38 entry daha
  • "kendi anneme de yakın oturmam" diye devam ettiriyorsa çok da akıllı ve haklı bir kızdır, kusura bakmayın "ama bene bilmemkaç yaşına kadar anam baktı :((" herifleri, bizimki gibi laçka bir ülkede mesafe iyidir (ayrıca kızlar da ağaç kovuğundan çıkmadılar). sonuçta kadın ya da erkek, belki otobüste görsek yer vermeyeceğimiz kadına evlilik müessesesi yüzünden "anne" demek zorunda kalıyoruz, bu yeterince psikoloji bozucu bir şeyken ve değişen zamana rağmen evlilik hala "kız istemek", "gelin almak" olarak algılanıyorken kendini ve kocasına olan sevgisini kurtarma peşinde olabilir. birkaç senedir arkadaş çevremden ve yakınlardan duyduğum bazı kaynana felaketlerini size sayayım mesela:

    ("vah vah neler yaşamışsın kardeş" mesajları üzerine tekrar belirtmek istiyorum benim yaşadığım şeyler değil, arkadaş çevremin, yakınlarımın, onların ablalarının, kuzenlerinin, iş arkadaşlarının anıları bunlar)

    - evliliğin ilk gecesi saat 3'te "neden telefonun kapalı oğluuummmm" diyerek görümcesiyle beraber kapıya dayanmak, gelinin halini görmek için kafasını iyice içeri uzatmak (ama oğluşunu merak etmiş cefakar anamız demeyin, gelin bu olaydan o kadar tırstı ki, her an basılma korkusundan hiç düzgün bir cinsel hayatları yok)

    - kendi çevrelerine göre nispeten eğitimli ve zengin olan gelinin evinden sürekli bir şeyler aşırmak, yakalanınca yurtdışından alınmış el yapımı bir tabak hakkında "bunu ben züccaciyeden almıştım" diyebilecek kadar pişkinlikte çığır açmak.

    - 2 aylık evli oğlunun evine 5 günlüğüne ziyarete diye gelip 5 ay boyunca gitmemek, kendine ait bir evi olduğu ve maşallah internetten ayarttığı erkeklerle buluşacak kadar tazı gibi olduğu halde bunu yapıyor "fedakar anamıss". çiftin oturduğu ev 50 metrekare, 1 oda 1 salon, kaynana yatak odası kapısına yarım metre mesafedeki kanepede yatıyor, çiftin cinsel hayatı yok.

    - haftaiçi 9-18:00 arası gayet zor bir işte çalışan gelinini her cumartesi şehre 2 saat mesafedeki kendi evine gelmeye mecbur bırakmak ve önüne 3 sepet dolusu ütü yığmak, gelin ütülesin diyerek evdeki hiç kullanılmayan örtüleri, kendi çeyizinden kalan kaneviçeleri bile her hafta yıkamak. kerli ferli türk erkeği olmakla övünen oğlunun yıllar boyunca annesinin karısına yaptığı bu işkenceye itiraz bile edememesi. karşındaki manyak olunca 2 saat mesafede oturmak bile bir işe yaramıyor yani.

    - evinde her gün gelen bir yardımcısı olduğu halde, altın günlerinde servis ve bulaşık yıkama işini illa ki, türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde doktora yapan ve aynı zamanda çalışan gelininin yapmasını istemek, kız yanaşmayınca duygu sömürüleri konusunda ihtisas yapmak: "üzüntüden meme kanseri oldum oğlum". (geber o zaman teyze)

    - yeni evli çiftin evi kiralandığı gün hemen kendisine bir yedek anahtar yaptırmak, oğlu ve gelini evde yokken gizli gizli eve gelip tüm çekmeceleri vb. karıştırmak, "gelin dolapları düzgün yerleştiriyor mu?" diye kontrol etmek, eğer beğenmemişse ertesi gün yemeğe çağırıp laf sokmak. karı - koca sabah 6'da evden çıkan, bu yüzden yatağı toplayamayan, iç çamaşırı ve giysileri de yatağın üzerinde kalan çiftin evine "şunu yatak odasındaki komodine bırak" diyerek kendi kocasını göndermek. söylememe gerek yok ama erkek annesine "ne yapıyorsun sen?" diyemiyor, gelini başka çaresi olmadığı için kadının ölmesini bekliyor.

    - gelinin yanına yerleşmek için bilerek ve isteyerek kendi evini yakmak. bu manyaklığı yapmadan önce evdeki 3 bekar kızını sürekli "gidin de kardeşinizin evinde yıkanın" diye oğlunun evine göndermek. kız 4 senelik evli, 3,5 senedir antidepresan kullanıyor, yakında boşanıyor ve o kadından uzak olmak için kıta değiştiriyor. (mesela bu kız doktor)

    - gelininin yeni evinde çektirdiği fotoğrafın altına facebook'ta "gelin gelin, o ev kimin parasıyla alındı unutma!!!!" yazabilecek kadar çingene bokundan hallice bir canlı olmak.

    - "bak bakalım yaparken çok ses çıkarıyorlar mı, bizi komşulara rezil etmesinler" bahanesiyle 16 yaşındaki kızını yeni evli oğlunun evine yatıya yollamak. ah bizim fedakar ve sapık anamıss :(

    keşke hepsi %100 gerçek olmasaydı, keşke bu kadınlar "dünyada tek ben doğurup ben çocuk büyüttüm, şimdi karısının ağzına sıçmak en doğal hakkım" diye düşünen manyaklar olmasalardı ve keşke oğulları bu psikopatlıklar ve haddini bilmezlikler karşısında haksız tarafın kim olduğunu bile bile hala annesini savunmaya hatta bunun için severek evlendiği karısına vurmaya kalkışmasaydı, ama işte ülke gerçekleri. bazı örneklerde kadın kocasının annesi karşısındaki aşırı aciz halinden o kadar tiksinmiş ki kocasına dokunmak bile istemiyor. "kız benim manyak anama yakın oturmak istemezse evde kalır aga, ben anamın ayaklarını yalatacak köleyi her türlü bulurum, ben erkeğim ehe ehe" diyen bir anasının oğluyla evleneceğinize 80 sene bekar oturun daha iyi, evde kalırım diye kendinizi yakmayın. kezban dedikleri de bunları yetiştiren anadır.
    neyse ki dünyanın bir yerlerinde oğlunu tapulu malı, gelinini de ayak havlusu zannetmeyen kadınlar ve oğulları var. birkaç görüşmede anlaşılabilecek "anamın hizmetçiliğini yapmak, anam yatalak kalınca bakmak istemiyorsa siktirolsun gitsin, canım anammm <3" zihniyetiyle evlenmeye çok niyetliyseniz, e o da sizin salaklığınız kızlar.
213 entry daha
hesabın var mı? giriş yap