• derdini cok guzel anlatmayi basarmis bir adamin muhtesem oyuncularla cektigi, kisiyi * derin dusuncelere ve gozyasi sellerine bogabilecek bir filmi. muzikler cok guzel. hele final sarkisi hala dusundukce yutkunmayi zorlastiran bir yumruk. helal olsun. ufak tefek eksiklikleri gormemezlikten geliyoruz. alkisliyoruz.
  • fikret kuskan'in yaslanmaya basladigini gordugumuz film. ama oyunculugunu gelistirmis, oynadigi karakter nedense ali karacan'i cagristirdi bana, tipi de andiriyor zaten. başşak köklükaya'yi da sonunda sofistike makyaj ve elbiselerle de gormus olduk, iyi oldu. fikret kuskan sirasini şellale'de savdigi icin son donem yerli filmlerin olmazsa olmasi poposunu gosteren erkek modeli nejat isler'e kalmis... 70'lere yapilan flashbacklerde goze sokulan nostaljik objelere gerek var miydi bilmem, ancak ilginc bir yaklasim olmus.
  • bence oyunculuklar genel olarak çok iyi... özellikle; şerif sezer'in bakışlarında büyük oğlunun dramını görmek mümkün. fikret kuşkan'ı gençler dizisinden beri beğenirim zaten. nejat işler'le de filmden sonra tanışıp arkadaş olmak istedim...
    "biz de sitcom dizilerindeki aileler gibi komik olduk, ehi ehi..." ve benzeri gereksiz diyaloglar da var... özellikle başlarda...
    film genel olarak etkileyici; özellikle halüsinatif sahneler. iki gün oldu izleyeli, hala etkisindeyim.
    mor ve ötesi'ni de tebrik etmek lazım. gerçekten güzel iş çıkarmışlar... hele o en sondaki şarkı yok mu...
    (bkz: bir derdim var)
  • atatürkün hayatı diye gittiğim film.. çıka çıka ne çıktı..
  • karabasan sahnesini delicesine merak edip de, neden gitmedigimi halen kendime sordugum muziklerinde serkan hokenek' in de imzasini tasiyan film.
  • taksicilerin izlemesinin sakıncalı olacağı film.. artik dakka başı ani fren yapar dururlar..
  • ... afisinde "aslinda hicbir sey gorundugu gibi degildir" yazan film*
  • çağan ırmak'ın 3-4 film sonra ortadan yaracağını gösterdiği film. **

    en azından fikir sahibi olmak için bile mutlaka gidip görülmeli. karabasan sahnesi ve "nerde kalmıştık" ile gemide'ye verilen selama hasta olduğum kadar, yine karabasan sahnedeki ringu/gothica efekti ve düğün videosundaki the sixth sense apartması çok hoşuma gitmese de bunların uygulanmış olması gayet iyi. son dönemdeki zeka özürlü türk filmleri gibi değil, yönetmenin tarz kaygısının ortaya çıktığı, film gibi film. hollywood havası var diyenelere de o kadar kusur kadı kızında da olur diyorum. türk sinemasının geleceği için kesinlikle umut verici.
  • kastı hazırlanırken hiç popüler insan seçilmemiş olması sevindirici. "abi, manken bilmemkim'i oynatalım, hiç olmazsa onu görmeye gelirler" gibi bir mantıktan uzak durmuşlar, pek iyi olmuş.
  • havada kalan olmamış bir çok yanı olmasına rağmen, bir karabasan sahnesi var ki çağan ırmak'ı takdir etmek gerek. ayrıca topu topu 4 oyuncudan oluşan ve sadece birkaç mekanda geçen bir film, baştan sona artan bir heyecan ile izleniyorsa gerçekten iyi film demektir. efektlerin ve müziklerin* ise çok yerinde ve düzgün kullanıldığını söylemek isterim. müzikleri açısından belkide bugüne kadar türkiye'de yapılmış en iyi film diyebilirim. filmin sonunda çalan parça ise gerçekten insanın salondan çıkmasını engelleyip zorla yazıları okumaya iten cinsten.
    (bkz: bir derdim var).
hesabın var mı? giriş yap