• -şimdi sen gidiyorsun ya..........sikmeseler bari.
  • olgunlaşmama yardımcı olduğun için teşekkür ederim ama keşke sonumuz böyle olmasaydı. her şey daha farklı olabilirdi ve biz bunu başarabilirdik, istesek ikiyi dört, dördü sekiz yapabilirdik. bu güç vardı bizde ama yapamadık, beceremedik. şu an mutlu muyuz hayatlarımızda, kim bilir. başka bedenlerde, ruhlarda kaybettiğimiz benliğimizi bulmaya çalışıyoruz belki de, inancımızı yitirmedik ama ya mutluluğumuz? doğmamış çocuğumuza don biçerken bi anda kendimizin yetim-öksüz olmasını haketmiş miydik, bize bu yakışmış mıydı, acılarımız yorganımız olmaya mı layıktı, hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. kendimize yeni hayatlar, insanlar arar veya bulurken soru işaretleriyle de harmanlanacağız. aynı bardaktan su içmek bile bizi mutlu edecekken şimdi ayrı bardaklardan zehirler içerek, o zehirin bir damlasıyla mutluluk arıyoruz belki de. gözyaşlarımız yanaklarımızdan süzülürken beraberken yaşadığımız küçük bir anıyla hayata tutunmaya çalışacağız, bambaşka illerde, bambaşka hayatlarda ve bambaşka bedenlerle. birden bin yapacak gücümüz şimdi yerini sadece anlık heyecanlara ve başkalarından gelecek küçük bir tebessüme bıraktı, ne yazık, bize ve gençliğimize.
  • giden sevgili ,ardında karmakarışık hisler bırakır. bu hisler sözcüklere dönüşse;

    akıl: "bırak gitsin dönerse senindir"
    mantik: "bırak gitsin dönerse süründür"
    kalp: "bırak gitsin dönerse sevindir"
    ses: (ara: git dur dur gitme bi dakka)
  • bilerek mi yanına almadın giderken,
    başının yastıkta bıraktığı çukuru...

    güveniyordum oysa ben sevgimize!
    vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki
    saatin doğruluğu kadar...

    beni senin gibi bir de annem terketmişti ki;
    göbeğimde durur,
    onun yokluğundan bana kalan çukur...

    sunay akın
  • tütün kokardı parmakların
    mevsimlerden kasım olurdu,
    sık sık alkol komasına girer, yağmurlara aldırmazdık
    terkedilmiş izmarit yalnızlığı olurdu gözlerinde
    ben uzayda yer kaplayan bir boşluktum
    her zamanki gibi.

    kapılar açıktı ardına kadar
    sen hiç gitmezdin
    bilirdin, tüm yolların vardığı noktada
    beni bulacağını
    çünkü ayrılık
    kavuşmak için ön hazırlıktı sadece
    ayrılık
    vuslat provasıydı

    kapılar yine açık
    ama sen gidiyorsun
    bu ayrılık..
    namludan çıkan kurşun kadar
    kanadı kırılan kuşun yere çakılışı kadar
    kollarını kaldırıp havaya
    ve yağmurun yağışına aldırmadan
    ağlamak kadar
    samimi.

    bazen aşk
    garantili bir intihar yöntemi keşfeder
  • "gittin.
    simdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza.
    biliyorum.
    ne sen dönebilirsin artık,
    ne de ben kapıyı açabilirim sana."
    (bkz: murathan mungan)
    (bkz: yalnız bir opera)
  • - gittiğin yağmurla gel... (lirik)

    - şimdi sen gidiyorsun ya, herkes sana benzeyecek... (didaktik)

    - varınca çaldır... (taktik)
  • -cöpü atar misin...
  • aslında söylemeye gerek kalmayan sözlerdir.
    giden birinin arkadasından ne diyebilirsin ki? belki bi son umut taşır. son kez bakar gözlerinize,o an her hücreniz derinden yanar.
    aslında söylenebilecek söz kalmamıştır.gidiyo ulan,daha ne ?

    ama illa da bi söz söyliceksek; burak aksak zamanında zaten yazmış bunu.

    biliyorum herkes birgün gider,ama sen biraz daha kalsana.
  • teşekkürler...

    dünyaya seni tanımak için gelmişim desem yeridir.

    tanıdım, tanıştık, hatırladım, sarıldım. bekledim, özledim, aradım, sordum, gördüm, bildim. sana dair ne varsa sevdim. her yerini, her şeyini, her halini, her tavrını.

    sana ne bir kere küstüm ne de darıldım.

    hayat dediğin, derin bir suya dalıvermek ve vurgun yiyene dek durmamak gibi ve sen, seninle geçen saatler, günler, aylar ve seneler o suyun altındayken nefes alıp verilen saniyeler gibi. o derece hayati, o derece keyifliydi.

    giderken uğradın, beni dünyanın en mutlu insanı kıldın. gitmeyip de hep yanımda kalsaydın, belki de hem dünyamı hem de ahiretimi kurtarırdın.

    hep dediğin gibi, nasip değilmiş...

    allah gönlüne göre versin, uğurlar olsun...
hesabın var mı? giriş yap