milla jovovich

• milla'ya açık mektup:
  
  sevgili milla,
  
  14-15 yaşlarımdaydım. her teenager gibi cinselliği tatma, baldan bir parmak çalma, güzel kızlarla tanışma arzusuyla yanıp tutuşuyordum. yaşımla orantılı çevremde, ulaşabileceklerimle vakit geçirmekte, ulaşılmaz olan kavramından pek uzakta idim. ne odamın duvarlarını süsleyen superstar posterleri, ne de evimizin buzdolabında pin up kızları mevcut idi. yatılı okuyordum, karma olan sınıflarda pipim ve kızlar arasında bağlantı kuruyor, kurguluyordum. o zamanlar henüz ilk ilişkime girmemiştim, açıkçası çok da sorgulamıyordum.
  
  gene o yatılılık yıllarımın sıradan bir akşamında, bütün yatılılar olarak sinemaya gidelim dedik. çok da istekli değildim açıkçası be milla. biraz içime dönük olduğumdan, çok atılımcı olduğumu söyleyemem o dönemlerde. neyse gittik sinemaya. ne o senin ilk filmin, ne de benim seni gördüğüm ilk filmdi. sen binyıllık elementlere bir yenisi olarak eklenip evreni kurtarırken çok da etkilenmedim senden. atlayıp zıplıyor, yarı çıplak koşturuyor, turuncu saçlarınla boyundan 5 kat büyük yaratıkları dövüyor ve öyle takılıyordun.
  
  sonra bir şey oldu. hani filmde internetimsi bir şeyi tarıyordun ya? işte orada w harfine gelmiştin. o güzel ellerinle w-a-r yazdın. sonra başladı görüntüler akmaya. hitler ve 2. dünya savaşı temalı slayt gösterisinde biz de senin kadar etkilendik, biz de senin kadar kötü olduk. sonra ne mi oldu? ağlamaya başladın be milla. gene çok etkilendiğimi söyleyemem. sinemadan çıktım, okula döndüm. o gece ayak ve osuruk kokusu karışımı esanslı 60 kişilik yatakhanemde seni düşündüm. o kadınsı sertliğin ve kırılganlığın aynı anda nasıl aynı karede birleştiğini geçirdim aklımdan sözgelimi. senin rol yapma yeteneğinden değil ama, 15 yaşındaydım be milla, etkilendim bir kere.
  
  adını öğrenmem ertesi gün oldu. yanımda yatan ultra-mega-hiper abaza bi arkadaşım 5. element'ten iki resmini 56k bağlantı ve hp'nin son model mürekkepli yazıcılarıyla bir a4'e basmış, şeffaf poşete geçirmişti. o zamanlar internet çok yeniydi, evden getirdiğim bir kutu börekle takasa mal olmuştu o dosyayı almam.
  
  sanılanın aksine içinde onlarca kabin bulunan ve porno dergilerin sifonların üzerine zulalandığı yatakhane tuvaletinde kendimi tatmin etmek için kullanmadım o resimleri. birkaç gün katatonik bir halde seni izledim. yüzünün o tüm kıvrımlarını ezberledim. vücudunla ilgilenmiyordum. gözlerin, kaşların, dudakların ve hatta burnundu beni mükemmellik hakkında ilk kez düşünmeye sevkeden.
  
  dedim ya vuruldum bir kere, aklımın bir köşesinde ideal kadın figürü olarak yerini aldın. o tarihten sonra odamın duvarlarını kolajlarınla, bilgisayarımı bugüne kadar çekilmiş hemen hemen tüm fotoğraflarınla ve kalbimin çoğunu platonik aşkımla kapladın. ilişkiye girdiğim her kadında kıstas oldun, kıstas oldukça hayalkırıklığına uğradım. resmen seni arıyordum ama sen dünyanın öbür tarafındaydın. aramızda 8 yaş fark var dedim, 15 seneye kadar benim olacaksın dedim. hepsi kafamdan geçen ufak düşünce öbekleriydi.
  
  o günün üzerinden yaklaşık 10 sene geçti. hayatımdan kimler geldi, kimler geçti. sırf sana ulaşmak için üniversitede showbiz'e yönelik bir şeyler okudum, sırf herkese birgün seni kollarıma alacağımı kanıtlamak için inat edercesine senden vazgeçmedim. teknoloji ilerledikçe seni daha yakından takip etme fırsatı buldum, kokainmanlığın ve gafların bile beni vazgeçirmedi ah milla! üniversiteden mezun oldum, kültür endüstrisinde çalışmaya başladım. sen 30una merdiven dayayıp aştın, ben ise vaktim azalıyor diye daha da hızlandım.
  
  gel gör ki sen geldin 31'ine. benim hala umudum var dediğim anda hamile olduğunu öğrendim. birkaç gün yemez içmez oldum, iflahım kesildi. acı gerçeki zamanla kabullendim. yıllardır bir yalanın peşinde koşup aşk hayatımı bok ettiğime mi yansam, yoksa o paul anderson tipsizine vardığına mı yansam bilemedim. neticede yana yana yanacak halim kalmadı. kolajları attım, fotoğraf arşivine bakmaz oldum, resmi internet sitene uğramayı bıraktım. sadece milla denince kendi çevremde akla gelen ilk isim olarak insanların belleklerinde yaşamaya başladım.
  
  bugün bir kez daha anımsadım seni milla. keşke erotomaniac olsaydım diyorum kendi kendime. belki de senin beni sevebilme ihtimalini severdim. bugün burada hiç kesişmemiş yollarımız ayrılıyor milla!
  
  yolun açık olsun...