• meshuuuur d'ascoyne ailesine gelin giden louis mazzini'nin annesi kocasini geride birakip bir muzisyenle kacinca, aile buyukleri tarafindan reddedilir. fakirlik icinde buyuyen louis, asik oldugu sibella kendisini alelade* buldugu icin reddedince, "azmeden adam"a donusur ve soylu ailesine tekrar kabul edilmek icin harekete gecer.
    louis'nin eski ihtisamli gunlere donebilmesi icin oncelikle "duke of d'ascoyne" unvani icin sirada bekleyen 8 aile buyugunu birbir oldurmesi gerekmektedir. ote yandan bir d'ascoyne'la evlenmeli, bu iki gorevi de basardiktan sonra keyif catmasi icap etmektedir.
    oldurulecek olan 8 d'ascoyne'un da sir alec guiness tarafindan canlandirildigi; louis mazzini rolunde dennis price'i, sibella rolunde "tuhaf bir elektrik yayan" joan greenwood'u, louis'nin (kocasini oldurerek dul birakip) evlendigi edith d'ascoyne rolunde "magrur" valerie hobson'u izleyebilecegimiz bu muazzam ealing studios filmi muhtemelen sinema tarihinin en guzel seri cinayet filmidir.
    buradan alec guiness (qui etes aux cieux)'a selam yolluyor, ayrintili bilgi icin size lutfen (bkz: alec guiness) diyorum. tabii bir doneme damgasini vuranlarin da hakkini yemeyelim: lutfen (bkz: ealing studios)
  • oldukça ağdalı bir dile sahip olan ingiliz filmi.

    --- spoiler ---
    alec guinness'in kadın rolü cidden başarılıdır. filmin finali günümüz için tahmin edilebilir olsa da sanırım o zaman için sürprizdir.

    --- spoiler ---
  • remake'inin çekilmesinden en çok korktuğum film. netekim robin williams'ın alec guinness'in rolünü oynayacağı bir versiyon zamanında halivud ortamlarında konu edilmiş ama yüce rabbime şükür ki vazgeçilmiş yol yakınken.
  • çok iyi bir seri cinayet ve yükselme fimi. film kahramanının her durumda takındığı soğuk kanlı tavır takdire şayan. filmin en orjinal tarafıda adamın işlediği onca cinayetten değilde, işlemediği bir cinayetten hüküm giyecek olmasıydı. kader herzaman ayniyle hükmetmez, ters köşeside vardır...
  • film, ismini alfred lord tennyson'ın bir şiirinden almıştır, hatta mevzubahis ismin geçtiği dizeler filmin içerisinde edith d'ascoyne tarafından dillendirilmektedir. ayrıca o kadar güzel üslupta öylesine sürükleyici bir filmdir ki, 1949 tarihli olmasına rağmen sinema tarihinde yapılabilecek olası bir "sıkıcı olmayan filmler" anketinde bu yaşına rağmen tepeye oynar. zira kolay değildir 58 yaşında olup bir saniye dahi sıkıcı olmamak.

    alec guiness için de ayrı bir parantez açacak olursak, kendisinin filmde yaptığının "yardımcı erkek oyuncu" kategorisine yeni bir boyut getirdiğini, ancak bu performansın -zamanının ötesinde olsa gerek- hiçbir ödül almadığı gibi, oscara dahi aday olmadığını ürpertici bir şaşkınlık içerisinde belirtebiliriz.
  • imdb 250'nin bazen çok overrated olduğunu falan olduğunu düşünüyoruz falan ama bazı filmler o kadar underrated ki aklım almıyor bkz: bu film. eğer imdb olmasa hayatta denk gelmeyeceğim gelmeyecegim icin bu güzellikten mahrum kalacağımı düşünüp uzuluyorum thanks to imdb

    bayağı bayağı çok iyi filmdi. oyunculuklar falan olsun yani oyunculuk konusunda aşmış olduğunu tekrar soylememe gerek yok sanirim.

    izleyin, izlettirin.
  • bana ingiltere'yi sevdiren filmdir kind hearts and coronets. yillar evvel izledigimden bu yana ingilizlerin absurd mizah anlayisini hep ayri bir yere koymus ve bu guzel ulkeye yerlesme fikrini yavas yavas olgunlastirmisimdir icimde.

    sonra gun geldi, kader gercekten de ingiltere'ye surukledi beni. gel gor ki, kime sorsam bu nadide eseri bilmiyor. ustelik sadece bu da degil, great expectations diyorum, ses yok. witness for the prosecution diyorum tisss. the bridge on the river kwai diyorum duvara bakiyorlar... baktim boyle olmuyor, cumartesi geceleri kendi evimde sinema gosterimleri yapmaya karar verdim ben de. projektorle duvara film yansitarak bu cahillere kendi kulturlerini acik hava sinemasi tadinda tanitmaya calisacagim. ilk film de kind hearts and coronets olacak haliyle. hadi bakalim...
  • senaryonun ilerleyisi bakimindan kanimca the man who wasn t there filmine ilham kaynagi olan film.
  • filmi, filmde de geçen bir italyan atasözüyle de özetleyebiliriz:

    "intikam soğuk yenen bir yemektir."
  • (bkz: game of thrones)

    --- spoiler ---

    cidden ünvan sahibi olma yolunda önündeki 8 kişiden 7sini* ustaca öldüren adamın işlemedeği bir cinayetten idam edilecek olması ilginç bir konu. oyunculuklar da güzel -bir tek ana karakterin annesi fazla genç ama o da zaten filmin başlarında ölüyor. alex guınnes-obi wan- 8 ayrı karaktere de farklı hava vermeyi başarmış. olay aslında ünvan peşinde koşmaktan da çok intikam.

    "as in an old ıtalian proverb: revenge is the dish which people of taste prefer to eat cold."

    mesela o kadar insan öldüren adamın avcılığa karşı sergilediği ilke de güzel:

    "the next morning ı went out shooting with ethelred - or rather, to watch ethelred shooting; for my principles will not allow me to take a direct part in blood sports."

    ve birbirinden farklı iki çekici kadın arasında seçim yapamamanın güzel bir özeti:

    "how happy could ı be with either, were t'other dear charmer away."*

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap