir ve sema terapiyi gelistirir. tabii benim doğrularım bana senin dogrularin sana söyleminde inatçı olup var olan ve sizi rahatsız eden ruh haline devam etmek kisinin kendi bilecegi is. bu tarz düzeltilmesi bdt ile mümkün görünmeyen veya düzeltildikten sonra tekrar eden, oldukca inatci bir seyir gösteren bozukluklar için ortaya konmuş yeni bir yöntemdir şema terapi.

    şema terapi ile bdt arasındaki temel fark görünenle değil temelde yatan çekirdek bilişlerle ilgilenmesi. yani sizin direkt şemalarınıza odaklanır. semalar temelde bir bilistir ve dunyanin ne olduguna dair beyinin kisa yoludur. bu şemalar erken çocukluk döneminde oluşmuş olup değiştirilmesi oldukça zor düşünce kalıpları ve bilişlerdir. değiştirilmesi ciddi anlamda çok zordur çünkü bu artık kişinin kimliği haline gelmiştir. bir şema ne kadar acı verse de tanıdık olduğu için güvenli ve rahatlatıcı görünür.ders calismamak icin yapilan anlamsiz isler basarisizlik semasinin bir etkisi mesela. mesela duygusal yoksunluk şeması olan bir kişi kendisine duygusal olarak tatmin etmeyecek insanlari cekici bulmasi veya asik olmasi. çünkü sadece o kişiler şemaları tetikleyebilir. bu 3 uyumsuz baş etme biçiminden biridir. şema teslimi. eger bir semaya teslim olursaniz semayi beslersiniz. semaya teslim olmak cok aci verici olasa da bundan asla vazgecmezsiniz. isin kotu tarafi bir sema terapistine gitseniz sizi surekli semaniz ile baglantida tutmaya ihtiyaci vardir. yani dusunsene aci cekiyorsun psikologa gidiyorsun ve o bu acinin bir sure daha devam etmesini saglayacak. bu yuzden de baslangicta hastalarin terapiyi birakma riski oldukca yuksek. tabii bu konuda uzman kisiler cok daha iyi bilirler. bugüne kadar aşkın ne olduğuna dair bence en bilimsel cevabı bu şema terapisi veriyor. şema kimyası. sözlükte başlığının bile olmaması enteresan.oda ayrı bir entry konusu olur artık.

    şema terapi hastayı şemalar konusunda eğitmekle ve farkındalığı arttırmakla başlar. terapist hastanin hayatı yeniden keşfedin kitabını okumasını sağlar ve danışan kişi şemalarını ve bas etme biçimlerini keşfeder. dediğim gibi şemaların değişmesi iyileşmesi o kadar zor ki zaman zaman şemaya teslim olup umutsuzluğa kapılabilir insan. bir semayi degistirirken kesinlikle ve kesinlikle kucuk adimlarla ilerlemeniz gerekir. hatta mehteran takimi gibi bir ileri bir geri gittiginizi dusunursunuz. ama kararlılığı sürdürürseniz emin olun bir sure sonra kontrol sizde olacaktir. soyle soylemek daha dogru olur. amigdalaya kodlanmis olan semalar uzerinde on beyniniz yardimiyla kontrolunuzu arttiracaksiniz. tedavinin amaci kabaca budur benim anladigim kadariyla. tabii bunlar hep teori hep kuram henüz yasaya dönüsmedi. zaten yok sosyal ogrenme kurami yok iste efendime soyleyeyim kisilik kurami varsa yoksa kuram.( yazar burda bir ironi yapiyor) ne olacak bu psikolojinin hali.

    sema terapi o derece etkili olmuş ki ileri derecede kişilik bozuklukları için bile uygulanabilir hale gelmiş. borderline icin en etkili tedavilerden biridir mesela. terapiye ek olarak borderline kişilik bozukluğu olan hastalar için geliştirilmiş bir de sema mod calismasi vardir. bu pek kendi kendinize uygulayabileceginiz bir yontem gibi gorunmuyor. zaten hayati yeniden kesfedin de olabildigince basit bir bicimde anlatmaya calismislar. sema terapi adli kitapta bu konuda derinlemesine bilgiler edinebilirsiniz.