• ayrıca badem'in ağlatabilecek şarkısı..
    dikkat!..

    edit: hybridus'un isteği üzerine şarkının sözleri şöyledir:

    kara gözlerinden bir damla yaş düşünce
    güzel yüzün yanakların ıslanır
    kara gözlerinden bir damla yaş düşünce
    hüzün keder yüreğime yaslanır

    sen ağlama, bir damla gözyaşın yeter. sen üzülme gülüm..

    gece gökyüzünden bir damla yaş düşünce
    bahar gelir tüm çiçekler ıslanır
    kara gözlerinden bir damla yaş düşünce
    hüzün keder yüreğime yaslanır

    sen ağlama, bir damla gözyaşın yeter
    sen üzülme gülüm gamzende güllerin biter
    yollarıma taş koysalar döneceğim
    gözlerinden yaşlarını... sileceğim..
  • beraber buyudugum albumdur. evimizde bir zamanlar bunun lpsi vardi ben de boyum yetismezdi bunu takmaya tutardim anneme gotururdum, ama takmaz istemezdi annem bu albumu...

    anne blaynd: olum bak bunu hep bana taktiriyorsun, sonra biliyorum ne zaman sen aglama calmaya baslasa gidip tuvalette gizli gizli agliyorsun.

    ama dayanamazdim her seferinde de annem yogun israrlarima dayanamaz, koyardi lpyi ben de istisnasiz kucucuk cocuk gider aglardim. artik komsular ve yasi benden cok buyuk olan kuzenlerim ne zaman eve gelse koyarlar kendi aralarinda "bak blaynd birazdan aglamaya baslaycak" diye eglenirlerdi. album calmaya baslayinca da annem gelir kizardi onlara, sarilir bana "sen nasil erkeksin?" diye cikisir sonra da ben susana kadar birakmazdi. ama sadece bu sarki yoktur ki bu albumde daglardir daglar calmaya baslayinca ben de gulmeye oynamaya baslardim, kendimce serceye eslik etmeye calisirdim. o zamanlar annemi cok severdim bir de sezen aksu'yu... hatta sezen aksu annenim kardesiymis de her an evimize gelip beraber yemek yiyecekmisiz gibi gelirdi.

    tukenecegiz calinca ben artik coktan sikilmis olurdum, televizyonda da hulk baslardi zaten. unuturdum sezen'i cizgi filmler bitinceye kadar...

    sonra elmasi bozuldu muzik setinin, artik bu albumu dinleyemez oldum o kadar uzun sure dinlemedim ki sezen aksu... buyudum galiba bu kadar zaman suresince... sezen yeni albumler cikardi, dinlemedim hic birini almadim. herkes sezen aksu'yu cok severken ben nefret ettim. cunku sezen aksu benim icin hep sen aglama oldu. ben agladim.

    buyudum, icimdeki cocuk kustu bana ama arada bir ona gicikligina calarim mp3'u aglatmaya calisirim onu.
  • "yollarıma taş koysalar döneceğim
    gözlerinden yaşlarını... sileceğim."

    alnından öpmek istiyorum bu sözlerin sahibini.
    gözlerimden yaşları sileceklerse varsın yağmurlar insin gözlerimden. sen ağlama dese de şarkı ben ağlıyorum hüngür hüngür. ağlamamak elde değil çünkü.
    ayrıca (bkz: sınav)
  • sezen'in hiçbir şarkısını es geçmeden defalarca dinleyebildiğim ilk albümü...

    bu kaset evimizde bir şekilde vardı ama benim ilgi alanımda değildi o zamanlar...

    kaset kapağı yoktu, koyu yeşil plastik üzerine -sanırım- beyaz üzerine siyah kağıda yapıştırılmış bir kasetti orijinali... sezen aksu sen ağlama yazardı; aynı formatta bir de belkıs akkale kaseti vardı, demek ki özel bir çaba harcanmamıştı kaset üzerindeki serigrafiye... kaset kapağının orijinalini hiç görmemiştim, yıllar sonra bu sitede gördüm ve çok beğendim... oysa arşiv için yıllar sonra aldığım sen ağlama kasetlerinin kapaklarında iğrenç bir sezen aksu resmi vardır, hepimiz biliriz, sanki "fena kadın"mış gibi verilmiş bir poz :) hadi bir hatayla bu pozu vermiş, peki hangi sersem onu kaset kapağı olarak seçmiş o da ayrı bir tartışma konusu...

    dinlediğim ilk sezen aksu kaseti olması bakımından özeldir bu albüm...

    sen ağlama ile başlar kaset, damardan giriverir... beste, sözler, yorum muhteşemdir... "yüreğim bende kalırsa yaşayamam" der; arabesk bir düşünceye hitap eder sözler ama cümle yapısı öyle bir örülmüştür ki çok dikkat çekmez bu ve aşkın en saf haliyle bir fedakarlığı kazır beynimize, çıkmaz izi... olağanüstü bir sezen klasiği olarak çıkıverir karşımıza, öylece de kabullenivermişizdir işte...

    benimle ol der ikinci parçada, çok güzel bir girişi vardır şarkının, sezen de en duru sesi ile okur... yıldızlara oturup dünyadaki nesli izleme fikri de çok hoştur, hafif küçümser bir tavırla bakınır dünyadaki nesle ve yine de umutla beklenir sanki bir gün kendilerine yetişivereceklermiş gibi, bir o kada da alayla... zevkle dinlerim her seferinde

    geri dön sen ağlama'dan da beter yaralar adamı, çünkü artık gitmiştir sevdiğin insan, bazen bir dost ya da bir çiçekle gelir eve ve herşey "seni" hatırlatır da yeniden, içini bir fena yapar adamın... bazen sen ağlama ile geri dönün başını da karıştırılır aslında; hele biri ilk sözcüğü söylesin, gerisi ancak o zaman geliverir

    yeter değişik bir şarkıdır, sözleri öyle beynime kazılı değildir pek ama çok özeldir "beni bırak seninle kendi halime" gibi kendi içinde kelime oyunlarını barındırır da insanın kafasını karıştırmaya adaydır, güzeldir ve zevkle dinlenir yine defalarca

    bu gecede "hiç vermediğim kadar" der ya, bu söz can damarıdır sanki şarkının: hiç vermediğim kadar...

    dağlar o kadar özel o kadar anlamlı bir şarkıdır ki, insanın tası tarağı toplayıp dağlara çıkıverese, dağları mesken edinesi gelir. yok öyle eşkiya olup çıkmak değildir bu, hani yücelere yerleşmek, hayattan vazgeçmek, bir bakıma doymuş olmaktır bu; yok öyle anlatılmaz bu şarkı, dinlenir ve hissedilir; yine defalarca...

    çocuklar gibi... oturup dinlediğim ilk sezen aksu şarkısıdır... gerçi ilk dinlememde bir 'zoraki abi faktörü' vardır ve zorla dinletilmiştir ama sonra ilk virüsün bu şekilde kapıldığı kısa zamanda farkedilmiştir... kim kimin göğsüne yaslar başını, bazen karıştırdığım olmuştur sözlerinde ama her defasında alıp götürmüştür beni bir yerlere... hele finale doğru keman çıldırır ve sanki aort'umdur o kemanın üzerindeki tel; işte o kadar özel ve o kadar etkileyicidir bu şarkı da...

    tükeneceğiz ise nedense hiçbir zaman aşk şarkısı olamamıştır benim için; daha çok kuzenimle benim için yazıldığı hissine kapılmışımdır; hani ne onunla ne onsuz olamadığım tek insan... çok yaralayıcı bir girişi vardır melodinin, sonra sonra nasıl tüketir insanı, tükeneceğimizin bilinci kaçınılmazdır...

    bir başka aşkta ise "kendini herşey sanıyordun" der, sanki yıllar sonrasının küçüğümüne bir ön göndermedir... kendimizi herşey sandığımız zamanların henüz "bir başka aşkla alev alev" yanmadığımız zamanlara denk gelmediğini öğretir de bir yandan...

    1945 ne acı bir şarkıdır... aşksız, sevgisiz, herşeyden yoksun çocuklara adanmış bir şarkı... "öp incilenen göz yaşları" der, gözyaşları incilenmiştir önce sonra sel olmuştur, sonra tükenmiştir sonra yine incilenir... çok acı bir şarkıdır, çok derin üzüntülere göndermedir... "kulların kullara ettiğini, etmiyor en zalim harı ateşin"e bir gönderme; her dinleyişimde üzer beni ama güzel bir şarkı olduğu için zevkle de dinletir kendini...

    ve kaset bitti sanırsın ama bir nevi kaset ekstrası vardır ve boşluk doldurmak için olsa gerek bir daha sen ağlama ile girer yeniden son kez, albüm adını hatırlatır ve tam zirveye çıkacakken şarkı öylece kısılır ve biter "beni bir daha dinle der" ve ben her defasında bu sözü dinlerim

    ama oturup da kimseye "sen ağlama" diyemezsin, "ağlama, yeter artık" filan dersin, "sen ağlama" diye sezen aksu der, bir tek o der...
  • badem'in muhteşem şarkısı. ilk dinleyişimde bir şeylerle uğraşıyordum. durdum, şarkıyı çalan bilgisayarıma baktım ve kendi kendime "oooooha!" diye bir ses çıkardım istemeden. çok güzel, çok.

    bırakın allahaşkına artık başarısız, yorum farksız cover'ları dinlemeyi, tartışmayı. bir şey yapın; gidin, bir badem albümü alın ve bir de badem'in sen ağlama'sını dinleyin.
  • defalarca dinlenilebilen badem şarkısı. kusursuz.

    sözleri*

    kara gözlerinden bir damla yaş düşünce
    güzel yüzün yanakların ıslanır
    kara gözlerinden bir damla yaş düşünce
    hüzün, keder yüreğime yaslanır

    sen ağlama
    bir damla gözyaşın yeter
    sen üzülme gülüm..

    gece gökyüzünden bir damla yaş düşünce
    bahar gelir tüm çiçekler ıslanır
    kara gözlerinden bir damla yaş düşünce
    hüzün, keder yüreğime yaslanır

    sen ağlama
    bir damla gözyaşın yeter
    sen üzülme gülüm
    gamzende güllerin biter

    yollarıma taş koysalar döneceğim
    gözlerinden yaşlarını sileceğim
  • sözler (bkz: küçüğüm):

    hasret oldu ayrılık oldu
    hüzünlere bölündü saatler
    gördüm sarkan iki damla yaş
    ayrılık da sevgiyle beraber
    bir şarkı bir şiir gibi
    yaşadım canım acıları
    senden bana hatıra şimdi
    sakladığım sevgili kederler
    bir sır gibi saklarım seni
    bir yemin bir gizli düş gibi
    ben bu yükü taşırım sen git,
    git acılanma....
    sen ağlama dayanamam*
    ağlama göz bebeğim sana kıyamam
    al* yüreğim senin olsun
    yüreğin bende kalırsa yaşayamam
  • once icli icli aglatip sonra temiz bir nefes gibi yuzumde guller actiran badem sarkisi. gelip gozyaslarindan opucek* biri olduktan sonra aglamaktan korkar mi insan...
  • badem'inki için konuşucam. böyle şarkı mı yapılır lan?? biz de insanız heralde.
  • murat meriç'in bu albümle ilgili bir yazısına denk geldim, sezen aksu'nun resmî internet sitesinde. türkiye'nin o dönemdeki (80'lerin ilk yarısı) müzik atmosferini de yansıttığı için hoşuma gitti. buraya kopyalamamda bir sakınca yoktur sanırım.

    ama dur, öyle kuru kuru kopyalamamak lazım, ben de bir yazı döşeneyim. önce benim yazım:

    benim favorim sezen aksu 88'dir gerçi ama şimdi dinliyorum da, bu albüm de baya iyiymiş ya. gerek duygusal parçaları gerekse daha duygusal parçaları olsun, bugün yani, sezen aksu her zaman için pop müziğimizde bir şeydir. bence yani.

    evet bu da murat meriç'in yazısı:

    sen ağlama

    80'lerin ilk yarısı, türkiye'deki gelişmelerin de etkisiyle, biraz sönük bir tarih dilimidir. bu dönemde, her alanda olduğu gibi, müzik alanında da bir duraklama yaşanmış, bu duraklama giderek bir krize dönüşmüştü. bu yıllarda yayımlanan kimi albümler pop müziğin önünü açtı, ancak etkili olamadı.

    ergüder - nur yoldaş ikilisinin değişik bir deneme yaptığı "sultan-ı yegah", fikret kızılok'un yılar sonra yayınlanan albümü "zaman zaman" ve erkin koray'ın "illa ki"si bu dönemde yayınlananlar arasında sivrilen albümlerdi. aynı yıllarda "beş yıl önce on yıl sonra" topluluğu, eski sezen aksu şarkılarından "olmaz olsun"un da içinde bulunduğu bir potbori albümle ilgi çekti. topluluğun albüm yayınlandığı sırada trt'de yaptığı program çok sevilmiş, eski şarkıların birbirine bağlı olarak seslendirildiği albüm iyi bir satış rakamına ulaşmıştı. bu hızlanma yapımcıların önünü açmış, tek tük de olsa pop albümleri çıkmaya başlamıştı. "sen ağlama" böylesi bir ortamda ve farklı bir albüm olarak piyasada yerini aldı.

    sezen aksu'nun bir önceki albümü "firuze"de ilginç denemeler vardı. aksu bu albümünde, bir orhan gencebay bestesi olan "zelzele"yi yorumlamıştı. attila özdemiroğlu'nun arabeske alternatif olarak gösterdiği "firuze", albüme adını veren şarkıydı ve arabeskin yükseldiği dönemde çok sevildi. attila özdemiroğlu, bu şarkının sevilmesi üzerine "firuze" hattından giderek nükhet duru için "sevda"yı yaptı. sezen aksu ise yaptığı başka işlerin yanında "sen ağlama"nın çalışmalarına başlamıştı. "firuze" çok tutulmuştu; yeni albümün onu aşması gerekiyordu.

    "sen ağlama" 1984 yılının sonbaharına yaklaşılırken piyasaya verildi ve ilk günden büyük ilgi gördü. "firuze"yi aşmakla kalmamış, hem giderek kötüleşmeye başlayan pop müziğe hem de sezen aksu'ya yeni bir soluk, taze bir kan getirmişti. aynı tarihlerde yayınlanan iki albüm mazhar fuat özkan'ın "ele güne karşı yapayalnız" ve zülfü livaneli'nin "ada"sıyla birlikte "sen ağlama", türk popunun büyük yükselişini başlattı. mazhar fuat özkan genç bir topluluktu; türkiye'ye ilgi duymayan, yabancı müzik dinleyen gençleri etkilemişti. zülfü livaneli, bilinen tarzının çok dışında, tümüyle şehirli bir albüme imza atmış, uzunca bir aradan sonra türkiye'de piyasaya sürülen bu ilk livaneli albümü çok ilgi görmüş, okumuş insanları ve orta kuşağı etkisi altına almıştı. sezen aksu ise "sen ağlama" ile her yaştan insanı etkiledi. albüm bir anda pop tarihinin en çok satan albümleri arasına girdi. kısa sürede bir milyon barajını aştı ve sezen aksu'ya altıncı "altın plak" ödülünü kazandırdı. sembol plak tarafından yayınlanan albüm krize giren pop piyasasını da canlandırmış, yeni albümlerin önünü açmıştı.

    "sen ağlama" çıktığında, albüm hakkında olumlu yazılar yazıldı. erkekçe dergisinin eylül'84 tarihli sayısında yayınlanan yazıdan bir cümleyi, bunlara örnek teşkil etmesi için buraya alayım: "kendi bestelerinden uzaklaştığından bu yana inişli çıkışlı plaklar yapan sezen aksu, belki de hayatının en iyi yapıtlarından birine mükemmel düzeyde bestelerle erişti. albümün en dikkat çeken özellikleri güzel kapağı, tertemiz kaydı ve onno tunç'un nefis düzenlemeleri". bazı gazete ve dergilerde, sezen aksu'nun türk müziğine kaçan gırtlak yapısı ile şarkıları seslendirmesinin yadırgandığı yazıldı; aksu'nun alışılagelmiş sadeliğinin ötesinde, akademik bir anlayışla hazırladığı albümdeki "ağdalı yorum"u eleştirildi, ancak yine de bu özelliklerin albümün kalıcılığını sağlayacak öğeler olduğu dile getirildi. o dönemde ortalığı kaplayan sentez arayışının dışında bir albümdü bu. batılıydı ve türkiye'nin en iyi bestecilerinin şarkıları yer alıyordu.

    "sen ağlama" piyasaya verildiğinde, ortada pek fazla albüm yoktu. listelerde "relax", "galaxy", "gala" gibi karışık yabancı albümlerin yanı sıra michael jackson'un "thriller"ı ve lionel richie'nin "can't slow down"ı göze çarpıyordu. albüm, hey dergisi listelerine girdiği haftadan itibaren hızla yükseldi. önce mazhar fuat özkan'ın "ele güne karşı yapayalnız"ını düşüşe geçirdi, sonra da çıktığı hafta listelere 1 numaradan giren zülfü livaneli'nin "ada"sını devirerek zirveye yerleşti. uzun süre 1 numarada kalan "sen ağlama", "ele güne karşı yapayalnız"la tatlı bir rekabete girdi. bu iki albümün yanına hiçbir albüm yaklaşamadı.

    "sen ağlama" yayınlandığında yukarıda adı geçenler dışında, listelerdeki tek türkçe albüm "nilüfer'84" idi. albümle eşzamanlı yayınlanan "alpay'84" ve hümeyra'nın "benim şarkılarım"ı, "sen ağlama"nın ardından listelere girdi ancak yükselemedi. yeni türkü'nün "akdeniz akdeniz", nükhet duru'nun "her şey yeni" ve banu'nun "anlatamıyorum" albümleri o tarihlerde yayınlanan ve listelerde gözüken albümlerdi. bunların hiçbiri sezen aksu'nun yanına yaklaşamadı ve barış manço'nun 1985'te yayınlanan "24 ayar"ına kadar "sen ağlama"nın tahtını ele geçirecek bir çalışma ortaya çıkmadı.

    plak piyasasının içinde bulunduğu krizin derinleştiği günlerde böylesi patlama yapan albüm, başta müzik firmaları olmak üzere herkesi şaşkına çevirdi. "sen ağlama" beklenen sezen aksu albümü değildi; farklıydı. oysa aksu'nun "firuze"deki denemelerin izinden gideceği söyleniyordu. sezen aksu'nun, albüm yayınlanmadan hemen önce, şubat'84'te, onyedi dergisine verdiği söyleşide sarfettiği şu sözler bu beklentinin yerinde olduğunu da gösteriyordu aslında: "hafif müziğimiz bir arayış içinde. hala da kişiliğini bulmuş değil. ben türk sanat müziği'ni 6-7 yıldan beri inceliyorum. sesim de bu tarza iyi gidiyor. o nedenle bu yolda sentezler yapıyorum. günün birinde benim yaptıklarım ile diğer sanatçı arkadaşlarımın yaptığı sentezler birleşecek ve hafif müziğimiz gerçek kişiliğini bulacak."

    oysa "sen ağlama"daki şarkılar, bu sözlerle anlatılanların çok dışındaydı. hem müzikal yapıları, hem de düzenlemeleri fazlasıyla batılıydı. onno tunç, attila özdemiroğlu ve ali kocatepe şarkılarının yanında sezen aksu'nun kendi besteleri de vardı albümde. albüme adını veren şarkının yanı sıra "geri dön", "haydi gel benimle ol", "tükeneceğiz" ve "dağlar dağlar" gibi şarkılar da diğer şarkılar arasından sivrildi. "1945" bir yıl önce eurovision şarkı yarışması'nın türkiye elemelerine katılmış, çok sevilmişti. aslında albüm bütün olarak çok beğenilmişti. albüm hakkında söylenen olumlu sözlerde vurgulananlardan biri de albümün bütünlüğüydü.

    albümün o dönem tek talihsizliği, içindeki şarkıların çoğunun trt denetimine takılmış olmasıydı. sezen aksu albümdeki şarkıları trt'de ancak 1985'te seslendirebildi. bu, albümün ertesi yıl da gündemde kalmasını sağladı. talihsizlik talihe dönüşmüş, "sen ağlama" iki yıl boyunca en çok dinlenen albüm olmuştu. piyasaya çıkışından altı ay sonra listelerde hala 1 numaraydı ve hemen ardısıra çıkan diğer albümler (örneğin; edip akbayram ve dostlar'ın "1985" albümü, zülfü livaneli'nin "istanbul konseri" ve ajda pekkan - beş yıl önce on yıl sonra grubunun ortak çalışması olan albüm) yanına bile yaklaşamıyordu. "sen ağlama" uzun süre listelerin zirvesinde kalmanın ötesinde, o güne dek en çok satan albümlerden biri olmuştu.

    sezen aksu bütün bunlar olurken albümün bütünlüğünü koruyacak yan projeler geliştiriyordu. hey dergisinin 11 ekim 1984 tarihli sayısında, sezen aksu'nun şu sözlerine rastlıyoruz: "tasarı olarak ya devekuşu kabare'de ya da egemen bostancı ile bir müzikal düşünüyorum. bu arada vereceğim bir konser aceleye gelir, sevenlerimi düş kırıklığına uğratabilir endişesi ile araya böyle bir şey sıkıştırmaya niyetim yok. ama tv'de bir konserim olacaktır mutlaka."

    bu sözlerin söylendiği tarihlerde, izmir konak sineması'nda "bütün şarkılar insanlar için" başlığıyla yapılan ve büyük ilgi gören sezen aksu konserler dizisi bitmiş, yenilerinin hazırlıkları başlamıştı. devekuşu kabare ile değil, egemen bostancı ile yapılacaktı bu konserler. "sezen aksu söylüyor" başlığını taşıyacaktı, şan tiyatrosu'nda sahnelenecekti ve ilyas salman, cem özer, sevil üstekin gibi oyuncular, sezen aksu'ya sahnede küçük skeçlerde eşlik edecekti. hazırlıklar yapıldı; ortaya 7 skeç ve 22 şarkıdan müteşekkil bir gösteri çıkartıldı. süpervizörlüğünü ali taygun'un yaptığı bu gösterilerde eser ve engin noyan, samim değer gibi isimlerden oluşan bir ekip görev aldı. "sezen aksu söylüyor" 1985 yılının kış aylarında seyirci karşısına çıktı. bu gösteri değişik bir konser anlayışı ve değişik bir sahne çalışmasıyla kotarılmıştı. konserin yeniliği oyunlarla şarkıların bir bütün oluşturacak şekilde düzenlenmesinden ve bu bütünün belli başlı bir mesajı olmasından geliyordu. en büyük olay ise sezen aksu'nun gösterinin finalinde, "dağlar dağlar"ı seslendirirken beline bağlanmış bir iple uçmasıydı.

    "sezen aksu söylüyor"un ve trt'ye çıkmanın gecikmişliğinin etkisiyle "sen ağlama", 1985 yılında da en çok dinlenen albümlerden oldu. bir sonraki albüm "git" yayınlanana kadar raflardaki yerini korudu. "sen ağlama" en çok satan albüm olmakla kalmamış, 80’lerin kısır ortamında bir müzikal bir yol açmıştı. "sen ağlama"nın türkiye'de pop müziğin büyük yükselişinin önünü açan bir albüm olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
hesabın var mı? giriş yap