8 entry daha
  • eski kocam da bunun erkek versiyonuydu.

    hayatım boyunca şehir merkezine yaklaşık 40 km uzaklıktaki bir ilçede yaşadım. tren yollarında büyüdüm. üniversiteye gidip gelirken ayakta uyuyup rüya görmüşlüğüm, trende kapısı açılmayacak tarafta yere bağdaş kurarak oturup üniversiteye hazırlık testleri çözmüşlüğüm, dolmuşta sevgili bulmuşluğum*, ani frenlerde hiçbir yere tutunmasam da düşmeyişimle övünmüşlüğüm var.

    gel gelelim eski kocam hep evine beş dakika mesafelik yerlerde okumuş/çalışmış ve her yere yürüyerek ulaşabileceği şekilde hep şehir merkezinde yaşamış. evlendikten sonra kuyruğu doğrultur doğrultmaz araba aldık. adam neredeyse markete bile arabayla gidecek... benzin fiyatları anasının nikahı olmuş, ben adamı otobüse binmeye ikna edemiyorum. gepegenciz, ilk duraktan biniyoruz yani garanti oturacağız, adam sanki otobüse binmeyecekmişiz de toplu olarak duşa girecekmişiz gibi davranıyor...

    velhasıl, toplu taşıma aracına binmekten imtina etmek cinsiyetle değil de alışkanlıklarla ilgili olabilir. eski kocam öyle narin bir adam değildi. enine boyuna hayvan gibi bi'şeydi maşallah. ama otobüse dolmuşa binmekten hazzetmiyordu adam. maaşın yarısını benzine harcıyorduk. teallaam! bak sinirlendim yine...
149 entry daha
hesabın var mı? giriş yap