48 entry daha
  • fragmanını yakın zamanda görüp merak kesildiğim film idi. çok da araştırmadım. iyi ki de öyle yapmışım. nightcrawler'i çeken adamın işi diye üzerine ekstra beklenti de koyabilirdim.

    bu filmi de biraz çerçeve dışından değerlendireyim. bir kere los angeles'a özgü adını tam koyamadığım durumu vur ha vur etmesi hoşuma gitti. geçmişte los angeles bu minvalde nice öykünün mekanı oldu. oturup eski defterleri karıştırsam 50 tane film çıkar. öykü de çok sürpriz bir öykü değil. ancak yönetmen los angeles karakteristiğini, mekanın o her daim homojen estetiğini önceki örneklerinin ötesinde ve bilinçli bir şekilde göze sokmuş.

    bu arada yönetmen sanat camiasının ciğerinden bir tip. eğer filmi seyrettikten sonra bakmasaydım yönetmeni tahmin et deseler cronenberg'in oğlu olan genco mu diye sorabilirdim. sanatçı aileden gelen ve sinema sektörüne girmiş figürler yıllarca cemiyetin içinde olmanın verdiği duyguyla işlerinde "alın bakın bok var çünkü" tadında nüanslar koyarlar. severim de bu işleri. gerçi bu işi en temiz çok matah olmasa da starry eyes filminde gördüm, nicolas winding refn'in the neon demon'unu ise beğenmedim, yalnız onu da anlıyorum, maksadını biliyorum. kendini toparlar mı nicolas onu bilemiyorum, neyse.

    netflix filmi seyretmek bana baudrillard'ın "amerika'da seks dışında her şeyin içinde seks vardır." gibi bir lafı vardı onu hatırlatıyor. cinsellikten söz etmiyorum burada. netflix alışılagelmiş bir ortalama sözde yeni muhafazarlık üslubu geliştirmiş. yapımları seyrederken beynimin içinden binlerce anket sonucu ve pazar testi geçiyor. bunu hissetmek çok siktiriboktan bişi. warner bros'taki karikatürize yahudi paragözlüğünü bile dahi samimi buluyorum.

    komik gelen bir diğer detay da şu. şimdi bu filmi seyreden bazı arkadaşlar bergman, kieslowski, fassbinder, haneke seyreden adamlar. hal böyle olunca insan bir yerinden tutacakmış gibi bir hal gelebilir. halbuki alakası yok. bu filmler bu kadar. göründüğü kadar. yok doğum metaforu, yok xenon paradoksu, yok eski ahit falan kastırıp bağlayacak bişi yok. ha bulursun ama yersiz olur. eskiden rejoice türkiye pazarına ilk girdiğinde "yıka ve çık" diye bir sloganları vardı ya. hah biz de bulduk kremli şampuanı yıkanıp çıkacağız. eskiden böyle kadim bir realitenin ucundan tutmuş bir figür misali burun kıvırırdım, bu saatten sonra ver etsinler seyredelim aga, sanki peygamber misin amk.*
87 entry daha
hesabın var mı? giriş yap