aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • amazon'un kötü bir marketingle tanıttığı dizi. kötü diyorum, çünkü fragmanlardan kötü bir dizi görünüyor homecoming. ama sürükleyiciymiş. ilk sezonun tamamı yayınlanmış. 10 bölümden oluşuyor. bölümler 25-30 dk civarı. başrol julia roberts'ın. dizi podcast'ten uyarlanmış. 20 bölüm fazla mı olur bilemiyorum ama şimdilik (3. bölümdeyim) sürükleyici bir dizi. dizi yuvaya dönüş/homecoming adlı tesiste geçiyor. savaştan dönen travmalı askerlerin iyileştirilmesi amacıyla başlatılmış bir programa odaklanılıyor. iki farklı zamanda geçiyor. ilki heidi'nin homecoming'te çalıştığı, askerleri dinleyip onları sorunlarından uzaklaştırmaya, iyileştirmeye çalıştığı zaman. diğeri heidi'nin homecoming'i bırakıp annesinin yanına döndüğü, hakkında soruşturma açıldığı zaman. iki bölüm de sürükleyici. sam esmail şimdilik iyi bir iş çıkarmış. bu arada 2. sezonda eşi emmy rossum'u görürsek güzel olur.

    edit: çerez gibi gidiyor ilk sezon. neler oluyor diye diye izleniyor. bir bölüm biraz filler bölümü olmuş, bir yerlerde sırf sezonu uzatmak için gereksiz yere diyaloglar uzatılmış ama genelde sürükleyici bir sezon.

    spoiler

    7. bölümde düğümler çözülmeye başlıyor. bu tür yapımlardaki evil corporation, şeytani planlar, askerler üzerinde deneyler, komplo teorisi mi gerçek mi ikilemi hepsi bu dizide var. the truman show, jacob's ladder gibi filmlerin ve 70'lerde çekilmiş akbabanın üç günü gibi yapımların izinden gidiyor homecoming. iyi bir şey yaptığını sanan, ensesine vur lokmasını aldan farksız psikiyatrist, şeytani plan, özel şirket yüzünden benliği silinen askerler... olayların "geçmişte yaşadıklarını unutan, bu yüzden mutlu hissetmeye başlayan, yani ptsd'yi yenen (!) askerleri tekrar savaşa yollamak" gibi şeytani bir plana getirilmesi sürpriz oldu. gerçi daha ilk bölümden birtakım şeytanlıkların döndüğünü, o tesisten iyi bir şey çıkmayacağını tahmin edebiliyorsunuz, belki bu mevzu çok da şaşırtıcı değil ama ben şaşırdım. twisti saklayabilmişler.

    spoiler
  • gayet keyifli oyunculukları hikayesi sürükleyici sonuna kadar gidilesi julia roberts ihtiva eden dizidir.
  • julia roberts'ın mini dizisi
  • (bkz: kubrick-esque)
  • gereksiz uzun tutulmuş bir 'mini dizi'.
  • açılın homecoming yermeye geldim. valla bol bol shade atacağım, şimdiden uyarayım.

    öncelikle julia'dan ve o korkunç peruğundan başlamak istiyorum. doksanların ve iki binlerin başlarının flaş isminin kariyeri duraklama dönemine girince ve bence asıl nicole kidman, big little lies'la ödülleri süpürüp ismini "cilalayınca", julia da bu projeye evet dedi diye düşünüyorum.
    ama kendi şartlarıyla elbette: bölüm sürelerinin kısa tutulmasının senaryodan değil, julia roberts'ın "ayh, biliyor musun samciğim*, ben öyle uzun süre oynayamam, vaktim kısıtlı biliyorsun. oscar'ım filan var benim. set hazır olunca beni çağırın." tavrından kaynaklandığını düşünüyorum.

    çünkü aynı kaprisli ve özensiz yaklaşımını peruklarında ve hatta oyunculuğunda da görmek mümkün. açıkçası colin rolünde bobby cannavale ve walter cruz rolünde stephan james hem çok daha iyi hem de çok daha "doğal" bir oyunculuk çıkarıyorlar. julia'nın role hiçbir şekilde giremediği ise her sahnede belli oluyor.
    bu denli "büyük" bir ismin ve ağzın ve dişlerin bu denli kötü oynaması ve buna "ok" denmesi bence son yılların en büyük fiyaskosu.

    bir diğer konu: ortamlarda öve öve bitirilemeyen çekim tekniği. çok basitçe soruyorum: salak mısınız?
    yönetmenin seyircinin hikayeyi anlayamama ihtimalini bertaraf etmek için zaman farkını bu şekilde görselleştirmeye çalıştığını düşünün bir.
    düşündünüz mü?
    bu açıdan bakınca bu karar, hiç de öyle son yılların en önemli anlatım tekniklerinden biri filan değil, aksine basbayağı kolaycı ve hatta seyirciyi gerizekalı yerine koyan bir tercih de olabilir. ki bana kalırsa öyle.

    ayrıca öte yandan bunu, yönetmenin beceriksizliği olarak da görmek mümkün.
    şu yüzden: kardeşim sen daha iki farklı zaman dilimine ait görsel dili kurgulamaktan da aciz olabilirsin. çerçeve oranı gibi öküz kadar "bariz" bir şeyi koymak, hiç de öyle "incelikli" bir anlatım tekniği değil.
    dünyayı kurtaran adam'ın da sahnelerindeki çerçeve oranları uymaz mesela: çünkü başka filmlerden araklanmışlardır. hadi o sırf bu sebeple kült olmayı başardı ama sana ne demeli?

    "özge bak bu son yılların en dahiyane yönetmenlik harikası..."
    siktir git berkecan!

    bir diğer konu, öküz altında buzağı arayan ve bundan gerilmemizi bekleyen senaryo. amerikalı ve erkek olmadığım için asker hikayeleri bana hep itici gelmiştir ve homecoming'in de aslında önemli bir meseleyi (anılarınız ve travmalarınızın silinebildiği bir dünya) askerlik üzerinden anlatmasını çok sevemedim. ama işte genellikle "asker" imgesi her seferinde iş yaptığı için, burada da riske girmek istememişler, çünkü örneğin bir hapishanede, hastanede, üniversitede filan geçse bu kadar ilgi uyandırmazdı, değil mi?
    bazı sahnelerin (titanic rising gibi) diyaloglarının uzunluğu insanı bayıyor. bu detaylar hiç de öyle harika filan değiller ve karakterleri derinleştirmiyor bence.
    neyse, senaryoya çok dalmak ve daha da sinirlenmek istemiyorum.

    dizinin çekimlerinde görsel açıdan vurulduğum iki sahne oldu: biri şu merdiven sahnesi, diğeri de şu arşiv sahnesi bu iki sahnedeki görselliğe bayıldım!
    (gördüğünüz gibi yiğidi öldürüp hakkını yemiyorum.)
  • güzel bir askeriye psikolojik gerilim macera dizisi olmuş. esasında tam olarak da askeriye temalı değil, yani orduda falan geçmiyor; daha çok, ordu görevinden sonra askerleri sivil hayata hazırlamaya odaklanılmış başarılı bir çalışma.

    flashforward sahneler için 4:3 kadrajlama mı diyeyim, gerilim veya psikolojik sahnelerdeki müzikler ve ses efektleri mi diyeyim; tam bir 90'lar gerilimi gibi olmuş esasında. üstelik, merak ettirip ettirip sonunda fos bir şey de çıkmıyor. süre bakımından da makul. özellikle 5. ve 6. bölüm civarlarında kuvvetli biçimde stanley kubrick havaları sezdim diyebilirim gerek kadraj, gerekse kullanılan sesler müzikler olsun.

    julia roberts çok güzel performans sergilemiş. onun haricinde, asker walt'u canlandıran eleman, firmada çalışan takım elbiseli abi olsun (isimlerini ezbere bilmediğim için söyleyemedim şimdi). hepsi rollerinin hakkını vermiş.

    --- spoiler ---

    özellikle julia roberts'ın hatırlamaya başlayıp merkeze geri dönmesi, tam o sıralarda savunma bakanlığından adamın da merkeze gitmesi, aynı anlarda merkezin farklı noktalarında dolaşmaları falan; o sahneler çok iyi hazırlanmış bence.
    --- spoiler ---

    bu arada dizi 2. sezonuyla geri dönecekmiş. merakla bekliyoruz. 8/10'luk bir dizi diyebilirim. toplam 10 bölüm, 30'ar dakikadan 5 saatlik bir dizi. roman okur gibi izleyip gidiveriyorsunuz işte.
  • evet, kutluyorum.

    "- well, no, um, 1 found her behavior to be somewhat odd. somewhat vague.
    - she's vaguely odd?
    - no, ma'am. oddly vague."
  • the conversation'daki harika temayı döndürmeleri asiri hosuma gitti. farkli evrenler yok, farkli dunyalar var ;) muzik adeta, bunlarin arasinda yankilanan dalgalar gibi. (bkz: intertextuality)

    ben bir iki tanesini yakaladim tonla eski soundtracki çağırmışlar. surda listesi:

    https://news.avclub.com/…ayed-in-homecom-1830295086
hesabın var mı? giriş yap