• 2014'ün "en iyi avrupa filmi" seçilmiş yapıttır.

    (bkz: avrupa film ödülleri/#38991056)
  • demin sona eren 2014 avrupa film ödülleri töreninde ortalığı altüst ederek en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi senaryo ve halkın seçimi ödüllerini toplayan, kış uykusu ile üç dalda aday olan nuri bilge ceylan'ı bu sefer ödülsüz bırakmış film.
  • --- spoiler ---

    john coltrane'den naima kullanarak izleyenleri uçuran film.

    --- spoiler ---
  • bir tür sophie's choice beklentisiyle izleyip hayal kırıklığına uğradığım filmdir. eleştirilemeyecek tek noktası sanırım görüntü yönetiminin başarısı. düşük aydınlatma düzeni ve siyah-beyaz anlatım sonuna kadar başarılı. sonrası gerçekten yok filmin. senaryosunun çarpıcı olmadığı muhakkak ancak işlenişi de pek bişey vaadetmiyor. soykırım temalı filmleri sevmeme rağmen sonunu zor getirdim filmin. (en azından ucundan kıyısından bulaştığını düşünürsek). oyunculuklar da ortalığı yıkan cinsten değildi. geçmişe dönme esprisi, yıllanmış hüzün yönetmenin özellikle vurgulamaya çalıştığı dinlerin sorgulanması ekseninde tartışılmaya çalışılmış. ilahi dinlere karşı dans ve bekaret sahneleri ile verilmeye çalışılan mesaj özellikle sığ kalmış. konusu olabilen bir sanat filmi tabirini ortaya çıkarmak istemişler fakat o hava da yakalanamıyor filmde. ancak müzikleri unutmayalım. oldukça iyi şarkılar seçilmiş filmin ruhu ile senkronize olamasa da müzikleri bi harikaydı.
  • 2013 yapımı vakit kaybı siyah beyaz film.

    beğenmedim. sıradan hikayeler işlenişine göre izletir kendini elbette ama bu filmi ara vere vere aylar sonra bitirebildim ancak.

    hiç gerek yok.

    başrol oyuncusu agata trzebuchowska ise çok cicili bicili bir kişilikmiş gerçekte. ilginç gözleri var.
    agata trzebuchowska

    3/10
  • kötü olmayan filmdir. ama bu kadar ödül doğal olarak beklentileri yükseltiyor. aldığı ödüllerle filmi değerlendirecek olursak ; evet film biraz hafif kalıyor. sinematografi açısından ise oldukça iyi.
  • merak edip de istanbul film festivali'nde gidememiştim. sonrasında güzel eleştiriler duyunca daha da merak ettim ama hiçbi yerde gösterilmedi. ama en sonunda modernde 8-18 ocak arasında yapılacak oscar'ın bu seneki yabancı film adaylarının gösteriminde izlenebilecekmiş. bakalım nasılmış.
  • beklentimin biraz altında çıkmış film.

    zaten konusu gereği depresif bir film, üstelik siyah beyaz çekilmiş. polonya'nın kendisi de kasvetli bir ülke, izlerken insana ister istemez bir karamsarlık çöküyor.

    filmde teyze - yeğeni oynayan iki agata da oldukça başarılı. özellikle yeğen olanı oynayan, ilk oyunculuk deneyimi olduğu halde çok iyi iş çıkarmış.

    film süre olarak biraz kısa gözükse de (82 dakika), benim gibi dikkat eksikliğinden muzdarip kişiler için biçilmiş kaftan. hiç ara vermeden oturup izleyebiliyorsunuz.

    ben beklediğimin altında çıktı dedim ama, film kötü değil. izlemek isteyenlere öneririm yani. zaten filmin konusu da 2. dünya savaşı sonrası ve yahudiler olduğu için birçok insanın ilgisini çekecektir.
  • sade bir film.

    bu film basit bir dille ancak böyle tanımlanabilir. ikinci dünya savaşı temalı olmasına rağmen mahsunvari biçimde gözümüze gözümüze soktuğu direkt mesajı yok. iddiası yok. taraf tutmuyor. renk vermiyor. ajitasyon yapmıyor. ama film beni üç noktada oldukça şaşırttı :

    - ilki, filmi izlemeye başladığımda bir şey dikkatimi çekti. kadrajda sorun var dedim kendi kendime. ekranı küçülttüm değişen bir şey yoktu. hala çerçevelemede sıkıntı olduğunu zannettiğim bir durum vardı. ilerleyen dakikalarda anladım ki yönetmen kamera açıları bakımından biraz deneysel takılmış. iyi hoş da olmuş ama en başta izleyici biraz yadırgıyor bu açıları. sonrasında alışınca ve filmin öyküsü dikkate alındığında, böylesi açıların filme vurucu etkileri olabileceğini ve dahası kahramanın ikilemi düşünüldüğünde çok da yerinde olduğunu anlıyorsunuz.

    - ikincisi ise biraz spoiler içeriyor:

    --- spoiler ---
    savcının sıradışı intihar sahnesi. aslında en başta intihar olduğunu bile anlamakta güçlük çektim. bir intihar ancak bu kadar cool ve afili olur. insanı intihar etmeye özendiriyor *.
    --- spoiler ---

    - dikkatimi çeken üçüncü şey ise başroldeki rahibemizin mimiksizliği. film boyunca aklıma en çok sevdiğim yönetmenlerden robert bresson gelip durdu. hatta bresson'un en iyi filmi olan au hasard balthazar'daki başkarakterin yüzü ile bu rahibemizin yüzü değişti durdu zihnimde.

    polonya dostu bir badimin (phoarbix) tavsiyesiyle izlemiştim. iyi etmiş de önermiş. yabancı film dalında oscar adayı bile oldu. hatta şimdiden favoriler arasında gösteriliyor.

    edit: hem en iyi yabancı film hem de sinematografi dalında oscar adayı oldu.

    edit 2: en iyi yabancı film oscarını aldı. şimdi çok zor ama sırada sinematografi var.
  • oscar'ı cepte olan film.
hesabın var mı? giriş yap