hesabın var mı? giriş yap

  • öyle bir diziydi ki bu, yurdun her bir yanında izleyici kitlesi, özellikleri, verdikleri tepkiler aynıydı, aynı.

    - şüphesiz ki; bu dizinin yayınlandığı dönemde 7-15 yaş aralığında olan ve bu diziyi izlememiş bir ergen kız çocuğu bulunmamaktaydı.

    - bu diziyi zamanında izleyenler "ahaha, nasıl izlerdim ben bunu yeaa" diye kendine gülüyor, kendisiyle dalga geçiyor ve geçmişi yad ediyor. aslında hiçbiri izlediği için, pişman değil.

    - bu diziyi izleyenler ortaokulda "çılgın bediş'im yok başka işim" diye gruplar halinde takılırlardı. ayrıca bu şarkıyı o zamanlar söyleyenler hala bu şarkıyı hatırlıyor.

    - arkadaş grubunda herkes dizi karakterlerini paylaşırdı. herkes bediş olmak ister, kimse banu olmak istemezdi.

    - ayrıca yonca evcimik'in 18 yaşında olmadığı gerçeğiyle tanışan kızlarımızın büyük bölümü o travmayla uzun yıllar yaşadı.

    - bu diziyi zamanında izleyenler, yaz aylarında da mutlaka tekrarlarını da izlerdi.

    - bediş'in hayalleri dizinin en sevilen bölümüydü. bu arada şirine'den zeyna'ya her şey oldu len kızcağız. ne oktay aşkıymış. leyla ile mecnun bok yemiş.

    ...

    sonuç olarak; bir kişi de demiyor ki, aga bu nedir?

  • ok iade alam.
    benim için bu üslup yeterli.kimse sizin uşağınız değil karşınızdaki de insan.herkese dolandırıcı yaftası yapıştırmasını biliyorsunuz ama karşınızdaki insana hayvan muamelesi yapmakta sakınca görmüyorsunuz

  • sene 2003, arkadaşlarla beraber ortaköy'deyiz. havadan sudan konuşurken biri "aaa!" diye bir tepki verdi. tabii hepimiz şaşkın bir halde onun baktığı yöne doğrulttuk bakışlarımızı ve mehmet aslantuğ'un arkadaşlarıyla birlikte yemek yediğini gördük.

    o zamanlar bir istanbul masalı diye bir dizide oynuyordu ve kızlar çok severdi kendisini. gruptaki tek erkek ben olduğumdan arkadaşlar beni elçi tayin edip kendisinden bir fotoğraf için talepte bulunmamı istediler. yemek masasındaki birini fotoğraf için rahatsız etmek doğru gelmese de, kızların gönlü olsun diye isteksiz bir şekilde yaklaştım masaya.

    yanına geldiğimde kızları göstererek, "mehmet bey afiyet olsun, arkadaşlar sizinle fotoğraf çekilmek istiyorlardı ama..." dedim ve cümlemi bitirmeden, "tabii ki" diyerek yerinden kalktı, restorandan çıktı ve yanımıza kadar geldi.

    o zamanlar çok popüler bir insandı. "ulan herkesle fotoğraf çektirse ohoooo" diye düşünmüştüm ama yanıltmıştı beni.

    buradan tekrar teşekkür ederim kendisine o gençleri kırmadığı için.

    edit: #105392349

  • merhaba, ben vedat milor.

    gurme değilim ama yazdığım ve çizdiğim hemen her şey yemek ve yemeğin şarapla olan uyumuyla ilgili. ama takip edenlerin de bildiği üzere, bunlarla da sınırlı değil; elimden geldiğince ve bilgim el verdiğince, konulara sosyolojik ve iktisadi açılardan bakıp, daha genel bir tablo çizmeye ve neden sonuç ilişkilerini de ortaya koymaya çalışıyorum.

    tv’deki programım sona erince sosyal medyaya daha çok zaman ayırma şansım oldu. birçok takipçim ile artık düzenli etkileşime girebiliyoruz. ekşi sözlük’ten de böyle bir etkinlik için davet gelince açıkçası heyecan duydum. ister şekeri bol, isterse de acılı veya asiditesi yüksek olsun, sorularınızı cevaplamayı dört gözle bekliyorum.

    kanıt

    edit: sorular için çok teşekkür ederim. her soruyu cevaplayamadığım için kusuruma bakmayın. ekşi sözlük gerçekten değerli bir topluluk. inanın bana birçok gazetecinin röportajda sorduğundan daha derin ve ilginç sorular sordunuz. yakında tekrar bir arada olmak dileğiyle...

    sorularınıza verilmiş yanıtları görmek için şu bağlantıyı kullanabilirsiniz: (bkz: merhaba ben vedat milor sorularınızı cevaplıyorum/@vedat milor)

    not: soru cevap etkinliğini mobil ve web tarayıcınızdan takip edebilirsiniz.

  • birkaç ay kahve içmeyin, alkol almayın falan tamam ama en önemlisi büyük markete alışverişe gitmeyin derim ben. sigara içseydim şu kadar para harcamış olcaktım diye diye saçma sapan şeylere acımadan para veriyor insan.

    -güney dakota mantarı... hmm.. şekli de ne değişikmiş. köftenin yanına koysam... oha kilosu 60 lira yuh!
    (iç ses: 200 gr alsan iki paket sigara parası eder. sigaraya olunca acımadan veriyodun ama?)

    -bu neymiş pekin inciri.. hmm. hiç yemedim. tadı nası acaba... tanesi 7 lira aherey delimiskiyo be!
    (iç ses: bi paket sigara parası hepi topu. sigarayı bıraktığıma göre...)

    uzatmayayım sonuçta karfurun normalde yanından geçmeyeceğin yok avrupa mutfağı, yok uzak doğu bişeysi raflarında ne kadar pahalı değişik abur cubur varsa, sebze meyve reyonunda ne kadar abidik gubidik ekvator meyvesi varsa, sigara paketi açısından ederini hesaplayıp "e sigarayı bıraktım nasolsa" diyerek alıp dolduruyorsun, bilincin yerine geldiğinde de için yanıyor o verdiğin paralara. bu yüzden ilk birkaç ay şekilli büyük markete sakın girmeyin, mümkün mertebe bakkala, mini markete gidin derim ben, domates, kabak, tat salçadan başka bir şey görmeyin rafta.