• ne mallığımız kalmış ne angutluğumuz. kırk sayfa açıklama yapacak zaman da yok. arkadaş; senin üstün estetik ve sanat felsefenin mertebesine erişebilmemiz mümkün değil, fakat bu karikatürün 5. 6. soyutlama düzeyinde bir mesaj verdiği söyleniyorsa böyle kritik bir gündemde, esas olan kitleler üzerinde yaratacağı genel etkidir, bir avuç sanat gurusunun olası kişisel tatmini değil.

    ya da doğrudan diyeyim, böyle bir durumda "yemişim sanatını". bak bu kadar basit.

    mehmet çağçağ'dan kişisel talebim de yalnızca durumu açıklaması.

    edit: bir yazar çok güzel özetlemiş "sıkıntı şu ki çoğu faşist bunu facebook paylaşımlarına meze eder, 'oh olsun' yazarlar altına da."
  • leman'lı günlerden tanıdığım ve beğendiğim bir karikatürcüydü. ne diyelim, "memecanlaştığı" için onun da üzerine bir çizgi çekmenin zamanı çoktan gelmiş de geçiyor. insan olmak (adam olmak derdim de demiyorum) böyle bir şeydir işte, en son geldiğiniz yer insanlık dışı bir yerse tüm geçmiş tuzla buz olur, haklı olarak.

    edit:
    "taş atmak gibi basit bir suçtan içeri tıkılıp işkence, dayak, taciz ve tecavüz gören bu çocukların tam da taş atılacak bir yerde isyan edip, taş araması esprisinin yanlışı neresinde?" gibi bir açıklama yapmış...

    şurasında sayın çağçağ, yılların karikatüristi olarak bunu bilmemenize olanak yok...bu karikatürün ilk ve en baskın okuması, "hadi şimdi de taş at da görelim bakalım"dır...toplumun yüzde 99'u bunu böyle anlayacaksa burada büyük bir sorun olduğu aşikar.

    edit 2: tamam tamam. "memecanlaşmamış" fakat çok fena bir yanlış var burada. anlamıyorsunuz diyerek ancak kendinizi tatmin edebilirsiniz. anlatmak istediğini çok daha güzel anlatabilirdi. acilen çocuklardan, ailesinden ve tüm türkiye'den özür dilemesi gereklidir.
  • tartışmalı son karikatüründe, belli bir ortalamanın üstüne hitap ettiği için değil, çizdiği karikatürün düşünsel planlamasını iyi yapmadığı için doğru anlaşılamayan karikatüristtir

    özelde görsel sanatlarda, genelde ise tüm sanatlarda; sanat eserinin kendi içinde net bir anlam bütünlüğünü seyirciye aktardığına emin olmak gerekir. seyirci, sanatçının çizdiği yoldan eseri takip ederek, vermek istediğini çözümleyebilmelidir. bu anlamda, eseri var eden sanatçının kim olduğu bilgisine ihtiyaç olmamalıdır.

    temelde kanımca mehmet çağçağ'ın düştüğü hata da budur. içselleşmiş bir insan hakları bakış açısıyla bu karikatürü meydana getirirken, aslında başka anlamda da anlaşılabildiğini gözden kaçırmış, bu anlamda planlama hatasına düşmüş olduğunu düşünmekteyim.

    sonuçta karikatürde mehmet çağçağ ismini gördüğünde izleyici ne demek istediğini anlayabiliyor, yılların muhalifi leman'ın bu konuda faşist bir tutum takınmayacağını biliyor. fakat mesele orada isim bile yazmazken anlaşılır olmak zorunda olması değil mi?
  • habertürk tv'de aylin aslım'la birlikte sunduğu;' ses bir iki üç' programında dediği hiçbir şey anlaşılmayan diğer sunucu...

    mükemmel bir çizer olabilir, harika karikatürler yaratabilir ancak bir tv programı sunmak herkesin harcı olmadığının bir kanıtı... lafları toparlayamıyor, ne söylediği, ne anlatmak istediği anlaşılmıyor... aylin aslım bir kurtarıcı niteliğinde...

    kendisinin büyük bir birikimi var, program sırasında kelime bulmakta da zorlanıyor...

    üzgünüm bunları yazdığım için...
  • cocuklarin caresizliklerini duyurmak icin son care olarak taş attigini vurgulayan bir karikatur cizmis, bana kalirsa yanlis anlasilmis bir karikaturist.
  • cem yılmaz'ı keşfeden adam...desem çok abartı olacak.

    karikatürist cem yılmaz'ı keşfeden ve ardından komedyen olanına da önayak olan adam desem daha doğru olur.

    yanlış hatırlamıyorsam kendisi ve cem yılmaz'ın babası, cem yılmaz'ın babasının o zamanlar matbaa işi ile uğraşması hasebiyle tanışıklarmış. cem yılmaz karikatür çizmeye hevesli bir genç olduğundan babası cem'e, mehmet çağçağ'a gidip karikatürlerini göstermesini söylemiş.

    küçük cem, mehmet çağçağ'ın odasının kapısından içeri girdiğinde elinde beş karikatür varmış. beş karikatürden bir tanesinde azıcık ışık olan kimselere "umut var" gözüyle bakılan karikatür ortamlarında cem yılmaz'ın beş karikatüründen üçü, hemen yayınlamaya elverişli imiş.

    ve işte cem yılmaz'ın leman dergisinde çizmesi ve ardından taksim leman kültür'de sahne almaya başlaması, mehmet çağçağ'ın onu keşfinden sonra olmuştur.
  • son karikatürü üstünde kendi adı ve ilgili vinyeti olmasa, bizim city misali bir plaza karikatürü sayılabilirdi.

    yine de olmamış diyoruz. niyetinin iyi olduğuna eminiz adımız gibi ama sanat da böyle bir şey işte. bazen şapa oturtur adamı.
  • çizdiği karikatür ısrarla yanlış anlaşılan.
    ya ben körüm ya diğerleri alim.
    adam ''bu çocuklar taş atmasın da ne yapsın, sayenizde daha fazlasını da yapacaklar demiş.''
    anladığım budur benim.
    ve bu mantıktan ötürü hatalı da değildir.
    ''oh olsun'' anlamını çıkaranlara ''yuh'' diyebiliyorum.
  • bir filim kahramanim olmadi.
    bir roman kahramanim da olmadi.
    hayatimda kimseyi ornek almadim. hicbir karakterde kendimi bulmadim, biri haric.
    timsah ve daral..
    bir omur daral olmaktan kortum, timsah her zaman ornek aldigim bir pic olarak, ergenlik yillarimin kahramani olmustur.
    essek kadar adam oldum halen saclarim timsah tarzi vaz gecemedim.
    timsah gibi bir hayat yasadim, yasiyorum sanirim.
    tipimde acayip benziyor. birgun bir firsatim olur tanisirsak, oturup bir cay icersek timsah karakterinin ete burunmus halini gorursen sasirma mehmet abi...
    kafa yapisi bir tarafa, tip, giyim, boy bos, kaslari kaldirma, pis siritis falan ayni abi.
  • bahsi geçen karikatürde çocukları suçlu gösterdiğine inanmadığım karikatürist.
hesabın var mı? giriş yap