ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
norveç dergisinin karikatürü
-
norvec'de haftalık cıkan bir dergide yayınlanan karikatür. şeriata iyi bir gonderme yapılmış.
http://i.hizliresim.com/vzzomz.jpg
teşekkür editi: (#41788075)
iphone 14 pro max
-
kim nereden almış, nerede stokta yokmuş gibi sikko bilgiler almak isteyenlerin sözlükte takip edebileceği telefon modeli.
17 mart 2021 covid-19 vaka sayısının 18.912 olması
-
okulları açarak ateşi harlayan milli eğitim bakanı ziya selçuk’un eseridir.
edit:geçen gün arkadaşımın çocuğu okuldan farklı maskeyle gelmiş.arkadaşıyla değiştirmişler. diyeceklerim bu kadar.
ciguli
-
ciguli komik olabilirdi ama asla gülünç değildi... iki kavram arasındaki farkı idrak edelim önce.
binali'nin konya'ya gittiğine pişman olması
-
-katilinden cankurtaranlık bekleyen kurban.
-tecavüzcüsünden kocalık bekleyen mağdur.
yani çok özet şeyler bunlar ve özet hikayeler.
çocukluk dönemi sanrıları
-
sokaktan "hurdaciii" diye bagirarak gecen her hurdacinin beni cagirdigini sanip cama kapiya kosmaktan helak olurdum. (fundaaciiim).
yalnız tipler hasta olunca kim bakıyor sorunsalı
-
üniversite son sınıftayım, mezuniyete 5 ay kalmış. ameliyat gününü stajlara denk gelmesin diye dönem arasına aldım, hem dedim arkadaşlarım gelir refakatçi olur, hem de ikinci dönem daha sağlıklı olurum.
neyse geldi ameliyat günü, gittim hastaneye, yatış yapılacak, yaptırdım neyse, refakatçi olmasını söylediğim arkadaşa mesaj attım nerdesin ben yatış yaptırdım diye, ya kusura bakma kanka ben onu unutmuşum dedi. bi' şey diyemedim tabi zaten az sonra da hasta bakıcı ameliyata gidiyoruz dedi, kimse yok mu yanınızda dedi, dedim gelmediler.
anesteziye girdik, doktor sohbet ediyor hangi fakültedensin falan, dedim dişteyim, oo bizden o zaman sana başka bi şey yapalım uçuralım seni dedi, 3 saat sonunda odada uyandım, hemşire geldi, kimse yok mu dedi, yine aklıma geldi, yok dedim, doktor geldi, kimse yok mu dedi, yok dedim.
sonra beni vip odaya aldılar, bölüm başkanı yanındaki vizit heyetiyle geldi, sohbet ettiler, 30 dk boyunca benimle ilgilendiler, herhalde diğer doktor hocalarına söylemiş.
ondan sonra zaten kendi kendime yetmeyi öğrendim. kimseye minnet eylemeden yaşadım.
bir otelin kalitesiz olduğunu gösteren detaylar
-
aslinda cok var. ama birkac tanesini sayabilirim.
- oncelikle otel ucretini giriste tahsil etmek istemeleri.
- kahvaltida oda numarasi sormak icin gelen gorevliler.
- odada ikram olarak icecek bir ufak su, cay-kahve bile bulundurmamasi.
- otele giriste elinizde tasinacak canta olmamasina ragmen sirf bahsis koparmak icin odaya kadar eslik etmeye kalkan, gereksiz yere lafi uzatan bellboylar.
- otoparktan para alinmasi.
- en cok guldugum de "otele disardan yiyecek-icecek" getirmek yasaktir uyarisi koymalari. 4 yildizli otellerde bile gordum.
edit: son madde ile ilgili soyle bir uyari geldi, ben isin bu boyutunu pek dusunmemistim:
dışardan yiyecek içecek getirip ve bunlardan zehirlenip suçu otel yemeklerine atmaya çalışanlara yönelik bir önlem. başı ciddi belaya giren oteller var bu yüzden.
imf'den 50 milyar dolar istemek
-
saçmalamayın lütfen. imfden borç felan istediğimiz yok, sadece al yanında bulunsun lazım olursa kullanırsın diye bize para vermeye çalışıyorlar. siz hiç gurbete giden birinin cebine para sıkıştırmadınız mı lazım olur diye? yaa al all, lazım olur diye. eyyy imf, sen kimsin yaaa?
yaran baba oğul diyalogları
-
anne-baba boşanmıştır.
baba - ben zaten anneni sevmiyordum çok.
ben - e niye evlendiniz o zaman?!
baba - beni soruyor mu hiç?
ben - kim?
baba - anan olacak kadın.
ben - yok sormuyor.
baba - zaten çok sevmiyordum.
yeminle iki çocukla uğraşıyorum.