hesabın var mı? giriş yap

  • çalıştığım için karanlıkta evden çıkıp, karanlıkta eve dönen biri olarak aydınlığımı çalanlara ''allah belanızı versin, gözünüzdeki ışığı alıp dünyanızı karartsın'' diye dualar ettiğim uygulama.

  • son yıllardaki yazılanlara baktım da çoğunlukla kendisini döneminde takip edememiş gençler yazmış. size şöyle örnek vereyim bugün yaşasaydı mültecilerin ve yasadışı göçmenlerin ülke için ne kadar faydalı olduğundan bahsederdi. oradan anlayın durumu.

  • bu adamın her beğendiğim karikatürünü yazmaktan sakınıyorum; ama bazılarını da yazmadan olmuyor. milliyet gazetesinin 23 temmuz günkü ilavesinde yer alan karikatür de pek yarıcı ("yarıcı" diyerek spoiler yaptım):

    - maaşım yetmiyor müdür bey...
    - ne kadar alıyodun sen?...
    - iki buçuk milyar.. ama bahşişlerle bi buçuk oluyo..
    - nasıl bahşişlerle bi buçuk oluyo?
    - bahşiş bırakmayı çok seviyorum.. bol bol bahşiş bırakıyorum her yere...
    - çıkar mısın dışarı...
    - olur..
    - o masaya bıraktığını da alır mısın?...
    - kendine bişeyler alırsın..

  • --- spoiler ---
    en keskin bilimsel araştırmalar bile hayal gücümüzün özgür yaratıcısı yeteneği olmaksızın bir adım ileriye gidemez. bir insan nedensellik yasasına aykırı şeyler üzerine, bir kez olsun kafa yormamış ise onun uğraştığı bilimden bir zerrecik olsun yeni bir düşünce beklemek boşuna olur.
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    düşünceler, atomlardan, elektronlardan da ince bir niteliktedir. düşüncemizde bir atom çekirdeğini kolayca parçalar, milyonlarca ışık yılı uzaklığı bir solukta alırız. bazen insanın hayal gücüyle ulaşabileceğinden çok daha geniş alanlara yayıldığı savunulur doğanın, oysa aslında tam tersi doğrudur, bunun. doğa insanın uçsuz bucaksız düşünce dünyasında ancak pek dar alanı kapsamaktadır. gerçi bu dünyayı harekete geçirmek için dışarıdan bir dürtüye, doğadaki bir yaşantıya ihtiyaç vardır, ama bu dürtüyü bir kez almaya görsün hayal gücümüz örmeye başladığı ipliğin sonunu öre öre kendi getirir, hatta doğadaki olayların ötesine karışmaya kadar.
    --- spoiler ---

    max planck/modern doğa anlayışı ve kuantum teorisine giriş

  • 63 yaşındayım, sabah güneşi selamladıktan sonra kahvaltımı yapar kahve içerim. akşamları genelde 4-5 gibi yemek yerim. emekli ikramiyasiyle kendime çok güzel bir kompüter dizdirttim. internetini, spotify'sını, netflix'ini, ne lazımsa bağlattım. arada iki dizi atıyorum, biraz sözlüğe takılıyorum. face'e girmedim, sarmadı. gençliğimde biraz çapkındım herkes orada şimdi, yüzlerini göresim yok. 20-25 senedir takip ettiğim rss feed'ler var onları okuyorum ara ara. akıllı telefon almadım, gözüm seçmiyor, hem parmaklarım da kalın dar geliyor. gözlük modeli çıkarsa alrım. arada hayrına nude atan arkadaşlar var burada, gelişmeler yaşanıyor falan. yani tüm bunlara rağmen sözlüğe girdiğim için neden utanmam gerektiğini anlayamadım. gençler bi garip.

  • itirafci: uzumcicegi; cinsiyet: kadın; yaş: 25; ülke: abd

    itiraf: meksika'daki maya tapinaklarinda, en buyuk piramitin bir odasinda, "ne mutlu turkum diyene!" yaziyor. nerden mi biliyorum? cunku onu bir erkek arkadasimla buyuk risk alarak biz yazdik. tarihi esere zarar vermekten hapse bile atilabilirdik. ama ulkem icin degerdi dogrusu.

    meali: "aptallığın sınırları" konulu bilimsel bir çalışma esnasında labaratuvardan kaçtık biz, türk vücuduna büründük. insan değiliz ama, vallahi.