• ilk estonya galibiyeti için 60 bin lira, ikinci estonya galibiyeti için 150 bin lira, romanya galibiyeti için 100 bin lira olmak üzere (romanya ilk maçta türkiye'yi yendiğinde rumen futbolcuların aldığı prim 5 bin euro'ydu), yenemeyeni dövdükleri andorra'yı saymazsak 10 maçta sadece 3 galibiyeti olan bir takım için kişi başı en kötü 300 bin liradır. bunun vergiden muaf, yani futbolcuların eline geçen net meblağ olduğunu da belirteyim.

    peki bir vatandaş olarak merak ediyorum; bu prim hangi sebeple verildi? hayır ben mi yanlış biliyorum; bu 2014 brezilya dünya kupası'na katılabilmek için düzenlenen bir eleme grubu değil miydi? türkiye de brezilya'ya gidemediği gibi romanya, macaristan gibi takımların ardından ancak 4. olmadı mı? ortada bir başarı olmadığı gibi aksine bu takım ülke puanını düşürerek türk futboluna zarar vermedi mi? acaba biz bilmiyoruz da bu futbolcular para almadan milli takımda oynamayı kabul etmiyor mu? şu sözde türkiye'nin en iyi futbolcularından oluşan 250 milyon euro'luk takım hesaplarına 150 bin lira yatmadan 15 milyon euro'luk estonya'yı bile yenemiyorsa bu işi bıraksın bir zahmet.

    bu arada çok değil, mart ayına ait bir haber var ki neresinden tutsan elinde kalıyor. yıldırım demirören ve kurmayları toplanmış, "önce başarı sonra prim" demiş. gruptan çıkılamazsa prim verilmeyecekmiş. artık maçlardan önce prim konuşulmayacakmış. grup maçları tamamlanıncaya kadar hiçbir teknik adam prim kelimesini ağzına almayacak ve bu konuyla ilgili açıklama yapmayacakmış. peki merak ediyorum; romanya galibiyetinden sonra fatih terim'in "sizlere prim yazdıracağım" deyip aynı gün yıldırım demirören'in onayıyla prim ayarlamasına neden göz yumuldu? hadi buna göz yumdun, sen yaptığın bu açıklamadan sonra neden daha ortada hiçbir başarı yokken tükürdüğünü yaladın? yine estonya maçından önce 150 bin lira, hollanda maçından önce 150 bin lira, brezilya'ya gidilirse 300 bin euro prim verileceğini neden maçlardan önce açıkladın?

    bu durumun sadece şu anki federasyona özgü olduğu düşünülmesin. bir önceki dönemin de en büyük hobisi ota boka prim dağıtmaktı. euro 2012 elemelerinde gruptan göt zoruyla çıkıp, playoff'ta yenilerek şampiyonaya gidemediği halde takıma toplam 8 milyon lira prim dağıtan bir federasyondan bahsediyoruz. elemeler boyunca sadece arda turan'a 700 bin lira verildiğini ve gözleri doymayan arda, emre, sabri üçlüsünün federasyondan önceki 8 milyon liraya ek olarak sadece playoff'ta hırvatistan'ın elenmesi için yine 8 milyon lira olarak belirlenen primin utanmadan iki katına yükseltilmesini talep ettiğini hatırlıyorum.

    "ama federasyon özerk bir yapı bu seni ilgilendirmez" timi ortaya çıkmadan şunu da belirteyim; federasyon sadece sponsorluk anlaşmalarından gelir elde etmiyor. kişi ve kurumlardan, yani kulüplerden alınan zorunlu katılım payı, transferlerden alınan paylar, yardım ve bağışlar gibi birçok farklı yerden geliri var ve federasyonun bunu sanki babasının parasıymış gibi kullanmasına bu çevreler de karşı. kaldı ki digiturk'e o kadar para bayılarak federasyonun bir başka gelir kaynağı olan yayın gelirlerine dolaylı yoldan katkım olduğundan ben de bu konuda bişeyler söyleyebilirim sanırım.

    özetle; her fırsatta ay yıldızlı formayı giymenin bir şeref olduğunu söyleyen futbolcularımızın, sadece iki eleme grubu boyunca, iki şampiyonaya da gidemedikleri halde aldıkları prim kişi başı yaklaşık 1 milyon lira.

    işte milli ruh bu!

    (bkz: sadece türkiye'de yaşanabilen olaylar)
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap