• "yillarca didin,çabala ugras dur ve sonunda ödül : ölüm!

    acaba bu yasam çizgisi tersyüz edilemez mi? önce öleceksiniz.
    sonra yasliliginizi yasayacaksiniz.isinizle ugrasip dururken birden
    bire bir altin saat ödülü ile kovulup gençliginize getirileceksiniz.

    40 yillik çalisma sonunda genç emekli olmanin zevkini yasayacaksiniz.
    bundan sonra gel keyfim gel.partiler,eglence ler.ardindan,ilkokul a
    gidip sorumsuz yastan bebeklige geçeceksiniz.oradan ana rahmine
    girip 9 ay yüzeceksiniz.en güzeli de yasaminiz bir orgazmla sona
    erecek. böylesi daha iyi degil mi?"

    $eklinde guzel bir hayal kurmu$, kendince onermede bulunmu$ insan.
  • "ortalama bir insanın ne kadar aptal olduğunu düşünün, şimdi de insanların yarısının bundan da aptal olduğunu düşünün" demiş. helal olsun.
  • youtube'da videolarını birbiri ardına izledikçe içimde bu adam hakkında bir şeyler yazmak için karşı koyulamaz bir dürtü uyandı. 70 yaşındaki bu amcamız söylenmesi gereken neredeyse her şeyi söylüyor. amerikan seyirci karşısına çıkıyor ve sayısız kez gerçekleri, bütün gerçekleri ve sadece gerçekleri anlatıyor. karşısındakiler de anlattıklarına gülüyor. bahse girerim bu adam kendisine gülünmesini istemiyor, ama hayatını bu şekilde kazanıyor. kendisi hakkında "stand upçı" deniyor ama değil. ağlanacak hallerini anlatıyor insanlara. onlara küfür ediyor. herkese, her şeye kızgın bir moruk ve sonuna kadar haklı. örneğin seçimler ve oy verme hakkında söyledikleri :

    "fark etmişsinizdir, benim hakkında şikayet etmediğim bir şey var: politikacılar. herkes onların berbat olduğunu söylüyor, onlardan şikayetçi. peki bu politikacıların nereden geldiğini düşünüyorsunuz? gökten zembille inmiyorlar, bir zarı yırtarak başka bir gerçeklikten bu tarafa geçmiyorlar. amerikan ana babalardan, amerikan ailelerden amerikan okullardan, amerikan üniversitelerden, amerikan kiliselerden, amerikan iş yerlerinden geliyorlar ve amerikan vatandaşlarca seçilip iktidara getiriliyorlar. arkadaşlar, yapabildiğimizin en iyisi bu. sistemimizin çıktısı bu. çöp giriyor, çöp çıkıyor. bencil, cahil vatandaşlarınız varsa bencil, cahil liderleriniz olur. diyorum ki belki de politikacılar değildir boktan olan, belki başka bir şeydir. halk? evet, halk boktan. alın size iyi bir parti kampanya sloganı : "halk işe yaramaz. umutlarınızı sktir edin."

    din hakkında(zeitgeist moviede de var aynı konuşma) :

    "saçmalık departmanında bir isadami bir din adamının eline su dökemez. millet, size gerçeği anlatmam gerek. konu saçmalığa; büyük, devasa, üst seviye saçmalığa geldiğinde sahte vaatlerin ve abartılı iddiaların her zamanki şampiyonu önünde dehşete düşmeniz gerek : din. rakibi yok. din. din açık farkla en büyük zırva hikayenin sahibi. bir düşünün. din herkesi gökyüzünde yaşayan ve günün her anı her yaptığınızı izleyen görünmez bir adam olduğuna inandırdı. ve bu görünmez adamın sizin yapmanızı istemediği 10 şeyin yazılı olduğu bir listesi var. (bkz: the ten commandments). eğer bu yapmamanız gereken şeylerin bir tanesini yaparsanız sizi alevlerle, dumanla, işkenceyle, ıstırapla dolu özel yerine zamanın sonuna kadar yaşamanız, acı çekmeniz, boğulmanız ve çığlık atmanız için gönderecek...

    ama o sizi seviyor. seviyor sizi ve paraya ihtiyaci var. her zaman paraya ihtiyaci var. her şeye gücü yetiyor, her şeyi biliyor, en akıllı o ama bir şekilde parayla başı dertte. din milyarlarca dolar aliyor, zerre kadar vergi vermiyor ve her zaman daha fazla para istiyor. işte bu bahsettiğimiz iyi bir zırva. kutsal zırva."

    bir taraftan amerika'daki ifade özgürlüğünün canlı ispatlığını yapıyor kendisi. seyircinin karşısına çıkıp bütün obezlere motherfucker, bütün amerika'ya "sktiriboktan bir alışveriş merkezi" ve "israilli katillere komando, arap komandolara ise terörist deniyor" demek g.t ister fakat bu adam korkmadan söylüyor bunları ve ilerleyen yaşına rağmen kendi "dininin" peygamberliğini yapmaya -bıkmadan- devam ediyor.

    tanım : ölmeden elini sıkmak ve "iyi ki varsın" demek istediğim adam.

    edit : uçan linkler kaldırıldı + amcamız saygıyla anıldı.
  • "it's a big club" cevirisi.

    ama bir nedeni var. bir nedeni var. bunun bir nedeni var, eğitimin berbat olmasının bir nedeni var ve bu, asla, asla, hiçbir zaman düzeltilmeyecek olmasının nedeni ile aynı.

    asla daha iyi olmayacak, bunu beklemeyin, sahip olduklarınızla mutlu olun.

    çünkü bu ülkenin sahipleri bunu istemiyor. gerçek sahiplerden, büyük sahiplerden bahsediyorum! ultra zenginler… gerçek sahipleri! her şeyi kontrol eden ve tüm önemli kararları veren büyük, zengin iş çıkarları.

    politikacıları unutun. onlar onemsiz. politikacılar, size seçim özgürlüğünüz olduğu fikrini vermek için oraya konurlar.başka seçeneğin yok! sahipleriniz var! sizin sahibiniz. her şeye sahipler. tüm önemli topraklara sahipler. şirketlerin sahibi ve kontrolüonlarda. senato, kongre, devlet kurumlari, belediyeleri çoktan satın aldılar ve parasını ödediler, yargıçları arka ceplerinde tutuyorlar ve tüm büyük medya şirketlerine sahipler, bu yüzden hemen hemen tüm haberleri kontrol ediyorlar. seni taşaklarından yakaladılar.

    istediklerini elde etmek için her yıl lobicilik faaliyetleri için milyarlarca dolar harcıyorlar. eh, ne istediklerini biliyoruz. kendileri için daha fazlasını, başkaları için daha azını istiyorlar ama ben size ne istemediklerini söyleyeyim:

    eleştirel düşünme yeteneğine sahip bir vatandaş nüfusu istemiyorlar. eleştirel düşünme yeteneğine sahip, iyi bilgilendirilmiş, iyi eğitimli insanlar istemiyorlar. bununla ilgilenmiyorlar. bu onlara yardımcı olmuyor. bu onların çıkarlarına aykırı.

    bu doğru. bir mutfak masasının etrafında oturup, kendilerini 30 yıl önce kaldirip atan bu sistem tarafından nasil sabah aksam sikildiklerini düşünecek kadar akıllı insanları istemiyorlar. bunu istemiyorlar!

    ne istediklerini biliyor musun? itaatkar işçiler istiyorlar. itaatkar işçiler, sadece makineleri çalıştıracak ve evrak işlerini yapacak kadar akıllı insanlar. ve daha düşük ücretli, daha uzun çalışma saatli, azaltılmış sosyal yardımlı, ucretli fazla mesainin bittiği ve almaya gittiğin anda ortadan kaybolan emekli maasli. tüm bu giderek boktan işleri pasif bir şekilde kabul edecek kadar aptal. ve şimdi de senin sosyal güvenlik paran ocin geliyorlar. emeklilik paranı istiyorlar. wall street'teki suç isleyen arkadaşlarına verebilmek için onu istiyorlar ve bir şey biliyor musun? onu alacaklar. er ya da geç hepsini senden alacaklar çünkü bu lanet yere sahipler! bu büyük bir kulüp ve sen içinde değilsin! sen ve ben büyük kulüpte değiliz.

    bu arada, neye inanman gerektiğini söylerken bütün gün kafanı sikmek için kullandıkları aynı büyük kulüp. neye inanacağınızı, ne düşüneceğinizi ve ne satın alacağınızı söyleyen medyalarıyla gün boyu sizi bombardiman ediyorlar. hile var millet. oyun hileli ve kimse fark etmiyor. kimse umursamıyor gibi görünüyor! iyi dürüst çalışkan insanlar; beyaz yakalı, mavi yakalı, hangi renk gömleğin olduğunun bir önemi yok. iyi dürüst çalışkan insanlar oy vermeye devam ediyorsunuz. sizi umursamayan bu zengin sik emicileri seçmeye devam edin….seni umursamıyorlar… siklemiyorlar seni.

    seni hiç umursamıyorlar… hiç… hiçbir zaman. ve kimse fark etmiyor gibi görünüyor. kimse umursamıyor gibi görünüyor. sahiplerinin güvendiği şey bu. amerikalıların muhtemelen her gün götlerine tıkılan büyük kırmızı, beyaz ve mavi sikten habersiz kalacakları gerçeği, çünkü bu ülkenin sahipleri gerçeği biliyor.

    buna amerikan rüyası deniyor çünkü buna inanmak için uyuyor olmanız gerekiyor.
  • " men and women are different in the morning. the men wake up aroused in the morning. we can't help it. we just wake up and we want you. and the women are thinking, 'how can he want me the way i look in the morning?' it's because we can't see you. we have no blood anywhere near our optic nerve."
  • tanrıya tapmaz, güneşe tapar. ama güneşe dua etmez, joe pesci'ye eder. ayrıca çok güzel rap yapar bu amca (hızlı konuşur yani). bill hicks'ten sonra gözümde en iyi komedyenlerden biridir.

    "güneşe taparım ama ona dua etmem. neden bilir misiniz? arkadaşlığımızı sömürmem, pek kibar bir davranış değil. ama insanlar tanrı'ya çok kaba davranıyorlar değil mi? her gün trilyonlarca dua ediyorlar: bana bunu ver, şunu yap. ve bu duaların çoğu tanrının boş günü olan pazar gününde ediliyor, bir arkadaşa böyle davranılmamalı.

    peki diyorum, istediğiniz kadar dua edin. peki ya kadere ne olacak? uzun zaman önce tanrı kutsal bir plan yaptı. çok düşündü, iyi bir plan olduğuna karar verdi ve yürürlüğe koydu. binlerce yıl bu plan gayet iyi işledi. şimdi sen çıkıyorsun ve bir şey için dua ediyorsun. diyelim ki dua ettiğin şey tanrının kutsal planı içinde yok, ne yapmasını istiyorsun, planını değiştirmesini mi? sadece senin için mi? çok ayıp. duası olan her hıyar senin planını mahvedecekse tanrı olmanın ne anlamı var?

    bir sorun daha var, diyelim ki dualarınız kabul görmedi, o zaman ne diyorsunuz? 'tanrının isteği. kaderde varmış, ne diyorsa o olur.' e peki de tanrının isteğiyse ve onun dediği olacaksa o zaman ilk başta niye duanı ediyorsun?"
  • hani tarihi kisilikleri tartisirken "onu donemin sartlarina gore yargilamak lazim" denir ya, george carlin'in kiymetini anlamak icin de yasadigi doneme bakmak lazim. george carlin piyasaya ciktiginda piyasada 2 cesit stand up'ci vardi: beyazlar ve siyahiler. beyazlarin stand up gosterileri genelde suya sabuna dokunmayan, siyasete filan ucundan kenarindan bile dokunmayan, "sahneye cikip 3-5 fikra ve birkac komik animi anlatip giderim" seklindeydi. zencilerin stand up gosterilerinin de buyuk cogunlugu siyahilerle beyazlarin farklarini anlatan gosterilerdi (bugunku george lopez'in amerikalilarla meksikalilari anlatmaktan baska bir sey yapmayan gosterilerini dusunun, veya cem yilmaz'in suya sabuna dokunmayan, turkler uzayda, turkler tas devrinde, turkler x'de turu normalde turkler'in az oldugu mekanlara turk karakteri koydugu stereotipik esprilerini dusunun).

    iste oyle bir zamanda, tam da stand up gosterilerinin cahiliye devri yasanirken, insanlar stand upcilari diri diri topraga gomerken ve cesitli stand up idollerine taparken george carlin bir gunes gibi dogdu. once yaptigi politik espriler ve kullandigi o zamana gore sert bir dille toplumu, siyasileri, sirketleri, yasam tarzini, inanclari, dinleri elestirdi ve bunlari yaparken insanlari incitmek bir yana katila katila guldurmeyi de basardi. onun icin tabu yoktu, onun icin hakkinda saka yapilamayacak hicbir konu yoktu cunku her konu komediye cevrilebilirdi.

    stand up'taki tabulari birer birer yikan george carlin en son amerikan ulusal tv kanallarini da fethedecekti ve stand up denen seyin cehresini tamamen degistirecekti. bu yuzden bugun amerikan stand up'inda bir "george carlin oncesi ve george carlin sonrasi" diye iki donemden bahsedilir.

    george carlin dili super kullanabilen, ezber ve ikna yetenegi cok gelismis olan, tabu tanimayan, hicbir seyden cekinmeyen, "aman seyirci gocunacak mi?" diye hic dusunmeden ne dusunuyorsa aynen soyleyebilen bir insandi. bugun sadece stand up degil amerikan sitcom dizilerinin bile cehresini yarattigi mizah bakis acisiyla tamamen degistirmistir. bugun amerika'da sistemi ve dinleri elestiren simpsons, family guy gibi diziler bile ucundan kiyisindan george carlin'e gonderme yapmaktadir.
  • george carlin'in yanında cem yılmaz atalay demirci gibi kalmaktadır.

    not: cem yılmaz'ı aşağılamıyorum, carlin abimizin büyüklüğünü anlatmaya çalışıyorum.
  • beni aşırı güldürse de george carlin'i hiç bir zaman komedyen olarak görmedim.
    o benim için, kendimi kendisiyle küçük yaşta tanışma fırsatı bulduğum için şanslı gördüğüm, hayata bakış açımı değiştirmiş bir chaotic filozoftur.
    bir çok çevre için de son elli yılın en iyisidir. düşünceleri hala ve her toplum için geçerliliğini korumaktadır.

    en sevdiğim yanı, eleştirilerini yaparken, söylediklerinin acımasızlığından ziyade, hiddetinin ve anarşist ruhunun ortaya çıkmasıdır. kızgındır george carlin, insanlara, ikiyüzlü oldukları için çok kızgındır.

    onunla karşılaştırılan louis ck, bill hicks, ricky gervais gibi cici tatlı komedyenler gibi, kendi söylediklerine hiç bir zaman gülmez, güldürmek için bu basit taktiği kullanmaz, ona rağmen hepsinden de komiktir.

    şu hayattaki pişmanlıklarımdan biri de onu canlı izlemek için yeterince çaba göstermemiş olmaktır.

    en sevdiğim sözünü de koyayım: “think of how stupid the average person is, and realize half of them are stupider than that.”
  • herkesin izlemesi gereken, izleyenin sevmesi gereken, sevmeyenin olmesi gereken, olenlerin de ruhlarinin evlerin catilarina firlatilmasi gereken (bkz: frisbeetarianism) aslan parcasi. sevenleri joe pesci'den rahmet diliyorlardir.

    gunluk konusma dilinin "gentrification"iyla ilgili rutini muhimdir; onca yildir sirf kufur/hakaret/sok etmis olmak icin bunlari yapmadi amcam:
    http://www.youtube.com/watch?v=h67k9eew9ay

    bir de:
    "as a matter of principle, i never attend the first annual anything."
    "think of how stupid the average person is, and realize half of them are stupider than that."
    "fighting for peace is like screwing for virginity."
hesabın var mı? giriş yap