hesabın var mı? giriş yap

  • baba: - benim seçtiğim bir kızla evlenmeni istiyorum
    oğul: - hayır!
    baba: - kız bill gates’in kızı
    oğul: - o zaman tamam.

    ... baba bill gates’e gider:

    baba: - kızını oğlumla evlendirmek istiyorum.
    bill gates: - hayır.
    baba: - ama oğlum dünya bankası’nın ceo’su
    bill gates: - o zaman tamam.

    baba dünya bankası’nın başkanına gider:

    baba: - oğlumu ceo yap!
    başkan: - hayır.
    baba: - oğlum bill gates’in damadı
    başkan: - o zaman tamam.

  • tokushima eyaletindeki bir kasaba olan kamikatsu, japonya'nın sıfır atık üreten ilk kasabasıdır. kasabanın nüfusu ortalama olarak 1.500 kişidir. kasabanın nüfusunu genel olarak 65 yaş üstü kişiler oluşturmaktadır.

    kasabada oluşan tüm atıklar 45 farklı kategoriye ayrılarak değerlendirilmektedir. özellikle öyle şahane bir sıfır atık merkezleri var ki gerçekten oldukça başarılı bir tasarıma sahip.

    sıfır atık merkezi soru işareti şeklinde tasarlanmıştır. bu şahane tasarım ise mimar hiroshi nakamura tarafından gerçekleştirilmiştir. ayrıca burası yalnızca bir sıfır atık merkezi değildir. içerisinde kütüphane, öğrenme merkezi, otel ve ikinci el mağazası da barındırmaktadır. planı soru işaretinin başından sıralayacak olursak; geri dönüştürülebilir atık alanı ve stok bölümü , hediye dükkanı, ortak alan ve öğrenme alanı, çamaşırhane, ortak laboratuvar ve otelden oluşmaktadır.

    merkezin yapımında kullanılan malzemeler ise yine bölge sakinlerinin bağışladığı, artık kullanmadığı pek çok eşyanın ve malzemenin bir araya gelmesi ile oluşmuştur. özellikle 700'ü aşkın pencere camı bağışlanmış ve merkezin tüm dış cephesinde şahane bir patchwork etkisi yaratılmıştır. merkezin temel yapı malzemesi ise bölgenin ormancılık faaliyetlerinden yararlanılarak 350 sedir ağacı kütüğünden sağlanmıştır.

    merkezin sonunda bulunan soru işaretinin noktası olarak tasarlanan otelde ise yeniden kullanılmış malzemeler tercih edilmiştir. konaklamak için gelen misafirlere atıklarını kategorize etmeleri için 6 ayrı kap verilmektedir. otel, "ihtiyacınız olanı kullanın" vurgusu ile misafirlerin check-in sırasında sabun ve kahve gibi kullanacakları ürünleri yalnızca ihtiyaç duydukları miktar kadar vererek israf olmasının önüne geçmektedir.

    kaynaklar:
    1 2

  • akp'nin değiştirdiği sistem. akp'den önce ölünün arkasından konuşulmazdı, akp iktidarından sonra yaşayanın arkasından konuşulmaz, ölünün arkasından konuşulur oldu.

    çünkü yaşarken herhangi biri hakkında konuşunca hapse giriyoruz. öldükten sonra söveceğiz mecbur.

  • fotoğrafa bakınca ben tatlı bir anne adayı görüyorum ama bu çük kafalı çomarlara göre orasını burasını açmış bir kadın.

    biri de şey demiş “bunu normalleştiremezsiniz” senin dünyaya gelmen anormal ulan beyin ölümü, hamileliği göstermek değil. sapıklar.

  • ağa bi kişi de çıkıp demiyor ki "hangi becerin, yeteneğin, hangi üstün yönün dolasıyla verelim sana ayda 500 bin lira?".

    sabahın 6.15de kalkıp, 8 aylık süt bebemi bırakıp, 35 km yol geliyorum.

    ihaleler, satın almalar, doğrudan teminler, rotatifler, firmalar derken akşamın 5'ine kadar kafa patlatıyorum. eve döndüğümde iligilenmem gereken bi bebem, yapmam gereken işlerim var. yardımcım hatta yardımcılarım yok. bebeme bakan sertifikalı 3-5 dil bilen bi bakıcım da yok. 3+1 sıradan bi evde yaşamımı idame ettiriyorum.

    inan bana gülben; gün içinde senden daha fazla çalışıyor, daha fazla efor sarfediyor, daha fazla yetenek gösteriyorum. aldığım maaş senin istediğinin yanında çerez bile değil sadece o tabaktan bi fındık fıstık parası.

    ve inan bana o maaşla geçinebilmek gibi bi beceri de gösteriyorum.

    hıh. sen büyük sanatçı, milyarder, para anası, evler, arabalar sahibi gülben hanım. sen mi büyüksün? hayır ben büyüğüm, ben, nuko usta. sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun? bir hiç.

    gözümde pul kadar bile değerin yok.

  • 2022 huzur hakkı üst sınırı 276.019tl’dir. bu da aylık hesaplayınca 23.001tl net ödemeye denk gelmektedir. brüt olarak da 30.000tl yapmaktadır. yani ortada yalan bir beyan yoktur. hatta adam en üst dilimden belirtmiştir.

    bir de kar dağıtımı vardır. bunu şirketiniz kar etmiyorsa çekemezsiniz. kar ediyorsanız da illa çekeceksiniz diye bir şey yok. şirketinizi büyütmek, kendinizi büyütmekten öncelikli olabilir. özetle kar dağıtımı düzenli bir gelir değildir.

    o yüzden aylık geliriniz nedir sorusunun doğru cevabı huzur hakkıdır.

  • başlığı ancak bu şekilde açabildim. istanbul'da ilk kez görülen hayvanlar desem bu sefer de osmanlı öncesini yok saymış olacaktım.

    " osmanlı döneminde istanbul ahâlîsi hangi hayvanları ilk kez ne zaman görmüştür? " sorusunu cevaplamaya çalışacağım.

    maymunlarla başlamak isterim. istanbul'un maymunlarla tanışması padişah ikinci bayezid dönemine denk gelir. şu yazımda da bu konuyu detaylıca anlatmıştım.

    osmanlı'da maymun ticareti/ passenger28

    donanmada gözcü olarak kullanılan maymunlar zamanla konaklarda uşak, haremde soytarı hâline gelirler.

    osmanlı hakimiyetindeki istanbul'a ilk kez bir filin gelişi ise bu şehri fetheden padişah fatih sultan mehmet dönemine denk gelir.
    venedikli seyyah giovan angiello, günümüzde kalıntıları kalan hipodromun yakınındaki bazı harabe kiliselerin onarılarak fatih tarafından fil evine çevrildiğini yazar.
    zaten fatih dönemi minyatürlerinde de filleri görürüz. orhan pamuk'un benim adım kırmızı adlı romanında muhteşem bir üslupta anlattığı nakkaşlar, tarihimizi aydınlatmamızda bize çok yardımcı olmaktadırlar bu şekilde. minyatürlerdeki her ayrıntı bize o dönemle ilgili bilgi vermektedir. bakın meselâ fatih'in eşlerinden mükrime hâtun'un fil üzerinde tasvir edildiği meşhur minyatür:

    mükrime hatun

    bu filler istanbul'un fethinden sonra fatih'e hediye olarak gönderilmişlerdir. kimi kaynaklarda sayılarının yüzü bulduğu söylenir. bence abartılı bir sayı.

    gelelim aslanlara. fatih sultan mehmet döneminde hiçbir kayıtta istanbul'da aslanların var olduğuna dair bir bilgiye rastlamadım. oğlu ikinci bayezid dönemi için de aynı şeyi düşünüyordum fakat yanıldığımı hatırladım.
    çünkü daha sonraki padişah yavuz sultan selim'in dönemiyle ilgili okuduğum birçok kaynakta yavuz'un istanbul'a aslan ve kaplanlar getirdiğini görmüştüm fetihlerinden dönerken. hatta sadece aslan değil, kaplan ve gergedan gibi hayvanlar da getirtmiştir.
    nitekim kendisi, çin sarayına bile tehdit manasıyla kaplan ve gergedan göndermiş bir adamdır!

    evet, ikinci bayezid dönemi. bu dönemde de istanbul'da hatta sarayda aslan olduğunu düşünmemizi sağlayan bir minyatür var;

    ikinci bayezid'in huzurunda bir gösteri:

    ikinci bayezid

    ilginçtir. hünernâme'de bir de osman gazi'nin tasvir edildiği bir minyatür vardır ve bu minyatürle hemen hemen aynıdır ama orada sığır yoktur ve aslan olarak bahsedilen hayvan siyah renkle resmedilmiştir.

    osman gazi

    belki size hayalperest bir tavır olarak gelecek ama ben bu hayvanın o dönemin anadolu'sunu da düşünürsek melanin pigmenti bozukluğu ya da fazlalılığı sebebiyle simsiyah görünen bir anadolu parsı olduğunu düşünüyorum. günümüzde kara panter diyoruz!

    timsahı ilk gören osmanlı padişahı yavuz sultan selim olmuştur. hatta şu meşhur minyatürde yavuz, timsahın kellesini gövdesinden ayırmaktadır mısır'da.

    yavuz sultan selim

    lâkin bu hayvanın istanbul'a getirilmesi padişah dördüncü murat zamanına denk gelir. özellikle ramazan aylarında ahâlî için düzenlenen gösterilerde timsahlar da kullanılmıştır. yine bu padişah döneminde bir aslanın zincirlerinden kurtulup ahaliye saldırdığı ve bir kişinin de öldüğü geçer kayıtlarda. istanbul'da bir aslan tarafından öldürülmek büyük şanssızlık olsa gerek! beni de şile'de devekuşu kovalamıştı. rahmetliyi iyi anlıyorum.

    ikinci osman döneminde meydana gelen tarihimizin en sert geçen kış mevsiminde de deniz donmuş, istanbul sokaklarında geyikler, kurtlar ve domuzlar cirit atar hâle gelmiştir. muhtemeldir ki ahâlînin çoğu bu dönemde ilk kez görmüşlerdir bu hayvanları. dışarıdaki o müthiş tipide galata'daki sıcacık evlerinin penceresinden dışarıya bakan yedi yaşındaki bir çocuk olarak bu hayvanların sokaklarda dolanıp avlandıkları anlara şahit olmak isterdim.

    istanbul'un zürafa ile tanışması ise ikinci mahmud dönemine denk gelir. habeşistan'dan bir gemiyle gönderilen bu zürafa, haftalarca istanbul ahâlîsine gösterilmiştir. hatta abdi bey adında bir kişinin bu zürafanın sırtına bindirildiği ve hayvanın beşiktaş'a doğru koşmaya başladığı söylenir 20. yüzyılda yazılan bazı kitaplarda ama bu tamamen güldürme amaçlı uydurulmuş bir hikâyedir.

    ve aklıma gelen şu güzelim hayvan: sığın!

    sığın

    alageyik değildir bu arkadaşlar. muhtemelen çoğunuz ilk defa duydunuz bu hayvanın adını bile. o devasa büyüklükteki boynuzlarıyla belgesellerde gördüğümüz ren geyikleri var ya hani! işte öylesi boynuzlara sahip geyiklerimiz de vardı bizim bir zamanlar bu topraklarda.
    en son 1850'li yıllarda görülmüştür maalesef ülkemizde.
    osmanlı kaynaklarında sıgın yahut sıgın geyik gibi isimlerle anılan bu hayvanlar, maalesef aşırı avlanma sonucu ülkemizde varlığını yitirmiştir.
    istanbul'daki kasaplarda asırlar boyunca en pahalı et bu geyiğin eti olmuştur. canlısını görmek nasip oldu mu bilmiyorum istanbul'da kimseye lâkin bahsetmek istedim bu hayvandan da.

    evet aklıma gelen hayvanlar bunlar. istanbul'da günümüzde dahi görmemizin pek mümkün olmadığı eglencelerde çeşitli yabanî hayvanlar da görülmüştür anlayacağımız üzere.
    1547'de yazdığı seyahatnâme diyebileceğimiz eserinde istanbul'dan bahseden fransız gezgin jerome maurand, günümüz isimleriyle aslanlar, mısır firavun fareleri, iran kedileri, kaplanlar, leoparlar, sibirya parsları ve filler gördüğünden bahseder.

    yine 16. yüzyıl ortalarında istanbul'da bulunan avusturya elçisi busbecq, yukarıda bahsettiğim hayvanlara vaşak ve atmaca, kartal, şahin vs. ekleyerek bu hayvanların hepsinin kedi gibi evcilleştirildiklerini ve buna çok şaşırdığını yazar.

    velhasılıkelam keşke insansız bir dünyada gününü gün etse idi şu bütün hayvanlar.

  • nasıl ki cemrenin havaya düşmesiyle havaların ısınmaya başladığı anlaşılıyorsa; geyiklerin tayta düşmesiyle de kışın geldiği anlaşılmaktadır.

  • gelin: allahım bana " aşkım orası değil yaaa " dedirtme, amin.

    damat: allahım erkenden gelmek istediğim tek yer senin yanın, amin.

  • --- spoiler ---

    markete giderken köpeği üzerime saldılar ama ben kaçamadım. canım çok acıdı.
    --- spoiler ---

    şimdi bu hayvanın sahibi ne kadar ceza alacak merak ediyorum. küçücük çocuğun üzerine yaratığı salmış. bildiğin cinayete teşebbüs bu.