• kanimca gelmis gecmis en asmis 3-5 muzisyenden biri. onun saksofonundan cikan her nota esi benzeri bulunmaz bir destandir. daha 20li yaslarinda miles davis ile beraber yaptigi isler mukemmeldir; solo kariyerinde yarattigi eserler ise baska boyutlardan cikmis gibidir. gencecik yasta bu dunyayi terkederek hepimize cok buyuk kazik atmistir.

    miles davis jazz'a yon verdiyse, john coltrane o yollarda en uc noktalara yurumustur diyerek bitireyim entrimi de millet beni bibok sansin.

    edit : yok, albert ayler bu adamdan hep bir adim otede yurumus; yurumus de ne olmus? cesedini irmaktan oltayla ayikladilar mina koyim.

    hassiktir yalniz bu entry'i girdigim gunu dun gibi hatirliyorum, sabahladiktan sonra uyumadan evvel faxe bira esliginde equinox dinler iken artistik yapmaya kasmistim. o zamanlar yalniz yasayan denyo bir lavuktum. aradan 5 yil gecmis, degisen tek sey... lan cok sey degisti kimi kandiriyom. [caps] degismeyen [\caps] tek sey(lerden biri) bu adamin allah statusu.
  • bunu kendime itiraf etmek bile cok zor, lakin gerceklerden kacamam :

    miles davis ile olusturdugu ikili, kanimca muzik tarihinde lennon mccartney ikilisinden bile ustun olan tek ikilidir.

    ikili ne sacma bi kelime lan.. ikili ikili ikilikilikili..

    (bkz: delirmek)
  • blue train ve giant steps albumleri, jazz otoritelerince jazz tarihindeki en onemli 100 album listesine sokulan saksafon ustası.
    miles ın uyusturucu kullanıp 25 - 50 dakikalik sololar attigi donemde (duke ellington tarafindan elestirildigi donem) duke elington tarafindan daha uzun sololar atmasi icin tesvik edilen sahsiyet.
    bi de allahim neden bana bir okuzdeki kadar muzik kulagi verdin? neden? diye yastiga kafayi gomdurecek sahsiyet.
  • izmir'de onun gibi çalabilmek için kafası kıyakken kerpetenle dişlerini söken, haliyle dişsiz çalamayınca da intihar eden bir amcadan bahsedilir dost meclislerinde..
  • müzik kariyerinde 12 yil ilerleyebilen ve sadece 41 yasindayken hayata gozleri yuman adamin dünyaya bu kadar mükemmel bir miras birakmasi acikcasi sahsen benim acinasi durumumu gosteriyor bana.. hoş herkes bir john coltrane olamaz fakat yine de 41 yasina kadar bu kadar ölümsüz olmak iyi bir sey sanirim..

    filedelfiya'da doguyor bay coltrane, yil 1926.. 2 sene sonra büyük depresyon, acilarla yoksullukla dolu bir cocukluk sekillendiriyor belki de sonraki yillarda nefesinden dokulen notalari (hey yavrum hey.. sunuşa bak.. erhan konuk gel gor beni) sonra askerligi geliyor 19 yasindayken askere gidiyor ki bereket o sirada savaşı bitiriyor bir atom bombasi.. hop sonra nuyork'a donuyor.. donem big band, film noir donemi.. havada kapiyorlar bir trompetciyi.. hop miles davis orkestrasi, dizzy gillespie ile el sikismalar, johnny hodges e pandik atmalar falan derken kocaman adam oluor bay coltrane..

    sonrasinda kendini budism'e veriyor.. tütsüler bilmemneler derken, sene 1966 yi gosterirken kanser oldugunu ogreniyor.. neden 41 yasinda karaciger kanserine tutuldugunu anlamiyor tabi insan.. votka uranyum icmesi lazim bir adamin o yasta karaciger kanseri için ama oluyor işte.. eh kocaman rabbim, bissuru adam kanser olmazken ayni ortamlarda, neden bay coltrane i kanser yaptin? allahin işine karismadan, john'un zaten budizm i benimsedigini, ogluna ravi coltrane ismini verdigini, ve bati tedavisini reddedip hindu tedavisine yeltendigini belirtmekte yarar var..

    velhasil bu mükemmel insan 41 yasinda, ben dogmadan nereden baksan bir 20 sene evvel bu dünyadan göç eyliyor.. geride biraktigi mükemmel ezgilerle..
  • caz tarihini değiştirebilen 5 müzisyenden biri kabul edilir. (digerleri: d.ellington, m.davis, l.armstrong, b.holliday) çok onemli bir saksafon vituozudur (kariyeri boyunca stilini surekli degistirmistir) biraz gec kesfedilmistir. dikkati ilk kez 1955'de 29 yasinda sideman olarak cekmistir. 1960'da tam solo kariyerine gecmistir. 1967'de olmustur. hayatinin buyuk bolumunu eroinman olarak gecirmistir. belirgin uc dönemi vardir. solo öncesi miles davis/kısa monk/cannonball adderley donemi, klasik quartet donemi ve free caz donemi... cazdan nefret ediyorsaniz bile en azindan bi kere naima'yı dinlemelisiniz. ve bir not: coltrane'i dunyaya tanitanlarin basinda (birsuru cazciyi tanitan, örn: charles mingus, modern jazz quartet, ornette coleman, eddie harris, hank crawford) nesuhi ertegun gelir.
  • caz tarihinde erken olup de arkasindan "kim bilir yasasaydi daha neler yapardi" denmeyen tek adam.

    neden? tam olmeden once kariyeri yarrak gibi bir yola saptigi, yasasa kendini utanc dunyasinin limbosunda tutsak bulacagi icin mi?

    hayir, kisa hayati boyunca zaten arayisinin en saglamindan sonuca varmasi, yapmak istedigi zaten her seyi en iyisinden yaptigi icin. coltrane'in omrunun eseri girisi, gelismesi ve sonucu olan bir kitap misali kendi dahilinde deginebilecegi butun konulara deginen, olgun bir eserdir. ona gore.
  • sözle anlatılamaz bu müzik dehasının 40’lı yıllarda başlayan profesyonel müzik hayatı, karaciğer kanserinden öldüğü 17 temmuz 1967’nin, 17 mart’ına kadar sürmüştür.
    cazın tanınmış diğer dehaları kendisiyle mutlaka birlikte çalışmış, onun yeteneklerinden pek çok şeyi kendilerine katmışlardır.
    müzik yaptığı dönemde gerek stüdyo tekniklerinin ve gerekse canlı kayıt tekniklerinin bugüne göre çok geri olması nedeniyle, bilinen konser ve stüdyo kayıtlarının pek azı albüm olarak günümüze ulaşabilmiş; bazıları master kayıt bantlarına ulaşıldıkça, yeni keşifler ve dolayısıyla yeni parçaları, yeni yorumlarıyla birlikte yeni müzik tatları da ortaya çıkıyor. bunlardan en sonu ve bu yıl ortaya çıkarılanı thelonious monk birlikte 1957’de oluşturdukları üçlünün (trio’da üçüncü kişi bass’da wilbur ware) kayıtları henüz keşfedilmiş ve bu sene caz severlere albüm olarak armağan edilmiştir.
    bu müzik dehasının, bazıları ölümünden sonra keşfedilerek albüm haline getirilmiş diskografisinden, bir cazseverin arşivinde mutlaka olanlardan bir kısmı şöyledir:
    .blue train (1957) (ilk albümü)
    ·giant steps (1959)
    ·my favorite things (1960)
    ·coltrane plays the blues (1960)
    ·ole coltrane (1961)
    ·live! at the village vanguard (1961)
    ·impressions (1963)
    ·a love supreme (1964)
    ·ascension (1965)
    ·meditations (1965)
    ·live! at the village vanguard again (1966)
    ·expression (1967) (hayattayken kaydedilen son albümü
    ·interstellar space (1967, (ölümünden sonra)
  • kafamın içinde gereksiz bir sürü düşünce dolaşacağına, bu adam hiç durmadan my favorite things çalsın dediğim adamdır.
hesabın var mı? giriş yap