• insanın değişen zevkleriyle, hayat bakışıyla ilgili bir hal. ama sanatçıların imza attıkları işlerle de ilgili biraz. benim hayatımda çeşitli örneklerle doğrulanmıştır.

    1. orhan pamuk: yeni hayat'ı ilk okuduğumda orhan pamuk'tan nefret etmiştim. birkaç klasik okumuştum. ama kendimi her genç denyo gibi tüm dünya klasiklerini bitirmiş sanıyordum. kitap, daha önce okuduklarıma benzemiyordu. kahramanların ağzı böyle, saçı şöyle, burnu sivri bir bıçak gibi, yaşı şu adı bu diye başlamıyordu. sayfalarca okumama rağmen yazar, kahramanın adını söylememişti mesela (sonlara doğru evet, öğrendik). inanılır gibi değildi. bugün de okuduğu 4-5 klasik romanla dünya klasiklerinin tamamına yakınını bitirdiğini iddia eden genç dostların var olduğunu biliyorum. orhan pamuk'tan imza almak için girdiğim sırada yaşadığım heyecanı aslında en iyi onların anlayacağını da.

    2. erkan can: "ula çaydanluk nereyesun?" mahallenin muhtarları'nda çaydanlık isimli maymunla sohbet eden erkan can'ı gördükçe sinirim tepeme çıkıyordu. nefret ediyordum adamdan. sonra bir gün şimdi kapanan bir ankara sinemasında (derya sineması) gemide'yi salondaki 3 kişiyle birlikte izledim. o gün bugündür nerde erkan can varsa, izliyorum.

    3. ilker aksum: çarli'deki halleriyle beni hayattan soğutmuştu. onu yıllar sonra -ama şimdi bu olayı anlatırken yıllar önce- ankara'da bir mekanda (overall) sessizce, öyle kendi halinde, tek başına birasını içerken görünce ekstra uyuz oldum. gözümün önüne çarli ve evin reisi ve apartman yöneticisi geldi ve bir de bidididididi nakaratlı jenerik müziği. işte yanıbaşımdaydı ve ben kendisine fena halde uyuzdum. sonra bir gün bu sefer daha kalabalık bir salonda küçük kıyamet'i izledim. valla o gün bugündür hangi oyunda, filmde, dizide oynasa izliyorum.

    4. sinem kobal: önce dadı'daki evin sırlarını bilen ve babasının aslında dadı ve seray sever'in oynadığı kadının arasındaki gelgitlerini inceden inceye sezen duyarlı kız rolüyle... şaka lan.

    ama hakikaten fantastik bir durum bu nihayetinde. insan her seferinde nefretle ve uyuz olmayla geçen zamanları için kendisini salak hissediyor, mahcup oluyor sanatçıya içten içe. önceleri uyuz olduğum sonra da büyük hayranı olduğum sanatçılar için salaklığıma yanıyorum. affedin beni sanatçılar. hakkınızı helal edin sanatçılar.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap