• bizim toplumumuzda yaygın bir durum.
    erkekleri can kulağı ile dinliyorum kadınlar hakkında konuşurken. aradan ilkel alt benliğimizle ilgili doneler yakalamaya çalışıyorum. seks dışında bir konu üzerinde konuştuğumuz durumlarda daha da dikkat çekici bir hal alıyor tespitlerim. kaldı ki benim kullandığım denekler eğitim seviyesi yüksek, en az iki dil bilen, avrupa görmüş erkekler. farkında olarak yahut olmadan dışa vurdukları bu dürtünün toplum tarafından öğretiliyor olmasının dışında, genetik bazı dayanaklara sahip olduğunu da düşünmekteyim.

    erkekler kadınları yaşamdan soyutlayabilecekleri maksimum seviyeye kadar indirme çabasındalar.
    kadına saygı duymak konusunda isteksizler
    ama bir yandan da onlara duydukları arzuyu toplum için kabul edilebilir bir değere dönüştürüp içselleştirmek zorundalar. çünkü bir toplumu kadın ve erkek beraber oluşturuyoruz ve birbirimize mutlak bir noktada saygı göstermek zorundayız.

    işte tam bu anda kadının reddedilemeyecek herkes tarafından kabul görecek bir değerle onurlandırılması gerekmekte. o da annelik.
    biyolojik ve doğuştan gelen bir özellikle kadınlar onurlandırılıyor ve daha fazlası zinhar verilmiyor. bu öylesine sinsi bir oyun ki kadınlar dahi kendilerine bahşedilen bu değeri yüceltmekten geri durmuyor.

    halbuki kadına sadece anne olarak değer veren toplum bunu tamamen kadını kadın olarak aşağılamak için yapıyor.

    toplum,
    "herkes anne olamaz"
    "annelik kutsaldır"

    falan derken alttan alttan aslında kadının kendisi için olmasını istediği kavramı aşılıyor. aynı psikolojik çabayı erkekler için görmüyoruz bildiğiniz üzere. çünkü erkek kendisine sadece baba olarak saygı gösteren bir toplumda gerçekten saygı duyulacak başka meziyetleri geliştiremezdi. ayrıca erkek, doğuştan gelen meziyetleriyle övülmenin hakaret olduğu alt bilincine sahip olduğundan, kendisine yapılacak aynı yöndeki yüceltmelerden kaçınmayı sürdürdü.

    erkek baba olarak saygı görmesine rağmen, sadece baba olarak saygı göreceği bir toplumun inşa olmasını engelledi.

    bunca laf salatasının arasında ne anlatmak istedim biraz daha açacağım.
    kadın olmak da, kadınlık da, annelik de,
    insan olmak, canlı olmak kavramlarının bir alt kümesidir.

    saygınlığı bu üst mevkilerde aramadıkça da kadın ve erkek olarak ortak bir değer oluşturmamız. eşit bir hayat yaşamamız. sermayeye üretime bilime eşit katkılar sağlamamız mümkün değildir.

    kadınlar gerçekten eşitlik istiyorsa,
    saygıyı onlara kendi tercihleri olmayan biyolojik temelleri nedeniyle veren erkeklerin bu çakalca oyununu görüp bundan sıyrılmaları lazımdır. anne olmakla yetinmenizi isteyen erkek egemen düzende insan olarak saygı görene kadar, kanla, emekle, zeka ile savaşmanız lazımdır.

    anne olmak, yani temelinde kadın doğmak bir tercih değildir.

    kimseye kendi tercihi olmayan bir durumdan ötürü saygı duyulamaz. duyulmamalıdır.

    kadınların gerçek olmayan bir değer ile uyutulmasına dur demek lazımdır.

    annelik gibi, kadınlık gibi tercih dışı kavramlarla övünmeyi/övülmeyi bırakıp. iyi, üretken, zeki insanlar olmak gibi erdemlerle yoğurulma zamandır. birey olarak yücelmesi istenmeyen kadına, topluca bir paye yapıştırılıp uyutulmaya çalışılmasına dur denilmelidir. özellikle de kadınların kendilerine uygulanan bu anesteziye tepki göstermeleri gerekmektedir.

    iyi bir anne olmak önemlidir.
    ancak anne olmak tek başına, kadını hapsetmek için erkekler tarafından oluşturulmuş kafesin demirleridir.

    buna kanmayın.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap