• aç karnına dönecek sikişten kimse tat alamayacağına göre yapılması gerekendir.

    "bir ara muhakkak görüşelim ama bu hafta çok yoğunum. önümüzdeki hafta mutlaka görüşelim. geçmişi konuşuruz." diyip göz kırpmıştı. çok ciddiye almamıştım. bir sevgilisi olduğunu biliyordum. "tabi tabi" diyerek elini sıktım.

    aradan iki gün geçti. evde miskin miskin zaman öldürüyordum. sibel kekilli'nin patladığı dönemdi. filmini indirmiştim. seyrederken şimdi mana veremediğim şekilde azmıştım. posta posta üstüne asılıyordum. dördüncü postadan sonra enerji tazelemek için meyve falan yemeye mutfağa yöneldim. telefon çaldı. ex arıyordu. selam - hoş beşten sonra "akşam üzeri kuaföre gideceğim. dönüşte müsaitsen sana uğrarım" dedi. kısa bir durum değerlendirmesi yapıp itiraz edecek oldum. ondan sonra fırsat bu fırsat diye düşünüp "tabi gel" dedim.

    telefonu kapadıktan sonra bir telaş aldı. sikim hunharca asılmaktan tahriş olmuştu. solmuş bir çiçek gibi boynu bükük duruyordu. daldım mutfağa ne var ne yok bakmak için. bir meyve suyu karışımı hazırladım, içine fındık ceviz ne bulduysam doldurdum. üstüne de önceki günden kalan fıstıklı baklavaları yuvarladım. ortalığı toparladıktan sonra başladım beklemeye.

    bir kaç saat sonra kapı çaldı, bizimki geldi. "hoşgeldin ya naber? saçlarında pek güzel olm..." derken kapıyı çarptığı gibi beni duvara yaslayıp dudaklarıma yapıştı.

    "hay mnskim dünden geleceğini niye haber vermiyon amk" diye düşünürken "dur bakalım bu ne acele?" dedim. normal zamanda olsa hemen antrede domaltacağım kadına ağır abi ayakları çekmek zorundaydım. "sikim kalkacak mı?" sorusu beynimde yankılanıyordu.

    hatun pişkin, hiç oralı değil. "acelem yok zaten karnım aç benim" dedi.
    "iyi" dedim. ne yersin?
    "ya şöyle çabuk gelecek ne var?"
    dedim "kebapçı var en yakın. ama şimdi soğana abanma keh keh"
    "üf ne soğanı be? deli. tavuk şiş söyle"

    bu tavuk şişini yerken ben de hafiften iştaha gelmeye başladım. meyve kokteyli etkisini gösteriyordu. yemeği bittikten sonra banyoya gitti. kısa bir süre sonra gelip kucağıma oturdu. eski sevgilimdi ama çok eskiden beraberdik. aramızda öpüşmeden başka cinsel yakınlaşma olmamıştı. beraber olduğumuz dönemde onu eve davet ettiğimde "sana inanmıyoraaam. sen beni ne zannediyosuaaan?" diyen utangaç kızın nasıl böyle azgın bir dilbere evrildiğini düşünüyordum şaşkınlıkla. dizlerinin üstüne çöküp sikimi ağzına aldığında artık hazırdım. boşalma sürem de sibel kekilli sayesinde normalin en az üç katına çıkacaktı. bir süre seviştikten sonra onun da hazır olduğunu fark edince yavaş yavaş içine girdim.

    "yeter artık boşalsana" diyene kadar bir kaç defa dinlenmesi için ara vermek zorunda kalmıştık. işimi bitirdiğimde ikimizde de tek kelime daha edecek enerji kalmamıştı. onu gönderir göndermez onaltı saatlik huzurlu bir uykuya daldım.

    bunu neden anlattım? kendinize inanıp fırsatları zamanında değerlendirmezseniz sıvaza devam edersiniz gençler.
  • enteresan eylem. yalnız ben tavuk şişi merak ediyordum. onun için okudum. tavuk şiş nasıldı lan? kuru mu geldi? terbiyesi nasıldı? çatlatmasana adamı.
hesabın var mı? giriş yap