877 entry daha
  • kurduğu akla, mantığa, tekniğe, fiziğe aykırı, yalanın kuyruklusu komplo teorisinin tek yanlışı saat farkıymış gibi davranan, daha komiği buna inanacak kadar fanatik taraftarları da bulunan gazete. her konuda, her ortamda, her fikrin ve cenahın fanatiği olunabiliyor. olunmasın. insan -en sevdiğini dahi- sırf savunmuş olmak için savunmasın.

    düşünün, hasbelkader uçuş esnasında aramış olsaydı ntv bir sebepten, şu an o her halinden nefret ettiğim, olmaz olası ahmet altan, olanca bilgisizliğiyle ve fakat bilmiş bilmiş konuşuyor olacaktı hala. ntv hala hedef tahtasında olacaktı, bbp "biz zaten o grup hakkında başka şüphelere de sahibiz" minvalinde sırf gündemde geriye kalmamak adına yapılmış açıklamalarına devam edecekti, içi boş laflarla ntv çalışanlarını hedef gösteriyor olacaktı.

    kimse çıkıp da "tek delili telefon dökümü olan bir teorinin gerçekliğini nasıl sorgulamaz da manşetten haber yaparsın?" demiyor da, "en azından diğerlerinden farklı olarak özür diledi" diyebiliyor.

    bu kadar zavallı mısınız, içinde yaşamak istediğiniz toplum, görmek istediğiniz muamele bu mu? hayata bakışınız bu mu? tamamen yalan haber yapıp halkı yanıltabilirsiniz, yeter ki aksi ispat edilince hatanızı kabul edin. ya hakkında haber yapılan insan/şirket kendi derdini anlatacak bir mecraya sahip değilse? ya bu derecede saçma, yalan, mantıksız, kuru iftiradan ibaret bir haber sizin hakkınızda yapılsa? ahmet altan özür dileyince tatmin olur muydunuz? ya da ahmet altan baltayı taşa vurmadan özür diler mi? sizce ahmet altan veya yasemin çongar bu kadar olgun insanlar mı? bu süreçte gazetecilik adına ne yapılmaması gerekiyorsa yapmış değiller mi? haberin mantıksızlığını mevcut hayat tecrübeleriyle dahi anlamaları gerekirken, bir an olsun tereddüt etmeyip bu iddialarını başka yalanlarla desteklemeye çalışmadılar mı?

    bu haber, gazetenin yönetim kadrosunca işlenmiş, takip edilmiş, sahiplenilmiş ve ısrarla doğruluğu iddia edilmiştir 2 gün(3 müydü?) boyunca. esasen yargı kararlarınca da sabittir, habercinin doğru haber verme yükümlülüğü yoktur ancak görünür gerçekliğe uygun ve habercilik sınırını aşmadan haber yapma hakkı ve yükümlülüğü vardır. bu haberin görünür gerçek açısından doğru olduğu iddia edilmesi açısından savcı ve polisin soruşturmayı bu yönde yoğunlaştırdığı yalanı da söylendi. ki bu iddiaların da amacı görünür gerçeğe uygun kılmaktı haberi. görünür gerçek, elindeki telefon dökümünden, (saati doğru ve hakikaten uçuş esnasında arama yapılmış olsa bile) suikast iddiasına vardırmaz haberciyi. olsa olsa bu verinin nasıl yorumlanabileceğini konusunda uzman ve tabi tercihan gerçekten varolan, ismi olan insanlara danışıp, ihtimalleri sıralamak gibi bir şey yapılabilir.(ve tabi o aramaları kimin yaptığını ntv' den arayıp öğrenmek gibi bir şey yapmak da sosu olurdu.) patronu arayıp ulaşamamaktan dem vurmak ucuz bir tercihtir, hatta tercih değil düpedüz ucuz bir numaradır.

    şimdi bütün bu pislikler yanlarına kalmış olabilirdi, tesadüf, bu sefer kalmadı. bu zihniyetin var olması bile bir utanç iken benim adıma, adamlar pardon diyerek hayatlarına devam ediyorlar. ve türk aydını denilen tipleme de, sırf sevdiği için, bu özrü yeterli buluyor. niye biliyor musunuz? türk aydını denilen kesim de, toplumun çoğunluğu gibi kofti. takım tutar gibi fikir tutuyor, gazete tutuyor. fenerbahçe, galatasaray için çıldıracağına, taraf için çıldırıyor. ve belli ki bu insanlar da bazılarının daha eşit olduğuna inanıyorlar. hayata böyle bakan insanın kendinden gördüğünü kayırmaması düşünülemez.

    "en azından doğan grubu gibi bidibidi" diyenler, sözüm size: yahu burada futbol müsabakası mı yapıyoruz? taraf' ı sevmiyor olmak, yanlışını ölesiye eleştiriyor olmak doğan taraftarı olduğumuzu mu gösterir? taraf' ın savunulacak yanı kalmadıysa denilebilecek bir çocuksu son çare sözüne mi sığındınız? sığınmayın ya. deyin ki kendini rezil etmiştir ama diğer haberlerinde aynı özensizlik ve hatta kötü niyetin olduğunu düşünmüyorum, ahanda şu sebeplerden. korkmayın. bi tarafınıza bi şey olmaz. başta doğan grubunun ve nihayetinde diğer tüm medyanın durumu, seviyesi ortada. ki zaten kimse de o kötü de aslında şu iyi demiyor. daha garibi, onca grup varken, taraf' ı eleştirenlere doğan grubu örnek gösteriliyor. yahu sabah' ın, zaman' ın, yeni şafak' ın yalan haberleri, özür dilememekte ısrar ettiği vakaları yok mu? ya da taraf' ı sevmeyenlerin sadık hürriyet/milliyet okuyucuları oldukları inancı mı var?
1659 entry daha
hesabın var mı? giriş yap