• dan brown romanları gerçek mimarinin yazarın hayalleri ile birleşiminden oluşan eserlerdir. ama bu kadar hayal kurulmaz arkadaşım. yazar burda fazla hayale dalmış
    --- spoiler ---
    iki cümle ile yazarın hayal gücünün fazla abartı olduğunu görelim

    sayfa 472;

    langdon planda şimdiden birtakım sorunlar görüyordu. "ayasofya akşamüstü kapanır, bu yüzden yerel yetkililer olmadan içeri girmemiz imkansız"

    hemen yan sayfaya geçiyoruz

    robert labgdon, atatürk havalimanı'nı istanbul'un şehir merkezine bağlayan sahil yolunda hızla ilerleyen minibüsün penceresinden dışarı boş gözlerle bakıyordu.

    --- spoiler ---

    tamam bak vatikanın altına indin, da vincinin kodlarını kırdın güzel güzel bir sürü şey anlattın bize tarihi olarak, bir kısmı gerçek bir kısmı hayal ürünü tabi. ama akşamüstü sahil yolundan yeşilköyden hızla sultanahmet tarafına giden bir minibüs ya uçarak gidiyordur ya da hayalet minibüstür. bu kadar da hayal gücü olmaz ama, bu kısımların gerçekçi yazılması lazımdı. "robert kilit olmuş sahil yolunda önünde uzayıp giden far ışıklarına boş gözlerle bakıyor" olmalıydı bu kısım.
  • --- spoiler ---

    zobrist'in istanbul'da fetö üyesi bir öğretim elemanı ile işbirliği yaptığı film.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    en az uc cocuk diyen eziklere kapak olmus kitaptir.

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    cehennemin en karanlik yerleri, buhran zamanlarinda tarafsiz kalanlara ayrilmistir.

    --- spoiler ---
  • dan brown'ın romanı ınferno için görsel rehber
  • babam kitabın türkçesini almış, istanbul bölümlerini bi karıştırayım dedim. kitapta kafası türbanlı bi türk var (erkek ama.. hiç görmedim bugüne kadar kafası türbanlı bi türk ama neyse), langdon'ı arabasına alıyor. brown adamı tarif ederken giysisini anlatıyor ve sonra adamı hep "turbanned man" diye refere ediyor. ve türkçe çevirisinde bu yok??? ha???? niye??? ne alaka lan???? bizim okuyucu sinirlenmesin diye çevirmen (ya da yayınevi) kafasına göre yazarın cümlelerini atabiliyor mu? ne ayak? türkçe çevirisinde "türbanlı adam" yerine "yaşlıca adam" diyor. turbanned yaşlı mı demek yoksa diye baktım.. yoo.. nasıl böyle bi şey yapabiliyorlar lan anlamadım hala.
  • az önce çıktım yarın sakin kafayla yazarım diye düşünürken tek bir cümle yazmak geldi içimden
    --- spoiler ---

    ignazzio ya ne oldu adam nereye kayboldu bilen varsa yeşillendirsin
    --- spoiler ---
  • fena olmayan ama diğer dan brown kitaplarına göre biraz yavan kalan kitap. bu kitapta olay ya da düğümleri çözümlemekten ziyade bilgilendirmeye ağırlık vermiş sanki.

    --- spoiler ---

    inanılmaz bi bilgi bombardımanına uğruyorsunuz, özellikle sayfa 150'lerden sonra. güzel diyorsun okuyorsun ama bi yerden sonra okumak yoruyor cidden. mesela istanbul'da verdiği bilgilerden hiç kopmadım, tanıdık yerler ve aşinasın sonuçta. ama floransa ve venedik'teki onca ayrıntılı bilgi beni yordu açıkçası. italya'ya gitme isteği artti, orası da ayrı.

    çok kişi bahsetmiş, bu kitapta kötü yok. zobrist ve sonlara doğru sienna kötü taraf diyorsun ama kitap sonunda bir bakıyorsun herkes iyiymişkine. kitabın başından sonuna sayıp sövülen zobrist'in, kitap sonunda en akıllı adam olduğunu görüyoruz. ölüm yok, ceset yok, mezar yok ama nüfus azalışı için en iyi yolu bulmuş adam meğerse, en sonda dünya sağlık örgütü'nün bile hoşuna gidiyor bu durum.

    kitabın başından sonuna süren bütün macera boşunaymış. vayentha langdon'ı öldürmeyecekmiş. siyah giyen adamlar da langdon'ı öldürmeyecekmiş, bütün kitap boyunca boşuna kaçmış onlardan, hatta iyi insanlarmış. elizabeth sinskey kaçırılıp bayıltılmamış, kendi istemiş bunu adamlarından. kitabın başındaki doktor ölmemiş. langdon başından vurulmamış. ferris hasta değilmiş. amir de pişman olmuş zaten, o da kötü biri değilmiş. insanları öldüren virüs de yokmuş. 1 gün içinde durdurulacak bir virüs de yokmuş, zaten 1 hafta önce yayılmış o virüs. tüm karmaşa, koşturmaşa boşaymış yani anacım.

    neyse ki martha'nın hamileliği ve vayentha'nın ölümü gerçek çık, onlar da yalan olsaydı sinirden kitabı yırtardım sanırım.

    --- spoiler ---

    mış dolu kitap, sinirlendim şimdi.
  • istanbul üniversitesi'ndeki hocanın resmen fetöcü olduğu film.
  • tarihi yerleri gezmeyi seven birisi olarak, floransa anlatımını beğendiğim kitap. bir gün imkanım olursa köşe bucak gezmeyi planladığım bir yer zaten... floransa / venedik tamam da, sıra istanbul'a gelince, kafam tarihi mekanlardan çok başka detaylara takıldı.

    gerisi spoiler.

    --- spoiler ---

    robert langdon yerebatan sarnıcı'ndan çıkar ve sienna brooks'u takibe başlar, tam o esnada sienna belediye otobüsüne biner. nasıl bindiği ise meçhul, akbili yoktu bildiğim kadarıyla. ya şoförden temiz dayağını yedi, ya da diğer yolculara "bana da basar mısınız?" dedi muhtemelen.

    robert langdon ise otobüse bindiğinden şüphelenir ve bir araç arar. tam o esnada orada bulunanlar;

    - bir adet bentley,
    - ve ne tesadüf, aracının başında bekleyen sahibi.

    sonrası malum; iki cümleye tav olup yollarda makas atarak belediye otobüsü kovalayan bentley...

    halbuki şöyle olmalıydı;

    robert langdon bir araç arar ve o esnada boş bir taksi görür.

    + merhaba acil galataya gitmem lazım!!!11!!!!
    - in birader in inininin iki adım yer orası bak şurada tramvay var biniyosun iki durak hadi koçum.
    + ama virüs, insanlık, tehlike, zobrist...
    - lan başlatma virüsünden zottirstinden şimdi kapat kapıyı!!
    + :(
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap