• piyasa koşullarını belirlemeyen işverendir. piyasa kendi kendini maksimize eder, kimsenin dokunmasına gerek yoktur. eğer piyasa büyük bir sosyal kesimin mahvına neden olacaksa devlet bir miktar müdahale edebilir. (bkz: asgari ücret),(bkz: tavan fiyat) vs.

    e dedik ki işveren piyasanın içindeki sayısız aktörden sadece birisi ve bu adam satın alırken etiketlere bakıyor. etiketteki fiyatlar şu durumda muhtemelen : tecrübesiz mühendis (ytü,ankara,ege mezunu) : 1000-1500 tl. tecrübeli mühendis (mesela 5 barajda şantiye şefi olarak çalışmış bir inşaat müh.): 5000-10000. temizlikçi : 50-150 gündelik. tecrübesiz avukat: 1200-2000, tecrübeli (8-10 yıl)avukat :bu pek belli olmuyor ama 5000'den aşağı olmaz sanırım.

    şimdi yukarıdaki fiyatlar üç aşağı beş yukarı böyle iken işverenden ne yapmasını bekliyorsun ? eğer odtü- boğaziçi mezunusuysan 2000- 2500 ile başlarsın, sütçü imam mezunu isen 1000. fiyatını belirleyen en önemli faktör yine sensin. sen bunu gözardı edip işverene laf etme ,bu parayı o belirlemiyor. içinde yaşadığın sistemi tanımaya çalış, işverene 1001 tl kazandırmazsan o 1000 tl'yi de alamazsın.

    bir de piyasayı düşürmeyin diyen insanlar var. allah için söyle n'apsınlar. hepsi birlik olup kabul etmiyoruz lan 1000 tl'yi desinler ve bu işlere başvurmasınlar. piyasada mühendis bulamayan işverenler yüksek maaşlar önersinler. oh piyasa yükseldi diyen tecrübesiz mühendisler de bu işlere başvurmaya başlasınlar. e ne olacak sonra, önerilen maaşlar düşmeyecek mi, arz-talep en temel ekonomi prensiplerinden biri değil mi? yani sen bu cehaletinle,sığ düşüncenle insanlara akıl veriyorsun hay maaşallah!( 1000 tl'yi kabul etmeyenlere devlet gurur yardımı yapıyormuş 2000 tl, piyasa yükselene kadar onla geçineceklermiş bu mühendisler!)

    peşin edit: bu sistemden memnun değilim, işverenlerde şerefsizlik eğilimi pek yaygındır. para denilen nesnenin allah belasını versin.emek değeri üretendir, dolayısıyla değerin ta kendisidir.fakaat gerçeklerden kaçmak için usain bolt olmak dahi yetmemektedir.
  • maddi çıkarlarını korumaya çalışan işverendir. asıl mesele bu maaşa mühendisin bakış açısıdır. benim gibi üniversite yılları boyunca derslerden daha çok kendine zaman ayırmış, istediği gibi gezmiş eğlenmiş ama üniversiteyi de gerektiği kadar bilgi alarak bitirmiş bir insan için iyi bir fırsattır. üniversitede öğrenemeyeceği bir çok şeyi o iş ortamında öğrenir ve fiyatını kısa zamanda katlar. özetle işverenin size ne kadar maaş verdiğine değil, ne kadar bilgi verebileceğine bakın. 1000 tl'ye çalışmam diyerek 5 ay boş gezen adamın fiyatı yerinde sabit kalırken aynı dönemde sizin fiyatınız 1500 tl'ye çıkabilir. tabii diğer taraftan kendini işine, eğitimine vermiş, okurken çalışmış ve işe girdiği an katkı sağlayabilecek bir kişi iseniz bu maaşı kabul etmeniz çok mantıklı olmaz.
  • mühendisin ciddi bir iş bulana kadar kendisine muhtaç olduğunu düşünen işverendir. mühendis birkaç ay içinde firmadan ayrılacaktır, bu süre içinde sömürmeye çalışmaktadır toy bünyeleri. çalışanına böyle yaklaştığı için ve mantığı bu kadar zavallı olduğu için küçük firması küçük kalmaya devam edecektir.
  • 800 bin tl araba alıp 700 tl'ye işçi çalıştırmak sorunsalı kadar büyük sorundur.
  • türkiye şartlarında uyağına yatan işverendir. mantar gibi açılan mühendislik fakülteleri her yıl binlerce mühendis mezun ediyor. ne oluyor bu insanlar hiç düşünen yok mu yahu? adamın işine geliyor 1000 tl vermek. iş bin lira ile bitmiyor ki bunun cumartesi günü çalışması var, ücretsiz fazla mesai yapması var.

    beğenmiyorsan kapı orada diyor adam çünkü kapısında o işi almak isteyen yüzlerce adam var. hal böyle olunca minareyi çalan kılıfını uydurur misali adını da tecrübesiz mühendislik diye nitelemişler. lan bugün her gün ev işine giden bir kadın ayda 1500 lira alıyor sigortası ve yemeği dahil. he ben o insanları küçümsemiyorum onlar da ekmeğin peşindeler ama 4 yıl okumuş hatta master yapmış adama bu parayı reva görmek vicdansızlıktır, şerefsizliktir.

    avrupa da 2500 avro, abd de 3000 dolar ile başlıyorlar işe. sosyal hakları da cabası oranın yasaları var çünkü götü yemez milletin karın tokluğuna işçi çalıştırmaları. yok tecrübesiz ben bu mevkiye gelene kadar ebem sikildi diye ajitasyon yapmasınlar bir zahmet.
  • sömürüyle filan alakası yoktur. benden cömerttir. bu dükkanlar suyla mı dönüyor? sana 1000 lira vereceksem benden 1800 çıkıyor. yediğin içtiğin servisin üstüne. ben iş yaptğım şirkette 800 lira civarına makine mühendisi çalıştırabiliyorum, 1000 lira vermem.

    yok kafa patlattım yok bilmem ne. bana ne? bana mı sordun patlatırken?

    ek: şimdi bir de furya çıktı, diyorlar ki "sgk ile anlaşma var, mimar asgari ücreti şu olabilir, mühendis asgari ücreti bu olabilir" filan.

    bullshit. piyasa olm bu, biyerinizi yırtsanız değiştiremezsiniz kurallarını. işe almam ben de mühendisi, bir mühendislik ofisine yaptırtırım mühendislik işlerini, olur biter.
  • tmmob'un sgk ile imzaladığı anlaşmaya göre işverenin artık yapamayacağı ücret teklifidir.
  • arz fazlasından dolayıdır. ayrıca bir de çıkan ürünün (bkz: mühendis) kalitesi de yetersiz olunca, çok normal durumdur. yetişen mühendislerin bir çoğu, piyasadan çok uzak, pratik bilgilerle donatılmamış ve ilaveten yetersiz teori bilgi aldıklarından, tecrübe, maaş kıstasında çok önem kazanmakta.

    1000 tl'ye sıfır km mühendis yerine, 1500 tl'ye teknik lise mezununu 5 defa tercih ederim.
  • işe alımda sadece diplomaya bakan firmalar, bu yüzden sadece diploma için apar topar bitirilen, bitirilmese de diplomanın ele zorla tutuşturulduğu universiteler, bu yüzden sadece diplomada ne kadar süslü duracağına göre okul ve bölüm tercihi yapmaya zorlanmış öss adayları zincirinin gelip patladığı noktadır.

    diploma bir kalifikasyon belirteci olma niteliğini yitirdiğinden, firmalar da işe alım süreçlerini iyileştiremediklerinden (çünkü en başta işe almayı bilen kalifiye insan yok), ucuza alıp en azından uygun olmayan birini aldıklarını anladıklarında zararlarını minimize etmeye çalışıyorlar. işgücü enflasyonu olmasa bile sadece adayları yeterliliklerine göre ayrıştıramama sorunu yüzünden ister istemez durum buna yakınsıyor.

    bu işin sonraki aşaması beyin göçünün daha da artması, zaten az olan kalifiye gücün bitmesi ve türkiye'de mühendisliğin kaybolan zannatlerimiz programına konu olması olacaktır eğer o zamana kadar bir eğitim reformu olmazsa.
  • aslında mühendisin yapacağı teknik işe ihtiyacı olmayıp sadece diplomasına ihtiyaç duyan veya hiç değilse okumuş olsun diyen işverendir. 1000 lira alan mühendisin yapacağı teknik iş ne olur ki? o paraya çalıştıracak istediği işi yapan adamı bulduktan sonra niye daha fazlasını versin ki? mühendis de kendini geliştirip daha iyi bir iş bulunca çeker gider zaten. işveren de yenisini bulur. demek ki tecrübeye ihtiyacı yoktur, zira tecrübeli adamı o maaşla elinde tutamaz. e alan memnun veren memnun bize ne oluyor ki?

    bazı düşük profilli işler için bu düsturu büyük firmaların** dahi uyguladığını duydum. ne kadar doğrudur bilemem.

    edit: ha bir de şu var. bizde özel firmaların adam yetiştirip sonra da onun tecrübelerinden faydalanma gibi bir derdi yoktur. hele sektöre yetişmiş eleman sağlayayım diyeni hiç yoktur. ancak armut piş ağzıma düş. armut nerede pişecekse artık. o yüzden de ağlar dururlar yetişmiş eleman yok diye. yetiştirmeyi denediniz mi hacı hiç? bunda yükseköğretim kurumlarımız ve enstitülerimizin marsta yaşamasının da etkisi büyüktür. sanırım buna istisna yabancı sermayeli kurumsal şirketlerdir. onlar bizimkilerden daha bizdendir sanki bu nedenle. (yuh arkadaş edit entry'den uzun oldu)
hesabın var mı? giriş yap