• kullanmaya başlayalı 11 gün olan ilaç. yavaş yavaş ilacı almam ile almamam arasında bazı farklar görebilmeye başladım e bu güzel birşey. kesinlikle "ilacı alıyorum oo havalardayım, kafam o biçim" gibi bir olay sözkonusu değil ama yaşayanlar bilir, midenize oturan, gönsünüze abanan bir yük vardır, düşünür, düşünür, düşünür ve tekrar düşünürsünüz ama kurtulamazsınız işte o ağırlığı düşünmüyorsunuz, aklınıza gelse bile geçiyor. tamamen aklınızdan çıkmıyor ama başka şeylere odaklanabilmenize yardımcı oluyor zaten bu kadarı bile çoğu kişi için yeterlidir. ders çalışmanız gerekiyor çalışıyorsunuz, bankaya gitmeniz gerekiyor gidiyorsunuz ( söz baran şu yazı bitsin yatıracağım faturaları), işlevsel kalıyorsunuz açıkçası. çook ama çoook tatlı esnemelere neden olduğu bir gerçek özellikle bilgisayar başında geçen saatlerde gözleriniz her daim yaşlı oluyor esnemekten bunun dışında olumsuz bir etkisi ile karşılaşmadım. doktor bu reçeteyi yazmadan önce ve ilacı kullanmaya devam ettiğim şu günlerde, insanların neden "sakın ilaç alma, kesinlikle kullanma, deli misin sen? " tarzı yaklaşımlarda bulunduklarını anlamakta güçlük çekiyorum. sadece bu ilaç için konuşmuyorum yanlış anlaşılmasın ama doktor dediğimiz adam 7 sene okumuş bir o kadar daha mesleğin içinde bulunmuş kişi, adam ( benim durumumda kadın ) sizin ilaç kullanmanız gerektiğini söylüyorsa bir nedeni vardır heralde, bel fıtığı değil ki bu kavakta kalkan balığı kovalayalım.
    - ben yine de tekrar belirteyim, ilaç ile tedavi kesinlikle doktor kontrolü ve yol göstermesi altında yapılmalı kafanıza göre iş yapmayın -
    ben ilk kez bu tür bir ilaç kullanıyorum, kullanmaya başlamadan önce ben de ilaç ile tedaviye şu anda çevremdekilerin gösterdiği tepkiyi gösteriyordum. asla almam, içmem, içene mani olurum diyordum hatta ilaç yazmasından ürktüğüm için doktorun kapısının önünden bile geçmiyordum -ama evdeki hesapların hayata uymadığını gördüm kendimi türk doktorlarının ellerine bıraktım-. tüm bu girileri yazmamdaki amaç benimle aynı şeyleri düşünmüş insanlara gün gün neler olacağını anlatmak çünkü biliyorum hala psikologlara deli doktoru diyoruz, hala antidepresanlar ile uyuşturuculara aynı gözle bakıyoruz ve hala benim ilacım buzdolabında diğer ilaçların yanında değil, odamda, çekmecemde, atletlerimin arasında duruyor.
  • henüz birkaç gün önce hayatımda ilk kez biri tarafından "gamsız" olarak ifade edilmemin sebebi bu ilaç aslında. o ise bunu bilmiyor.

    diyemiyorsun ki, aslında fazla ve fazla "gam" yüzünden kullanmam gerekti...

    2,5 yıllık kullanım sonrası kişisel yorumdur:

    o büyük depresyon acısından, o bitmek bilmez kapkara dehlizlerden çıkıp soluk alabiliyorsan, bu ilacın faydası yadsınamaz.

    ilk günler çok zor. depresyonun tam ortasındaysan daha da zor. sabret. 1 hafta kadar.

    gerçek etkisini 5-6 ay sonra gösterir.

    duygusal edimlerinde önemli derecede azalma görülür. kabaca örnek verilirse; şiir okumaz, müzik dinlemez hale gelirsin.

    yazmayı seviyorsan ve hele işin yazmaksa seni verimli kılan önemli bir dayanağından yoksun kalırsın: hüzün. hüzün ne güzeldi...

    kilo aldırır.

    yaygın bilinenin aksine alkolle etkileşime girmez. aksine eğer irade koymazsan, suçluluk duygusunu ortadan kaldırdığı için daha çok içmene sebep olabilir.

    libidoyu yatıştırır. cinsel isteksizlik değilse bile önceki ve sonraki farkı belirgin şekilde hissedersin. ereksiyon sorunu değildir. bunu sevişmeye başladığında anlarsın. bazen ufak bir dokunuşta dahi. ancak eskisi gibi olmadığını bilirsin. tercih senin.

    günlük yaşam kaliten artar. sorunlarla başa çıkmak bir yana; seni oyalayabilecek ya da altedebilecek güçte bir sorun, kolay kolay yanına yaklaşamaz.

    mutlu etmez, mutsuz olmanı engeller. bu ise antidepresanların "hayata dair" olmadığının bir göstergesidir. öyle ki, mutluluk peşinden koşulacak bir olgu değildir. bunu hakketmez. mutluluk, mutsuzluk kadar doğal ve sıradandır. "mutlu eden" antidepresanlar o yüzden daha yanıltıcıdır. "mutsuzluğa da var mısın?" hesabı...

    hayatlarımızın kendi içinde toplamı, hüznün ta kendisinden başka bir şey değil midir? anne karnından ayrıldığımız anda başlayan trajediyi, ölüme değin doldurulamayacak olan o derin boşluğu tanımak ve anlamakla başlayabiliriz bazı şeylere.

    ancak bu serüvende bazen düşeriz. düşmek de değil; çıkmaya çalıştıkça, kurtulmak için çırpındıkça daha da içine gömüldüğün depresyon bataklığıdır bu. oradan çıkıp biraz bile olsun nefes almak istersin. o vakit önce terapiye, beraberinde antidepresanlara başvurabilirsin. bunu da reddetmemek lazım tabii.

    kaldığın yerden doğrulup, yeniden yürüyebilmek için...
  • "içini tarifsiz bir korku kaplıyor, olduğu yerde ter içinde kalıyordu. selimi düşünen turgut'tan başka bütün turgutlar, birdenbire onu yalnız bırakıyordu. bir çocuk gibi çaresiz ve savunmasız kalıyordu. üzülme turgut, bunu karşındaki bilmiyor turgut, biraz gülümse turgut, anlıyormuş gibi bak turgut; kimse o kadar akıllı değildir, kimse seninle korktuğun kadar ilgili değildir turgut, diye kendine cesaret vermeye çalışıyordu. gerçekten de, çevresinin kendisiyle o kadar ilgili olmadığını anladı kısa zamanda. yarıda kalan bir sözün peşinden kimse gitmiyordu. yanlış anladığı bir sözü hemen tekrar ediyorlardı. demek, diyordu turgut, kendi kendine, bugüne kadar gereğinden fazla vermişim. almadıkları bir sürü turgut vermişim onlara"

    yukarıdaki paragrafta anlatılan 'kimsenin aslında sizinle o kadar da ilgili olmadığı' olgusunu hissetmenizi ve kabullenmenizi sağlayan, bu nedenle de sizi rahat bırakan, hassaslığınızı bir nebze alan, insanlara almadıkları bir sürü turgut veren bir turgut olmamanızı, yarıda kalan bir sözünüzün peşinden gidilmediğinde bozulmamanızı sağlayan bence faydalı bir ilaç.
  • birkaç saat önce doktor tarafından reçeteme yazılmış ilaçtır. strese bağlı mide problemleri çeken bünyeme bu ilaç layık görülmüştür. sabah sabah ( 08:40) doktorla aramda geçen muhabbet.
    ...
    d-peki hiç ölsem de kurtulsam, artık yeter gibi düşüncelere kapılıyor musun?
    i-dertler artınca kim ölmek istemez ki, ama masraflı iş bence bu ölme hadisesi
    d-nasıl?
    i-bizim ev üçüncü kat oradan olmaz ayrıca öldükten sonra bunun otopsisi var savcısı var adli tıbbı var babamın başını belaya sokmak istemem
    d-hahahahah...
    ...
    i-iyi günler.
    d- bir ay sonra görüşürüz ( hala gülüyor )
  • beyninizde sürekli konuşan dırdırcı bir sürü kadın olduğunda ve ne susmalarını, ne de sizinle birlikte yaşamalarını kabullenmeyi beceremediğinizde imdadınıza koşan şey. sinirler alınmış, kadınlar gitmiş, huzur gelmiş vaziyette yaşamayı özleyene iyi geldiği rivayetler arasında.
    ancak ilaç kullanmayı özendirmek gibi bir amaç gütmediğimi de belirtmeliyim. çünkü ilaç artık hiç bir şeyi olduramadığınızda, bir uzman tavsiyesiyle alınabilecek en son çare.

    ondan önce ise; muhtaç olduğun endorfin, damarlarındaki kanda mevcuttur.

    ayrıca, esneme yapıyor çok fena.
  • hemen herkesin hayatına giren bir adet orospu çocuğu sayesinde yollarının kesiştiği ilaç.

    (bkz: anksiyete bozukluğu)
  • 4 aydır kullandığım ilaç. ilk hafta 5 mg, sonrasında 10 mg. bugün de 20 mg'a geçtim. onun etkisini bilmiyorum ama 10 ile ilgili tespitlerimi yazabilirim.

    * bi kere kilo aldırmadı, aksine çok güzel kilo verdim.

    * unutkanlıktan ziyade hafif bir dalgınlık yaptı.

    * kulak tıkanıklığı, çınlama, sersemlik gibi ufak tefek yan etkiler de olabiliyor başlangıçta.

    * ilk 1-2 ay sanırım azcık kafa da yapıyordu ama geçiyor o. zevzeklik, leylalık falan kayboluyor kalmıyor yani. kafa yapsın diye içilecek bi ilaç değil.

    * duygusal üretkenliğinizi işte bu kafa yapma döneminde engelleyebilir biraz. ama müzik dinlemeyecek şiir okumayacak düzeyde değil.

    * saç dökme problemini ayırt edemedim, ben zaten minoxil kullanıyordum. eğer saç dökmesinden rahatsızsanız tavsiye ederim. citolesi bırakınca onu da bırakırsınız.

    * uyku problemine diyecek bir şey yok, ilk 3 ay uyumak çok tatlıydı, her sabah daha da çok uyumak isteyerek uyandım. üstelik çok da rüya gördüm ve daima yorgundum. ama sonra bu etki kayboldu. şimdi ne absürd rüyalar, ne esnemeler. 7 buçuk saatlik uyku, citoles ve ben... bahtiyarım.

    * en önemlisi de, anksiyete bozukluğuma kesin çözüm oldu. eskiden kafamdan atamadığım korkular vardı, bazen obsesyona varıyordu, şimdi hiçbiri yok. kendimi dinleyebiliyor ve sorunlarımı çözebiliyorum.

    ama... bu güzel maceranın sonunda etkilerini eskisi kadar iyi göstermemeye başladı; gergin anlarda soğuk terleme, mide krampları gibi sevimsizlikler geri döndü ve 20mg'a geçtim. öyle ki sorun bende mi yoksa tedavinin normali mi bu, emin olamıyorum. demiştim kafası gidiyor diye.

    sonradan gelen ek:

    20 mg zaten olması gereken dozmuş. ondan sonra etki azalması vs olmadı. bir buçuk yılın sonunda yavaş yavaş doz azalttık ve eylül itibariyle ilacı kestik. tedavi toplam 2 yıla yakın sürmüş oldu ama doktorum öyle uygun gördüğü için itiraz etmedim.

    bittikten sonra 2-3 hafta kadar bırakma etkileri yaşadım, şimdi 2 ay oldu ve her şey yolunda. hayat güzel. doktorunuz ne diyosa yapın, tedavinizi güzel güzel olun arkadaşlar.
  • sekiz aydır kullandığım ilaç.
    kullanmadan önce doktora gittim; çok ani sinirleniyorum, parlıyor ve sevdiklerimi kırabiliyorum diye içimi dökmeye başladım. kafama taktığım, bilinç altımda mantığımın beni zehirlediği şeyler var diye konuşmamıza devam ettim.

    eczanede sonra citoles ile tanıştım.
    kullandıktan sonra ne kahkahalar attım. ne erken yatağa attım kendimi. sevgilimin koynuna hiç sırnaşıp sokulmadım. boğa halim her şartta tescilli efenim. neyse konuyu dağıtmayalım...

    sekiz ay sonrası için şunu diyebilirim. ilacım her bittiğinde artık kullanmasam iyi olur diye düşünsemde kendimi hep eczanede bulup 10 mg citoles isterim.

    eskisi gibi olmaya korkuyorum sanırım. kalp kırmalarımı unuttum. kafama taktığım şeyleri sıfırladım. hayata dair önem derecelerimin sırası mutluluğum adına tekrar güncellendi. gerginliklerim, acabalarım, ya öyle olursa düşüncelerim bitti.

    sekiz aydır tek yan etkisi çenemin sürekli kasılma arzusu.
    iyi ki doktora gittim. iyi ki kullandım...
  • ilacın bittiği, 2-3 gün kullanamadığınız zamanlarda çarpıntı, sinir, ağlama krizi tarzı şeyler yapıyor, onun dışında pek yan etkisi yok. diğer antidepresanlar gibi "oo hayat ne güzel laylaylom" da yapmıyor belki, ama hayata dair işlevlerinizi geri kazanmanızı sağlıyor. hassas bir insansanız ve bu yüzden çok yıpranıyor, yoruluyorsanız yavaş yavaş hissizleştiriyor, normlara daha yakın bir insan yapıyor. etrafım, beni hissizleştirdiği için şikayetçi belki ama ben yataktan çıkabildiğim için mutluyum.

    ek: 10 aydır kullanıyomuşum. (bu arada tabi kafanıza göre almayın, depresyon + anksiyete bozukluğu için kullanıyorum ben)
  • 6 aydır kullandığım antidepresan. ilk zamanlar sanki daha beter bir moda sokmuş gibi olsa da sonradan vücut alıştıkça normale dönen, sebepsiz yere insanlarla heyyoo diye sevinç yumağı olmanıza yol açabilen, yatağa girme saatinizi biraz daha erkene çeken ve yatar yatmaz uyumanızı sağlayan bir ilaç. bırakmaya çalıştım olmadı. almayı unuttuğumda ise gün içindeki değişik ruh hallerimden arkadaşlarımın yüzüme bakıp sen gene ilacını almayı mı unuttun ? dediğinde fark ettim hep... :(
hesabın var mı? giriş yap