61 entry daha
  • memlekette bir mayis, biber gazları ile kutlanmısken, avusturyada bir baba kendi kizindan 24 senede 7 cocuk yapmisken, londra belediyesi'nin basina ali kemal'in torunu gecmisken, sivasta 4 eylül stadında oynanan, galatatasaray'in 5 gol atip 3 gol yedigi mactir..

    daha dün gibi hatirliyorum da, fenerbahceyi geçen hafta 1-0 yenen takim, hafta içinde "denizi geçtik derede bogulmayalim" diyor, arda turan, hakan şükür peşi sıra çıkıp "sivasta galibiyet istiyoruz" demeçlerini gazetelere veriyordu. gecen hafta üstüne "şampi" yazilan soyunma odasındaki beyaz tahta, sivasa götürülmeye çalışılıyor, iyilerinden seçilen 1600 taraftar bir uçağa binip selda bağcansarkilari (bu şarkılar için bkz: whenever i may roam) eşliginde sivasa iniyordu.. fakat sivas halkı zalımdı, sivas halkı, galatasaray'in "yol ver sivas, şampiyon olam!" seslenisini duymuyordu.. zamanında manchester united'i, juventus'u hotellerinde uyutmayan galatasaraylilar bu kez sivaslilar tarafindan uyutulmuyordu.. sivaslilar internetteki forumlarda "öcünüzü alicaz manchester" yorumlari yaparken, türkçe bilmeyen manchester taraftarları olaya anlam veremiyordu..

    maç bu ahval ve şerait içinde başladı. sivas stadini bilenler için soylersek, havuz tarafındaki kaleyi galatasaray almış fazla gelen kaleyi ise sivasa vermişti. zira 2 kaleyi de galatasaray alirsa hadise sevimsiz olurdu. nonda tek forvet olarak oyundan alınana kadar hüküm sürecekken, sabri sağ açık oynuyor, arkasında sabri'nin boş bıraktığı alana ise song yerleşiyordu. sivasspor ise don vito muhammed önderliginde sahaya çıkıyordu..

    fırat aydinus'un evil twin'i (türkçesi: canım kardeşi) oldugunu soyleseler "haggat haaaa nasil da benzior" diyip kanacagim halis özkahya, şükrü saraçoğlundan gelen başlama düdüğü ile aynı anda maçı başlattı.. dakka 13 olmuştu ki sivas golu atmisti.. tribunler "üç üç üç" diye bagirmaya başlamış "ikiyi ne zaman attık lan?" diyen sivaslı musa bir garip olmuştu..

    galatasaraylilar "şampiyonluk gidiyor yahu" panigine düşmüşlerdi ki gençlerbirliği teeee saraçoğlunda topu aglara gönderdi.. geçici bir rahatlama olmadı dersem yalan söylerim.. 40 gibi arda topu aglara gönderiyor, onun tekrar gösterimleri bitmemişken bir gol daha atıyordu.. bu ikinci gol sırasında spordan sorumlu devlet bakanımız besir atalay'in önündeki paf takimlari sampiyonlugu kupasi az kalsın yere düşüyordu.

    ilk yari böyle sonuçlanmış, yigidolar beklemedikleri anda kalelerinde iki gol yiyince afallamişlardı.. aralarından bazılari "ipne fener olamazsın sampiyon" diye bagirirken, bazılarının buna eşlik etmemesi moralleri bozuyordu..

    hasan şaş'ın herkesin sirtina vurup bir de subhaneke okumasının ardından takimlar ikinci yariya başlamışlardı ki sivas beraberligi buldu.. "lan noluyor?" demeye kalmadan ayhan yaradana sığınıp topu kaleye gönderiyor, galatasaray'in yedigi golün çizgiyi geçip geçmediginin tekrarları önemini yitiriyordu..

    galatasaray savunması tiril tirildi.. bunu farkeden sezer,teknik direktör bulent'ten "turuncu kaleciyi görünce topa vuracaksın" talimatı ile topa pis burun vuruyor. maçı 3-3 e getiriyordu.. bir kısım sivaslı taraftar "3 olduuuu. şampiyonuz" diye sevinseler de cevreden gelen "yedigin 3 nolcak?" sorusu ile kendilerine geldiler..

    arda'yı durdurmanın imkanı yoktu fakat.. sabri ile karşılıklı olarak bugun oynadıkları oyunu tüm sene oynamış olsalar, galatasaray uefa kupasi ile birlikte şampiyonlar ligi'ni müzesine götürür, zira uefa yetkililerinin gözleri dolardı.. 4-3 olmuştu..

    velhasıl, fenerbahçe, anadolunun başka bir yerinde golleri atarken, galatasaray perdeyi hakan şükür ile kapatıyor, haftaya gençlerbirliği oftaş maçında alınacak 1 (yazıyla bir) puan ile şampiyon olacagini dünyaya haykırıyordu. zira 5-3 futbolda bazen 17. şampiyonluk anlamına gelebiliyordu..

    (bkz: bu gece barda cimbom hovarda)
31 entry daha
hesabın var mı? giriş yap