• planned obsolescence fikrini konu alan belgesel.
    belgesel adını kağıt üzerinde hiç var olmasa da çeşitli kanıtlarla ortaya çıkarılmış phoebus cartel'e dayandırmakta. kasıtlı eskitme, planlı eskitme olarak anılabilecek planned obsolescence, ilk olarak 1900'lü yılların başında ampul üreticilerinin 2500 saat ömre sahip ampul ömrünün, 1000 saate çekilmesi konusunda anlaşmaları ve tüketicinin yeni ampul alımına yönelmesiyle ortaya çıkmış.

    belgeselde elektronik çöplüğüne çevrilen gana'ya;
    ilk nesil ipod'un pil ömrünün kasıtlı olarak kısa ömürlü üretildiğinin ispatlanıp bunun neticesinde apple'ın açılan davayı kaybetmesine;
    marcos aldı bir kullanıcının epson marka yazıcısının bozulması neticesinde, satıcıların ve teknik servisin 40 euroluk yazıcının, tamirinin 120 euro civarında bir maliyetinin olacağını söylemesi üzerine başladığı araştırmalar, sonuçta işin temelinde fiziksel tasarım ve yazılımla yazıcının işlevsizleştirildiğini anlması, tekrar yazıcıyı çalışır hale getirmesi gibi bir çok konuya değiniliyor.
    kasıtlı tüketime sahip olmayan komünist düzenden, dupont'un kaçmayan çorabı kaçar hale getirmesinden, doğu alman üretimi uzun ömürlü ampüllerin dünya üzerinde yaygınlaşmamasından, çok uzun kullanım ömrüne sahip bir çok ürün patenti olmasına karşın üretimde tercih edilmediklerine de dem vurulmakta.
    belgeselin bir yerinde dünya'nın üretim için örnek kabul edilebileceği ama şuan ki geri dönüştürülebilir üretim politikasının yeterli olmadığına da değinilmiş.
    belgeselin yazarı ve yönetmesi ise cosima dannoritzer.

    https://www.facebook.com/thelightbulbconspiracy
    http://www.imdb.com/title/tt1825163/
  • 55 dakikalık oldukça faydalı ve izlenmesi gereken bir belgesel. türkçe altyazılı olarak buradan izleyebilirsiniz.
  • conspiracy değil bildiğimiz gerçektir. hele hele şu yaşadığımız çağda, bir satırlık if'e bakar.
  • "anti-büyümenin temel mesajı çevresel izdüşüm alanımızı, israfı, aşırı üretimi ve aşırı tüketimi azaltmaktır. üretim ve tüketimi azaltarak, arkadaşlık ve öğrenme gibi, hiç bitmeyecek zenginliğin başka çeşitlerini geliştirmek için daha çok boş zaman kazanabiliriz. muhtemelen, toprakla kurulan bağ veya bir topluluğa ait olma vb. tüketicilerce yerlerine başka şeyler koymaya çalıştığımız sosyal hassasiyetlerdeki kırılmalar sebebiyle kimlik ve öz güven konularına bel bağlıyoruz." -adını bilmediğim dayı

    "mutluluk tüketim seviyemize bağlı olsaydı, %100 mutlu olurduk. marx'ın zamanından 26 kat daha fazla tüketiyoruz. fakat araştırmalar da 20 kat daha mutlu olduğumuzu göstermiyor. mutluluk her zaman öznel olmuştur." -serge latouche

    gibi anlatmaya çalışıp da anlatamadıklarımızı, belki düzgün ifade edemeyip süslü cümlelere dökemediklerimizi güzelce anlatan bir belgesel.

    olaya sadece tüketicinin kazıklanması, hiç azalmayan işgücü ihtiyacı yüzünden köle nesillerin yaşaması açısından bakmıyor, aynı zamanda çevreye verilen zararı da gidip yerinden görüntü olarak gösteriyor. gana'da bir adam*, küçükken okul arkadaşlarıyla kenarında maç yaptığı, maçtan sonra suya girdiklerini anlattığı ırmağın ve etrafının şu anki halinin yanında görülüyor.

    bunun gibi atıktan yürünecek yer yok ve bunlar containerlarla sürekli gelmeye de devam ediyormuş. bu atıkların o şekilde uluslararası taşınması ve oraya bırakılması kanunen suç olsa da şirketler bunları ikinci el mal olarak göstererek yasağı deliyorlarmış. adam, gelen atıkları toplayıp hangi markadan, hangi ülkeden kaç tane geldiğini kaydederek bir atık veritabanı oluşturmuş. dava açacağım diyor.(2010) devamını merak eden mike anane diye aratsın. bbc'nin "atıklarımız işte bu ülkeye gidiyor" tarzı haberini ve mike'ın uğraşlarını anlatan bir yazıyı içeren linkedin'ini inceleyebilirsiniz.
  • "bir cihazın tasarım ömrü nedir?" ve "üreticiler bunu kasıtlı olarak düşük tutabilirler mi?" gibi sorulara cevap veren belgesel. her tüketicinin muhakkak izlemesi gereken bir yapım.

    (bkz: kasıtlı eskitme)

    ve bundan ayrı olarak

    (bkz: planlı eskime)
  • eskiden giydiğimiz kıyafetlerin ve kullandığımız aletlerin teknolojinin gelişmesine rağmen neden yeni ürünlere kıyasla daha dayanıklı olduğunu gösteren harika bir belgesel.
  • belgeseli izlerken aklıma one piece'in kayıp yüzyılı geldi ne hikmetse*

    ispanya yapımı, günümüz üretim-tüketim düzeninin kusurlarını anlatan, ancak çözüm olarak radikal kararlar sunmak yerine ''sürdürülebilir gelişme'' kavramının olabilirliğini izleyicinin takdirine sunan belgesel.

    belgesel sebebiyle ispanyollara karşı sempatim arttı :)
  • youtube üzerinden ingilizce seslendirmeyle, ispanyolca olarak, norveççe altyazı ile izledim. gerçekten izlenilmesi gereken kısa bir belgesel.
hesabın var mı? giriş yap