17 entry daha
  • sevmiyorum ama çok etmişimdir. bazen tek çare çünkü.

    çocukluğumun epey bir zamanı bizim peder yurtdışındaydı. şimdi şimdi farkediyorum ki babamın uzakta olması beni inanılmaz hırçın bir çocuk yapmış. bir de kardeşim var, kardeşimi koruma içgüdüsüyle anormal kavga ettim liseye kadar. lisede mecbur kaldıkça, üniversiteden beri de işte nadiren. mevzular da çoğunlukla incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler.

    mesela ilk büyük şehre yerleştiğimizde çok acayip bir mahalleye taşındık -ki hala aynı mahalledeyiz ama mahalle resmen evrim geçirdi, mavi saçlı çocuklar görüyorum gittiğimde-, peder bey de o esnalar yurtdışına filan gitmiyor, normal çekirdek aileyiz yani. okula yazdırdılar bizi, babam okula gitmeden aldı beni karşısına dedi ki sakın ha sakın kimseyle kavga etmiyorsun. peki dedim. kardeşim birinci sınıf, ben dördüncü sınıftayım. okula da birlikte gidip geliyoruz. bir akşam okuldan dönerken, üst sınıflardan bir çocuk gördü bizi, kardeşimi çağırdı. dedim kim bu, beşinci sınıftan bir abi dedi, ne istiyor senden dedim, abi paramı alıyor, dövüyor beni dedi ağlamaya başladı. meğer kardeşim arkadaşlarıyla oynarken bu piçe çarpmış mı ne olmuş, piç bellemiş o zamandan beri çocuğu, eza ediyormuş. bana söylerse kavga edeceğimi düşünmüş bizimki, kavga eder de babam abimi haşlar diye korkmuş, söylememiş durumu. o zamanlar en hassas noktam kardeşim. babam çoğunlukla uzakta olduğundan, çocuk ezilsin üzülsün istemiyorum, çocuğun ağladığını gördüm ya, benim kayış koptu. dedim kardeşime "sen doğru eve gidiyorsun, anneme abim 5 dakikaya gelecek de.", abi ne olur gidelim filan diyor ama mümkünatı yok, yediremem kendime, 7 yaşında çocuğu dövmek neymiş göstericem. bizimkini gönderdim, o sinirle oğlanın yanına vardım. sevgili okur, hiç unutmuyorum, yağmur filan yağmış, yerler göl olmuş. ben o pezevengi bir çitiledim ki o yağmur sularında anlatamam. suya soktum soktum çıkardım. bi de bu bana bıçak çekti -mahalle mahalle değil teksas amına koyim-, bıçağı görünce hepten delirdim, ağzını burnunu dümdüz ettim at sikinin. ertesi gün okul çıkışında 3-5 oğlan gelip dövdüler beni ama sıkıntı değil. çünkü ödü koptu beni gördükçe, bir daha bulaşmadı ne bana ne kardeşime.

    bizim bu mutlu aile tablomuz çok uzun zaman geçmedi ki yine bozuldu, peder gitti yurtdışına. bu sefer daha sık geliyor ama uzak yani. adam uzak olunca bana bi şeyler oluyor, peder bey gidince oldum mu ben sana gangsta? her gün kavga dövüş birileriyle. o onu demiş, bu bilmem ne demiş, sürekli aksiyon. bir de böyle gariban çocuklara sataşırlardı, ona müsade etmezdim gördüğümde. epey hareketli geçti ortaokula kadar öğrenciliğim. baktılar ki ben o okulda kalırsam it kopuk olucam, aldılar beni ordan, çok nezih bir ortaokula verdiler. ortaokula başlarken babam yine aldı beni, bu sefer dedi ki "kavgaya karışırsan senin taalukatını sikerim", acayip çekinirim babamdan ve inanılmaz sayarım dediğini. söz verdim. babam daha az gitmeye başladı yurtdışına, ben de uysallaştım. ortaokuldaki sınıf alabildiğine hanımevladı kaynıyor. sınıf arkadaşlarım 5 yıldır birlikte okuyan çocuklar, ben yabancıyım. en arka sırada oturuyorum, yanımda benim gibi yeni gelmiş başka bir çocuk daha var. tamamen kendi halimdeyim. bana sataşan olursa cevap vermiyorum filan. sevgili okur anımsarsın, ortaokulda filan sınıfın en güzeli en yakışıklısı kadar, en güçlüsü muhabbeti de yapılır. bizim sınıfın erkekleri sınıfın en güçlüleri diye bir liste yapmışlar, ben o listede en sondayım ama hiç takmıyorum.

    sınıfın bela bellediği bir çocuk var, ki çocuğu bizim mahalleye koysan siker gönderirler, bana salça olmaya başladı. kalemimi alıyor, defterimi karalıyor, kitaplarımı camdan aşağı atıyor, kravatımı çekiyor, birkaç defa yol paramı aldı eve yürüyerek gittim. hiç uymuyorum ama ben çocuğa. ben uymadıkça çocuk sakinleşir, beni rahat bırakır diye bekledim ama azdıkça azdı pezevenk. yanına 2 arkadaşını da alıp benle dalga geçiyorlar her teneffüs. artık kız filan mevzularına uyanmaya başladık, puşt bana dayılanarak manitalara poz atıyor ki korkunç zoruma gidiyor. birgün bu üç çakal yine geldiler. defterimi yere attı belalım, sertaç bak git dedim, ne yaparsın lan dedi, sertaç git lütfen dedim, adam mı oldun lan deyip kitapla kafama vurdu. ronronronron. ulan kan yürüdü beynime, dayılanıyordu ama hiç vurmamıştı daha önce. vurunca bende film kaydı, fırladım yerimden, bu çakalı yakaladım kravatından ama yemin ederim canı çıktı çocuğun korkudan. bıraksam bela olmayacak ama o kadar dolmuşum ki anlatamam. lan bu herifi duvalarlara vura vura dövdüm. kaçmaya çalıştı, koridorda yakaladım da yerlerde sürükledim. nöbetçi öğretmen zor aldı elimden piçi. ağzı burnu şişti, gömleği parçalandı sertaç'ın. tabii yancıları da bana saldırmaya çalıştılar ama sıra arkadaşım indirince bir tanesini diğerinin götü yemedi ses etmeye. beni müdürün odaya aldılar, müdür olacak soru işareti çocuğu ne oldu bile demeden pataklamaya başladı beni. dayaktan bıkıp durmasını fırsat bilip mevzuyu anlattım. yalvar yakar eve haber vermemesi için ikna ettim. o müdürün de ta amına koyim, piç sanki benim günahım var. çocuğun babası filan geldi okula ama anlattım adama olayı, sınıftan birkaç çocuk da benden yana şahit oldular. adam sertaç'a sikecekmiş gibi baktı, sertaç da bana bir daha bulaşmadı. üstelik, okulun en kuuğl çocuğu oldum.

    bak sonra lisedeyken bir çocukla kavga ettim ama meseleyi hatırlamıyorum bile. bana sorsan berabere bitmiştir dövüş ama bu pezevenk nasıl olduysa dayak yediğine ikna olmuş da intikam gözlermiş. aradan bir 10 gün kadar zaman geçmiş, arkadaşlarımla internet kafede oyun oynuyorum. internet kafenin bi 300-400 metre kadar ilersinde pastane var, sırayla ekler alıyoruz ordan. o gün de sıra bende. kalktım gittim pastaneye. kavga ettiğim çocuk, abisi, bir de hiç tanımadığım tıfıl bir oğlan önümü kestiler. herfiler beni takip ediyorlarmış, hehe. eleman kardeşime yanlış yapmışsın filan dedi. ben de buna atarlandım. ya dönsem internet kafeye deparla 30 saniyemi almaz ama yediremiyorum kendime kaçmayı. dikleştik, dikleştik, en son dedim ki elemanın abisine "ben kardeşinle teke tek dövüştüm. delikanlıysan teke tek dövüşelim." delikanlısın filan dedim ya, yediremez şimdi grup olarak saldırmaya diyorum. adamlar fırsat kolluyormuş sevgili okur, beni bir aldılar aralarına, 3-4 dakika tempolu sopa yedim. şimdi kavga etmeyen adam 3-4 dakika ne ki lan der ama bil ki sevgili okur, 3-4 dakika çok uzun zaman. bizimkilerden biri sigara içmeye çıktığında görmüş mevzuyu da bereket yetişti. öldürecekti pezevenkler beni. arkadaşım koşarak geldi, çocuğun abisine çok sağlam bir tane vurdu o koşaradım momentle, çocuğun kıblesi şaştı. abi kıbleyi şaşırınca yalpalaya yalpalaya kaçtılar. keşke ben de kaçsaymışım amına koyim.

    hülasası, hoş şey değil ama lazım kavga etmek. en azından kendini savunmayı ve ne zaman kaçacağını bilmek lazım. bu arada o hiç tanımadığım tıfılı üniversitedeyken gördüm, aynı okula gidiyormuşuz. o da bu hikayenin mutlu sonu olsun.

    düzeltme: gunes girmeyen eve girer deve'ye uyarısı için teşekkürler.

    düzeltme-2: polat alemdar aradı. çocukluğumu kurtlar vadisi kids veya kurtlar vadisi: gangsta'nın yolu diye dizileştirmeyi teklif etti. başrolde de frodo oynayacakmış. değerlendiricem ama tam şeyapamadım.

    düzeltme: caylaktozu'nun uyarısıyla kimi yanlışlar düzeltildi. kendisine teşekkürler.
37 entry daha
hesabın var mı? giriş yap