• önceleri "symphoniae silentium" olarak düşünüyorlarmış ismi, sonra kısaltmışlar silentium olmuş. bayan vokalistleri tiina lehvonen şimdilik bırakmış grubu. bir harika olan son albümleri " sufferion - hamartia of prudence" da soulgrind diye bi gruptan w.lilith almış onun yerini.

    son albüm, konsept albümü denilenlerden, ama hikaye oldukça sağlam. prudence ve antracon arasındaki engellerle dolu aşkı anlatıyor, araya bir de scoria adı altındaki şeytanı alarak. 1780'lerde geçmekte hikaye, o yüzden sözlerde shakespeare ingilizcesi havası var. bir mektupla başlıyo albüm, şarkıların arasında da hikayeyi anlamamızı sağlayan diyaloglar var. antracon'un konuşması zaman zaman kabız olmuş frodo havasında olsa da seslendirmeler güzel, hele scoria'nın konuşmaları şarkılar kadar dinleniyo. silentiumun mp3 dışında dinlediğim, adam gibi elime aldığım ilk albümü olduğundan mıdır bilmem, çok etkilendim. ilk dinleyişte açılış şarkısı "flame still burns" kaldı aklımda, sonrasında da favorilerim "shame forever mine" ve de "wither in silence" oldu. "heart unyelding" de w.lilith i sevmemi sağlayan parça oldu, çok yakışmış şarkı kızın sesine. albümde hepi topu 8 şarkı var zaten, 8i de birbirinden leziz.

    bu albümle beraber tekrar karar verdim ki, ne vokalistler ne keyboardcu silentiumun en büyük özelliği deli kemancısı.kemanın öne çıkmadığı yerlerde bile adam arkada çok güzel melodiler çalıyo.

    albümün kalbimi çalan bir özelliği de, "at the masquerade" de scoria ile lord tenheim konuşurlarken arkada çalan şarkının götümden uydurmuyorsam eğer "with blood adorned" olması.neden bilmem mutlu oldum.

    sonuç olarak niçin böyle ısmarlama albüm tanıtımı yaparmışım gibi yazdığımı bilmemekle beraber kendime engel olamıyorum.her ne kadar henüz pek ses getirmese de ünlecek bu albüm, erkenden bir bakın tadına diyorum
  • arvo part'ın sessizlikten yarattığı çığlık.
  • silentium deyince revangelis dinlenmelidir hani.
    you took my hand, and we both were falling.
  • bu kadar güzel üç albüme imza attıktan sonra*** tarzlarını malesef hissedilir derecede değiştirmiş, konserlerinde de 2005 öncesinden sadece bir şarkı* çalarak, onu da bolca scream vokal ekleyip keman partisyonlarını da gitar ve hatun vokalle icra etmek suretiyle tanınmaz hale getirerek sevenlerini* pek bir hayal kırıklığına uğratmış gruptur. konser boyunca riina hanımın bir stripper edasıyla mikrofon ayaklığını kullanıp, dans edip etrafa gülücükler dağıtması da silentium ile pek paralel gitmeyen hareketlerdir. yine de kendilerinin her güzide fin grubu gibi pek alçakgönüllü elemanlardan oluştuğu yadsınamaz bir gerçek olup, esas oğlan matti'nin "zamanımı mümkün olduğunca türkiye'de geçirmeye çalışıyorum, kız arkadaşım istanbul'da" demesi bünyede "lan!?" etkisi bırakmıştır, buralardan kübra hanıma selam ederizdir.
  • son zamanların çıkan en başarılı doom metal gruplarından olduğunu düşündüğüm, my dying bride'ı anımsatsa da onlar kadar ağır ve kasvetli olmadan da insanı depresyona sokabilen iskandinav grup...

    1996 – illacrimo (mcd)
    1998 – camene misera (mcd)
    1999 – infinita plango vulnera
    2001 – altum
    2001 – si. vm e.t a.v.vm (mcd)
  • uzun introları ve müthiş ezgileriyle insanı alıp götüren grup
  • dark whispers parçasıyla yarıp atan grup. bu parça bile grubun yaratıcılığını göstermek açısından yeterlidir.
  • arvo part'in tabula rasa'sındaki ki bu ikinci bölüm, silentium, puslu bi havada okyanusta öylece salınan bi teknenin üzerinde anlamsızca suya bakarken ansızın işitilen siren çağrısı gibidir.geri dönemeyeceğinizi bile bile gidersiniz. ulaşamayacağınızı bile bile yola çıkarısınız.
  • my dying bride daki kemanı çok etkileyici bulup, şarkılarına onu da koymayı düşünmüşler. o yüzden infinita plango vulnera albümü my dying bride ı anımsatıyor(solistin söyleme tarzı da benziyor). fakat altum albümünde kendi tarzlarını yakalamış olan, kanımca oldukça iyi müzik yapan, şarkılarında hafif ve garip bir hüzün havası olan bir gruptur silentium...
  • revangelis de dinlenmelidir,the lusticon da,requiem de,to my beloved one da ve hatta the sinful da.etkileyici bulup koydukları keman bence grubun en önemli, en vurucu enstrümanı olmuştur.parçaları tek başına alıp götürmektedir.işin içine güzel vokal de girince pek hoş olmuşlar,pek beğenilmişlerdir..sonuç olarak,dinleyelim,dinletelim.
hesabın var mı? giriş yap